Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından her yıl kasım
ayı boyunca Türkiye'nin dört bir yanında Hazreti Peygamber (Sallallahu Aleyhi
Vesellem)'in bir sahabesinin hayatını konu alarak etkinlikler düzenliyor.
2015 yılında başlatılan bu çalışma, sırasıyla
Hazreti Ebubekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman, Hazreti Ali (Radiyallahu anhum)
ve bu yıl da bayanlara Hazreti Hatice (Radiyallahu anha), erkeklere ise Hazreti
Sad bin Ebi Vakkas (Radiyallahu anh) temalı etkinlikler düzenlendi.
Gündüz bayanlar için düzenlenen program, akşam ise
erkekler için düzenlendi. Suriye Şam Emevi Cami Müezzini Hafız Şeyh Münir
Abdulcebbar tarafından okunan Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programın
sunuculuğunu Mustafa Tufan yaptı. Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından Peygamber
Sevdalıları Vakfı Koordinatörlerinden Nurettin Teymur, selamlama ve açılış
konuşması yaptı.
"Rabbimizin rızasını kazanma yolunda Peygamber
Sevdalıları yoğun çaba göstermektedir"
Peygamber Sevdalıları Vakfı çalışmaları hakkında
bilgi verdikten sonra Teymur, "Etkinliklerdeki gayemiz ve amacımız
Rabbimizin rızasını kazanmaktır. Rabbimizin rızasını kazanma yolunda Peygamber
Sevdalıları yoğun çaba göstermektedir. Asırlardır İslam ile şereflenmiş,
İslam'ı hayatının ve kültürünün bir parçası haline getirmiş olanlara desteğini
daima sürdürmektedir. Dinin insanlığa ulaşması, yayılması ve hâkimiyeti için
birçok fedakârlıkta bulunmaya çalışmaktadır." ifadelerini kullandı.
Selamlama ve açılış konuşmasından sonra ilahi
sanatçıları Nezir Güler ile Ömer Güneş, sahabeler üzerine ilahiler seslendirdi.
"YOLUMUZU AYDINLATAN YILDIZLARDAN BİRİSİ DE
HAZRETİ SAD BİN EBİ VAKKAS'TIR"
Programda Türkçe bir konuşma yapan Eğitimci Mehmet
Emin Sütçü, Hazreti Sad bin Ebi Vakkas (Radiyallahu anh)'ın hayatından kesitler
sundu.
Sütçü, "Yolumuzu aydınlatan yıldızlardan birisi
olan Hazreti Sad bin Ebi Vakkas'ı anmak için toplandık. Bizler biliyoruz ki
Allah (Celle Celaluhu) ve Resulü'ne (Sallallahu Aleyhi Vesellem) en ziyade
itaat edenler, Rabbimizin, Habibine dost olarak seçtiği sahabeleridir. Onlar
İlahi vahyin ilk muhatabı ve vahyi hayata aksettiren Asr-ı Saadetin gülleridir.
Allah dostlarını anmak, Allah'ın rahmetinin üzerimize inmesine bir vesiledir.
Bunlar, Habibinin yol arkadaşı sahabelerse, inşallah o rahmetin sağanak sağanak
üzerimize yağmasına bir vesiledir. Bizler bu rahmeti umarak Peygamber Efendimizin
seçkin sahabesi Sad bin Ebi Vakkas hakkında bilgi verip onu daha yakından
tanımaya çalışacağız." dedi.
Sad bin Ebi Vakkas'ın 17 yaşında İslam ile
tanıştığını hatırlatan Sütçü, " Sad bin Ebi Vakkas, İslam'da ilk müşrik
kanı akıtan ve ilk ok atan sahabedir. İbadetlerini Mekke'de gizli yaptıkları
dönemde kendileriyle alay edip namazlarına mani olan müşrikin kanını akıtmış,
Medine'ye hicretten sonra, seriyyelerle artık mücadelenin başladığı dönemlerde
Ubeyde Bin Haris komutasındaki seriyyede ilk oku atan sahabedir." şeklinde
konuştu.
Program, Hazreti Sad bin Ebi Vakkas'ın hayatı ile
ilgili sinevizyon gösterimi ile devam etti. Tekrar sahneye çıkan ilahi
sanatçıları, sahabeleri anlatan ilahi ve kasideler seslendirdi.
"CAHİLİYE, KÜFÜR VE ŞİRK; BUGÜN BİR KEZ DAHA
DÜNYAMIZI KARARTMAK İSTİYOR "
İTTİHADUL ULEMA Üyesi Molla Osman Teyfur'un yaptığı
Kürtçe konuşma ile program devam etti.
Konuşmasında Teyfur, "İslam güneştir. Dünyayı
aydınlatmış. Cahiliye, zülüm, küfür ve şirk karanlıktır. İslam güneşiyle küfür
ve şirki imha etmiş ve dünyayı aydınlatmış. Cahiliye, küfür ve şirk; bugün bir
kez daha dünyamızı karartmak istiyor. Birkaç gün önce, okullarımızda
çocuklarımızı alıp kullara secde ettirdiler. Odun ve taşlara kulluk
yaptırdılar. Bu da gösteriyor ki bazıları gene dünyamızı karartmak istiyor.
Bizler bugün İslam güneşiyle kalp, akıl, ruh, çevre ve hayatımızı
aydınlatmalıyız. Şirk ve küfrün karanlığının hayatımıza girmesine izin
vermeyelim. Müslüman gençlerde Sad bin Ebi Vakkas gibi İslam güneşini arayıp
tabi olması ve dünyasını aydınlatması gerekir." dedi.
Sad bin Ebi Vakkas'ın sağlam bir imana sahip
olduğuna vurgu yapan Teyfur, "Sad bin Ebi Vakkas'ın İslami bir tarz ve
tavrı vardı. Her vakit bu İslami tarz ve tavrını muhafaza etmiştir. Kesinlikle
bu İslami tarz ve tavrından taviz vermemiştir. Müslüman olduğu zaman tavizsiz
İslami bir hayat yaşadı. Ne müşriklerin kılıcından korktu, ne tehditlerinden
dolayı döndü ve ne de annesinin duygusallığından etkilenip döndü. Annesi, Sad
bin Ebi Vakkas'ı Allah'ın dininden çevirmek istediğinde, akidesinden ve
imanından taviz vermedi. Annesi açlık grevine girdi. Sad bin Ebi Vakkas'a 'bu
dinden dönünceye kadar hiçbir şey yiyip içmeyeceğim' dedi. Sad bin Ebi Vakkas
da annesine, 'Eğer 100 canın olsa, açlık ve susuzluktan her gün birini versen,
yine de bu aziz dinden dönmem.' dedi. Her halükarda, her şartta bizlerin de bu
aziz dinden taviz vermememiz, iman ve akidemizden dönmememiz gerekir."
diye konuştu.
Program,
Molla Osman Teyfur'un yaptığı dua ile son buldu. AHMET KÖLGE




