Euro

36,4120

Dolar

34,5321

Altın

2.964,85

  • Ekleme: 02.07.2023 11:10 Güncelleme: 02.07.2023 11:10

KENDİNE VE ÜLKESİNE YABANCI İNSAN YETİŞTİREN EĞİTİM SİSTEMİ

Başlık garibinize gitmiş olabilir. Nasıl olur da bir eğitim sistemi, hem de 12 yıl kesintisiz ve zorunlu eğitimi olan bir sistem bunu yapabilir?

Olmamasını dilerdik, ama maalesef gerçekler onu gösteriyor. Milli olmayan, toplumun değerleriyle barışık olmayan her sistem, kendine yabancı bireyler yetiştirir. Ülkemizin eğitim sistem de başında “Milli” olmasına rağmen, olabildiğince Batılı ve yabancıdır.

Bu sistem Milli ve İslami değerleri göz ardı edilerek temeli atılan bir sistemdir. Sadece belli şahısları yüceltmek, geçmişe ait ne varsa kötü göstermek, geçmişten intikam alma amacıyla kurgulanan bir sistemdir. Pozitif bilim adı altında sadece batı kaynaklı bilimsel verilere dayanan, batının tarif ettiği tarih ve kültürel değerleri önceleyen bir sistemle insanımız yetişmektedir.

Anaokulundan başlayan ve körpe beyinlere aşılanan fikirler, özgün düşünceyi, eleştirmeyi, sorgulamayı engellemektedir. Daha küçük yaşlardan başlayarak tabular oluşturulmaya, dokunulmazlık ve eleştirilmezlik zırhı ön plana geçmektedir. CHP’nin altı oku tüm eğitim sistemini ele geçirmiş ve kilitlemiştir. Bu ilkeler de maalesef Atatürkçülük maskesi arkasına sığınılarak kutsanmaktadır. Bu kutsama 12 yıl boyunca devam etmektedir. Peki sorarım size. On iki yıl aynı tekrarları yapan bir öğrenciden farklı bir ses duymak mümkün mü? Tek doğru olarak bu ilkeleri kabul etmiş, bunların dışında bir düşünceyi öğrenmeye fırsat bulamamış birinden eleştirel düşünmesi, özgür fikir üretmesi beklenebilir mi?

Tarih dersleri bile geçmişiyle kavgalı, anlatılanların büyük kısmının doğruluğu teyide muhtaç bir tarih anlayışından geçmişini objektif olarak değerlendirmesi ve bu tarihten ders çıkarması beklenir mi?  Düşünün bir kere Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi dersleri bile ülkenin binyıllık tarihini bölmekte, sadece bir dönemi ön plana çıkartarak kutsamaktadır.

Diğer tarih dersleri de objektif olmayan bakış açısıyla yazılmış, adeta ecdat düşmanlığına zemin hazırlamak için kurgulanmıştır. Tarihinden utanan, iyi ve kötü yönleriyle değerlendirmek ve ders almak yerine intikam mantığından hareketle hep kötülenmektedir. Peki, tarihiyle kavgalı, hatta tarihine rahatlıkla küfredebilen birinden milli olmasını bekleyebilir miyiz?

Sorun sadece Tarih ile de değildir. Pozitif bilimleri anlatan derslerde aynı durum sözkonusudur. Batı kaynaklı anlatımlar ön plana alınarak, aynı buluşu batılılardan önce yapan Müslüman (Türk- Kürt-Arap vs farketmez) bilim adamların buluşları görmezden gelinmektedir. Bunları derste öğrenen ve batıyı herşeyde üstün gören bir öğrenci tabii ki, batı karşısında aşağılık kompleksine kapılacak ve kendi kültürüne ve dinine yabancılaşacak.

Din Kültürü ve Ahlak dersleri de maalesef istenen etkiyi oluşturamamaktadır. Bu dersler de anlatılan din anlayışı da maalesef geçek dini anlatmaktan uzaktır. Hayattan kopuk, öğrencinin vicdani ve ahlaki değerlerine yön vermeyen bir din anlayışı öğretilmektedir. Okullarda din kültürü ve ahlak dersini almayan öğrencilerin sayısı % 90’dan fazla olan bir ülkede İslam dinine karşı bu kadar cehaletin var olması şaşılacak bir durumdur. Nasıl başarabiliyoruz bunu, gerçekten merak ediyorum. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerini yanında seçmeli olarak ayrıca siyer ve Kur’an-ı Kerim dersleri de verilmesine rağmen, beş vakit namaz kılan öğrenci sayısı her geçen gün azalmakta, ahlaksızlık ve yozlaşma her geçen gün artmaktadır.

Yani anlayacağınız, biz bu okullarda ne matematiği, ne Türkçe’yi ne fiziği, ne kimyayı ve ne de Din Kültürünü verebiliyoruz. LGS ve TYT Matematik ortalamaları her şeyi gözönüne koymaktadır. Çünkü biz sadece öğrettiğimizi sınavda sormak üzere öğretiyoruz. Öğrenci öğrenmeden ezberliyor. Sınavda çıkarsa cevaplandırıyor. Hiçbir dersin etkisi öğrencinin hayatına etki etmiyor. Hayatına etki etmeyince popüler kültürün etkisiyle öğrenmeye açık hale geliyor. Bu kültür de maalesef yabancılaşmayı, dejenerasyonu, kendine ait olana düşmanlığı beraberinde getiriyor.

Yeni hükümetin birinci önceliği okul, yol, köprü yapmaktan ziyade insan yetiştirme sistemini bir an önce masaya yatırıp, milli ve manevi değerleri önceleyen, gerçek bilimsel normlarla bezenmiş bir nesil yetiştirme modelini hayata geçirmesidir. 

Yazarın Diğer Yazıları
Günün Yazıları