Euro

36,4316

Dolar

34,5417

Altın

2.964,73

  • Ekleme: 12.06.2023 11:11 Güncelleme: 12.06.2023 11:11

TÜRKİYE YÜZYILI EĞİTİMLE BAŞLAR


                14-28 Mayıs 2023 seçimlerinin iktidar cenahı açısından mottosu “Türkiye Yüzyılı” idi. Şüphesiz ki çok iddialı bir slogan. Cumhuriyetin 80 yıllık mazisinde yapılmayanları 20 yılda yaparak ülkeyi baştan aşağı değiştiren bir lider ve hükümet için uzak bir söylem değildir.

                AK Parti hükümetleri bu sürede birçok alanda yenilikler ve değişimler gerçekleştirdi. 60-65 kişilik sınıflarda eğitim-öğretimin yapıldığı sınıflardan, bütün sınıflarında etkileşimli tahtaların ve internetin olduğu sınıflara dönüşüm gerçekleştirmek gerçekten takdir edilecek bir husustur. Eğitime ayrılan payın artması, okullaşma oranının artması, ana sınıflarına giden öğrenci sayısındaki artış bu gelişmelere birer örnektir.

                Bütün bu olumlu gelişmelerin yanında yapılamayan tek şey eğitimdeki paradigma değişiminin olmamasıdır. Bu paradigma ve zihniyet değişimini gerçekleştirmek maalesef kolay olmadığı gibi mayınlı bir alanı da temsil etmektedir. Tamamen batı medeniyeti, pozitivizm ve madde planına dayalı bir eğitim sisteminin temel dinamiklerini değiştirmek kolay değildir. Fullbright anlaşmasıyla ipotek altına alınan eğitimi sisteminin zihinsel kodlarını değiştirmek, yıllardır süregelen eğitimdeki totemleri kaldırmak, geçmişi sorgulamaya başlamak her babayiğidin harcı değildir.

                Eğitimin öncelikle CHP zihniyetinin altı ok etkisinden kurtarılması gerekir. Öyle ki, bu altı ok Atatürkçülük kılıfı ile örtülmekte, bilimsel örtü ile kaplanarak yetişen nesiller efsunlaştırılarak beyinleri dumura uğratılmaktadır. Bilim ön plana alınmakta, ancak bilimsel verilerle hiç de uygun olmayan dogma ilkelerle yetişen öğrenciler çift şahsiyetli olarak yetiştirilmektedir. Bilimsellik derken sadece Allah’ın olmadığı, İslam’a ait tüm değerlerin yok sayıldığı, İslam’ın ilime verdiği değerin görülmediği bir anlayış kastedilmektedir.

                Müfredat insan yetiştirme odaklı değil, sadece not ve sınav odaklıdır. Düşünme, üretme, analiz ve sentez yapma gibi özellikler maalesef bulunmamaktadır. Yaparak yaşayarak öğrenme, düşünme, alternatif üretme, bir konu hakkında bir kompozisyon yazıp fikrini beyan etme gibi yetkinlikler hep gözardı edilmektedir.

                Öncelikle tarih kitapları çok titiz bir şekilde gözden geçirilerek ecdat düşmanlığına son verilmelidir. İslam medeniyeti, Müslüman alimlerin bilime olan katkıları ön plana alınarak çocuklarımızın batıya karşı olan kompleksinden vazgeçmeleri, kendi medeniyetlerinin farkına varmaları, medeniyetleriyle gurur duymaları ve bu medeniyeti baz alarak yeniden bu medeniyeti yeryüzüne hakim kılmak için çalışmaları gerektiği hatırlatılmalıdır. 12 yıl zorunlu eğitimi bitirip de ülkesine ve medeniyetine hor bakan başka bir nesil görülmemiştir. Tarihini bile yabancı kaynaklardan öğrenen bir nesil nasıl ülkesini ve devletini tanıyıp sevebilir.

                Diğer önemli bir sorun da 12 yıllık kesintisiz eğitimin gençlerimizi oyalamasıdır. Okumak istemeyen öğrencilerin ortaokuldan sonra mesleğe yönlendirilmeleri çok önem arzetmektedir. Akademik olarak başarılı olamayan öğrencileri akademik liselerde okumaya zorlamak, hem okulun iklimini bozmakta hem de okumak isteyen diğer öğrencilerin iyi yetişmesine engel olmaktadır. Oysa bu öğrenciler yeteneklerinin iyi olduğu alanlarda değerlendirilirse, hem kendilerine hem de ailelerine hem de uzun vadede tük ülkeye katma değer sağlayacak insanlar olarak yetişeceklerdir.

                Ve en önemli sorunlardan biri de 4+4+4 sisteminin istenilen başarıyı getirmediği gerçeğidir. Bu yanlıştan bir an önce dönülmesi ve 1+5+3+3 modeline kademeli olarak geçiş yapılmalıdır. Yaşının verdiği olgunluğa ulaşmadan ortaokula geçen öğrenciler öğrenim hayatları boyunca zorluk çekmektedirler. Bunun sonuçlarını hem ortaokulda hem de lisede öğrenim gören öğrencilerde ve  eğitim veren öğretmenlerin beyanlarından anlamaktayız.

Türkiye Yüzyılı sadece sınav odaklı öğrenci yetiştiren okullarla inşa edilemez. Maddi ilimleri istediği kadar alıp, insani değerleri geliştirilmeyen öğrencilerden insani bir medeniyet kurmaları beklenemez. Geçmişiyle barışık olmayan nesillerden gelecekte güçlü bir devlet kurmaları ve sahip çıkmaları beklenemez.

Sayın Bakanımızdan reform niteliğinde işler bekliyoruz. Palyatif tedbirler eğitim sistemini sürdürmek mümkün değildir. Nesillerimiz ve insanımız heba olmakta, mutsuz ve gayesiz insanlar yetiştirmek gelecek açısından çok tehlikelidir.

Yazarın Diğer Yazıları
Günün Yazıları