36,4316
34,5417
2.964,73
Bu yüzyılın salgını olarak tarihe geçen Koronavirüs
hayatımızı alt üst etti diyebiliriz. Çocuğundan yaşlısına kadar ve hayatın her
alanını yeniden dizayn eden Koronavirüs ne yazık ki, en çok öğrencilik
çağındaki gençleri olumsuz etkiledi.
Şüphesiz
ki, hayatımızın ekonomik, sosyal, psikolojik, eğitim ve sayamadığımız diğer
alanlarında değişiklikler meydana getirdi. Ekonomik hayatımıza neden olduğu
tahribatlar hepimizin malumudur. Sosyal alanda da eski hayatımızın temellerini
sarsacak kadar bizleri etkiledi diyebiliriz.
Ancak
eğitim ile birlikte en büyük etkisini şüphesiz ki, ortaokul ve lise çağındaki
çocuklarımızın hayatında meydana getirdiği değişiklikler ve tahribatlardır.
Sosyalleşme ve kişilik kazanma çağındaki gençler bu ihtiyaçlarını okul ve diğer
sosyal alanlarda karşılayamayınca soluğu bilgisayar ve telefon ekranlarının
başında aldılar. Bir sene öncesine kadar onları cep telefonlarından,
tabletlerden, bilgisayardan uzak tutmaya çalışırken, bütün söylediklerimizin
tersini yaparak ders için onları saatlerce ekran başında tutmaya çalıştık. Ne
yazık ki, uzaktan eğitimde ülke olarak istenilen neticeyi elde edemedik. Bu da
ayrı bir sorun olarak karşımızda durmaktadır.
Diğer
bir konu da gençlerimizin bu ortamda aynı şekilde manevi eğitimden de geri
kalmış olmalarıdır. Aileler olarak evlerimizde bu eğitimi verebildiğimiz
söylenemez. Okulda da kısmen öğrenecekleri dini ve İslami bilgilerden de mahrum
kalmış oldular. Kitap okuma alışkanlıkları da pek iyi olmayınca gençlerimizin
manevi yönden düştükleri boşluk daha da artmış oldu.
Bunun
sonucu olarak da başkalarına tahammülü azalan, şiddet eğilimi artan, hayatı
oynadığı oyunlardaki kahramanlarla tanımaya çalışan gençler olarak karşımıza
çıkmaya başladılar. Dizi filmlerdeki mafyavari kahramanlara özenen gençler,
aralarındaki sorunları da konuşup anlaşarak çözmek yerine kaba kuvvet ile
çözmeye başladılar.
Maalesef
çocuklarımızın okulla olan bağlantıları çok azaldı. Okullar açıldığı halde
okula devam eden öğrenci sayısı çok azdır. Okuldan beklenti azalmaktadır. Kolay
ders geçme, çalışmadan kazanma alışkanlık haline geldi sanki. Milli Eğitim
Bakanlığı’nın krizi tam anlamıyla düzgün yönetememesi çocukların daha çok
okuldan soğumalarına neden oldu.
Bundan
sonra ne olacak? Artık ona yoğunlaşmak gerekir. Akademik başarı önemli olmakla
beraber hayatı gerektiği gibi tanıyıp yaşamak, hayata hazırlanmak, iyi insan
olmak için çalışmak sorumluluk alarak ve sorumluluk duyarak hayatı yaşamak çok
önemlidir. Ne yazık ki, rahatlığa alışan, elindeki nimetin kıymetini bilmeden
yaşayan, yokluk ve sıkıntı çekmemiş gençlere bunu anlatmak ve gerçeklerle
yüzleşmek gerekir.
Bizim
bugün sahip çıkarak iyi insan olmaları için yetiştiremediğimiz çocuklarımız,
yarın karşımıza hiç de istemediğimiz bir şekilde çıkmaları muhtemeldir. Çocuklarımızı
insani değerlerle, vicdanlı ve merhametli olarak yetiştiremezsek, hem
kendilerine hem de bizlere en büyük zararı vermeleri kaçınılmazdır.
Her
şeye rağmen geç kalmış sayılmayız. Çocuklarımızla yakından ilgilenerek, onları
dinleyerek, anlamaya çalışarak bu sorunları çözebiliriz. Biz yapmazsak
uyuşturucu çeteleri, terör örgütleri, insan tacirleri bizim bu
ihmalkarlığımızın bedelini bize ödettirmekte bir an bile geri kalmazlar.