36,7272
35,1895
2.968,28
7 Ekim Aksa Tufanı Operasyonu’ndan bu yana israil
terör çetesi Gazze Şeridi’nde sivillere yönelik her türlü insanlık ve savaş
suçunu ABD ve batılı emperyalist devletlerin koruması ve kalkanı altında
dünyanın gözüne sokarak işlemeye devam ediyor.
8 ayın dolduğu ve her türlü alçakça katliam ve
soykırıma imza atan israil terör örgütü (İTÖ) ve baş destekçisi ABD kıyama
kalkan dünya vicdanının sesini kısmak için her daim yeni oyunlar ve hileler ile
şeytanlıktan vazgeçmiyor. Tepkilerin zirveye çıktığı bir noktada bir
bakıyorsunuz ki; hemen özellikle büyük şeytan ABD kaynaklı bir açıklama ortaya
atılıp “son dakika” diye servis ediliyor ve ‘Gazze’de ateşkes anlaşması’ ve
‘Taraflar ateşkesi kabul etti’ diye haberler peşi sıra gelmeye başlıyor. Dünya
halklarını ve vicdanını bir süre böyle oyaladıktan sonra bunun yeni katliamlara
zemin hazırlamak için bir oyun olduğunu geç de olsa anlıyoruz.
Şunu iyice bilmeliyiz ki ne zaman İTÖ ve ABD ateşkes
veya barıştan bahsetse bilmeliyiz ki, bunun ardından yeni katliamlar gelecek.
Ne zaman bunlar barıştan bahsetseler aslında bunun savaş ilanı olduğunu
bilmeliyiz. Zaten bunu bölgemizde onların yerel temsilcilerinden çok iyi
biliyoruz. ABD ve avanesi ne zaman bir yere sözde “demokrasi” götüreceğiz derse
oraya katliam ve talan götürmüştür. Artık onların dilinden anlamalıyız. Ne
söylediklerinde aslında neyi amaçladıklarını ve ne yapacaklarını idrak etmemiz
gerekir.
Bu oyunları fiili olarak maalesef sivillerin alçakça
bombardımana tutularak, bedenlerin yakılarak ve parçalanarak katliamlara tabi
tutulmalarıyla görmeye devam ediyoruz. Bu katliamlar “Made in USA” denilecek
katliamlardır. ABD’nin ve diğer batılı emperyalistlerin silahı, her türlü açık
desteği ve yol vermesiyle yapılan katliamlarıdır. Katliamlar onların elleriyle
yapılırken arada ateşkes söylemleri ile insanlığın uyanışını sekteye uğratmak
istiyorlar. Yoksa hiçbir zaman mazlumlardan yana olmadılar olmayacaklar.
İşte geçen hafta ABD’nin sözde başkanı baş terörist
Biden, sözde 3 aşamalı yeni bir anlaşmadan bahsetti ve İTÖ’nün de bunu kabul
ettiği işgal medyası tarafından yazıldığı ajanslara düştü. Daha önce olduğu
gibi İTÖ için bu yeni katliamlar için bir fırsattı ve Gazze Şeridinin orta
kesimi ve güneyinde 2 mülteci kampını vurdu ve onlarca sivil şehid edildi. Bu
yetmedi İTÖ Suriye’ye de hava saldırısı düzenledi. Daha önce de yazdığım gibi
İTÖ hiçbir şekilde durmayacak ve bu kirli savaşı bölgeye yaymak için her türlü
kahpece saldırılardan geri durmayacaktır. Bir taraftan dünya kamuoyunu
‘ateşkes’ diye oyalarken diğer taraftan Lübnan ve Suriye’ye saldırıyor ve
savaşı büyütme planı yapıyor. Zaten İTÖ sözcüleri bunu gizleme gereği bile
duymuyorlar. İnsanlık ağır bir imtihandan geçiyor; ya bu zulmü durduracak veya
bu zulüm ateşi bütün dünyayı saracak ve yakacaktır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan hafta sonu yaptığı konuşmada,
işgal rejiminin Gazze'de gerçekleştirdiği soykırım ve katliama dikkat çekerek,
işgal rejimi sözde Başbakanı Netanyahu için, "Bölgemizi ve tüm dünyayı
felakete sürükleyen Netanyahu denen bu barbara, bu hayduda, gözünü kan bürümüş
bu muhterise artık dur denilmelidir." dedi.
ABD ve İTÖ’nün durması için karşılarında caydırıcı bir
güç olmalıdır. Netanyahu katiline “Netanyahu yeter yahu” diyecek dirayetli ve
cesur liderlere ihtiyacımız var. Artık konuşma değil, fiili olarak harekete
geçme zamanıdır. Müslüman ülkeler bir araya gelip bu zulme son vermelidirler.
Aksi halde katliamlar artarak devam edecektir. Selam ve dua ile…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.