Ey İslami cemaatler, tarikatlar ve STK'lar!

Bu topluma yapmış olduğunuz hizmetleri halkınıza duyurun. Aylarca, yıllarca yapmış olduğunuz çalışmaları medyada paylaşın. Halkımız, sizin neler yaptığınızı görsün. Evlere yaptığınız yardımların ev sahibi kimin tarafından yapıldığı bilsin. Bunu yardım yaptığınız kişinin başına kakmak için değil, Müslümanlar çalışmıyor diyenlerin iftiralarına, algılarına karşı kendinizi korumak için yapın. "Allah görüyor, kimse görmese de olur." tarzı söylemler olmaz. "Balık bilmezse Halık bilir" tarzı düşünce farz durumlarda geçerli değil. Zaten Halık biliyor. Bazen de balığın da bilmesi gerek. Kardeşlerimiz sıkıntıda ve bizler onların imdadına koşmamız gerek. Bu, bizim üzerimize bir farzdır. İslam; farzları açık, sünnetleri ise gizli yapmayı diler. Farz namazlarını camide herkesle beraber kılınması gerekirken, sünnetleri bir köşede kimse görmeden de kılabilirsin. Oruç da öyle. Ramazan orucunu tutmamak ile pazartesi ve perşembe oruçlarını tutmamak bir değildir. 

Ey İslami cemaatler, tarikatlar ve STK'lar! 

Allah ile aramızdaki hizmet semeresi ihlas üzerinedir. Halkımız ile olan hizmetin semeresi ise kardeşlik üzerinedir. İhlasınızı Allaha, halka ise kardeşliğinizi gösterin. Kardeşlik zor zamanda belli olur. Bu zor zamanda kardeşlerimiz yanlarında olduğumuzu bilsinler. Aksi halde sol cenah (komünistler, laikler, Kemalistler) sizin aranızdaki kardeşliği zedeler. Atacakları iftiralarla aranıza nifak sokar. İfk olayını hatırlayın. Hz. Peygamber (sav) eşine iftira atılınca kimler kimler bu olaydan etkilendi. Düşünün bir kere! Halkımız duygusaldır. Çabuk parlıyor. Küfrün oyunlarına kanabilir. Hiçbir şey yapmadan medyada günlerce bir şey yapıyor görüntüsü vererek sizden daha çok çalışıyor görüntüsünü vererek kardeşliğimize zarar verebilirler. Bakın işte Müslümanlar budur, derler. Zor zamanda yanlarınızda değil, deyip sizi Müslüman kardeşlerinizden önce soğuturlar. Sonra da sizi İslam’dan uzaklaştırırlar. Sol cenahın hileleri, iftiralarını anlayınca kadar iş işten geçmiş olacak. Yani "Atı alan Üsküdar'ı geçer."

Ey İslami cemaatler, tarikatlar ve STK'lar! Allah için yapmış olduğunuz hizmetlere sahip çıkalım. Çalışmalarınızı, İslam düşmanı sol kesime kaptırmayın. Sürekli tekrarlanan oyunlarla bir kez daha ısırılmayalım. Sürekli aynı senaryo ile aldanmayalım. Bizler çalışacağız, bedel ödeyeceğiz ama keyfini onlar sürecek. 15 Temmuz darbesinde İslami cemaat, tarikat ve STK'lar sokaktaydı. Birkaç gün sonra tehlike geçince medyada sol cenah darbeyi kendileri püskürtmüş gibi köşe başlarında seslerini yükselttiler. Halbuki darbenin seyrini izliyorlardı ve darbenin başarılı olmasını da istiyorlardı. İşin rengi değişince bu sefer taraf değiştirdiler. Aynı şekilde 1.Dünya Savaşı'nda, Kurtuluş Savaşı'nda yine Müslüman halk, cephedeydi. Savaş sonrası İngiliz yanlısı paşalar, kendilerini öne atarak masa başına geçip yapılan bu kadar fedakârlığı Kemalizm’in, laikliğinin hanesine yazdılar. Kendilerini bu ülkenin kurtarıcısı, sahibi olarak görmeye başladılar. Örtüsüyle cephede mermi taşıyan kadınlar cefa çekerken, Kemalist, laik çıplak kadınlar ise sefasını sürdüler. Halbuki cephede açık bir tane kadın göremezsin. Cephede namaz kılmayan bir tane Osmanlı askerinden örnek veremezsin. Müslüman halkın yapmış olduğu fedakârlığı, namazsızlar ve çıplaklar çaldılar. Üzerine Kemalizm, laiklik damgasını vurdular. Mısır'da, Cezayir'de, Filistin’de hakeza İslâm coğrafyasının her yerinde Müslümanlar bedel ödediler. Kuklacılar ise kaymağını yediler. Müslümanların döktüğü kanın bedelini onlar havasını atarak mücadeleyi gasp ettiler. Sonradan ise bizleri savaştığımız İslâm düşmanı devletlerin kölesi yapmaya çalıştılar. 

Artık yapılan fedakarlığı solcuların, milliyetçilerin çalmasına izin vermeyelim. Allah için yaptığınız çalışmaları parmağınızı gözlerine sokar gibi gündeme getirin. Bununla hem Allah düşmanlarını çatlatın hem de Müslüman kardeşlerinizi de sevindirmiş olursunuz.

 

Ey İslamî cemaatler, tarikatlar STK'lar! 

Uyanık olun, uyanık olun... Bu emek ve hizmet hırsızlarına karşı uyanık olun. Elinizle, dilinizle eylemlerinizle haykırın, gösterin.

Allah, yaptığınız tüm hayırları şimdiden kabul etsin.