36,7272
35,1895
2.968,28
Sihirde beyan etkisi vardır. Bir
sözü yalan bile olsa sık sık tekrar etmek, gafil kafaları
inandırabilmektedir.
Son yüzyılda ağızlarda sakız
olmuş bazı kavramlar vardır. Bunlardan bir tanesi de "ÖZGÜRLÜK"
kavramıdır. Şeytani emellerini halkın içinde yaymak isteyen küfür şebekelerinin
dört elle sarıldığı bir kavramdır, özgürlük.
Küfür sistemleri, kötülüklerine
malzeme bulmak için şeytani yöntemlerle insanlara yaklaşırlar. İnsanları
düşündükleri algısını oluşturup onları pis emellerine kurban ederler. Bir
Yahudi ahlakı olan “kavramları saptırmak” günümüz ehli batılın da yöntemi
olmuştur. Bu şeytani yöntemlere kurban olan bir kavram da "ÖZGÜRLÜK"
kavramı olmuş. Ellerindeki güçle insanları saptırmak için, kavramlara yükledikleri
manalarla beyinleri ifsad ediyorlar. Ne yazık ki insanları Allah’tan
uzaklaştırıp tüm pisliklere köle etmenin adını "ÖZGÜRLÜK " koymuşlar.
Kur'an’da çirkin bir iş olarak
görülen ve ahlaksızlık bir davranış olan LGBT'yi günümüz medyasında "onur
yürüyüşü" adı altında servis edilmektedir. Halkı ifsad eden bu temeli
olmayan ailesiz birlikteliği özgürlük adı altında meşrulaştırmaya
çalışmaktadırlar.
Ahlaksız hareketlere "medeni
cesaret" ismini takmışlar. Modacıların tasarladığı elbiselerin kuklası
haline gelenleri "modern" diye yutturmaya çalıyorlar.
Kendi tercihleri, kendi arzuları
ile terzilerde elbise diken kadınlara köle gözüyle bakılırken, moda
tasarımcılarının her sene belirlediği kalıba ve renge göre giyinen ve iradesi
ipotek altına alınan kadınları ise özgür olarak gösteriyorlar.
Aynı şekilde Haçlı zihniyetine
sahip emperyalist devletler, işgal ettiği yerlere “özgürlük götüreceğiz” diye
işgal etmediler mi? Fransa, İngiltere, ABD, Rusya...
Örneğin ABD, Irak'ı 2003'te
kimyasal silah var, diye işgal ettiği zaman “Irak'a özgürlük götüreceğiz”
dediler arkalarında neler bıraktıkları ortada.
Aynı şekilde kadınları sigaraya
başlatan Edward Bernays, özgürlük kavramını kalkan yapanlardan biridir. ABD’de
1900'lerde sigara içen kadınlar ayıplanırdı. 1900'lerde %1 bile sigara içmeyen
kadınlar; 1923'te %5 ulaştı. Sonraki kampanyalarla 1929'da %12'ye yükseldi.
“Sigara içmeyen kadınlar erkekler tarafından baskıya uğruyor, özgürlükleri
kısıtlanıyor” denilerek özgürlük için sigara içilmeli kampanyaları başlatıldı. Bunun
sonucunda kadınlar içerisinde de sigara içme oranı arttı. Sonuç: ne oldu peki?
Tütün şirketlerinin cirosu arttı. Sigara içen kadınlar özgür kadınlardır,
denilerek; toplumun %50'si olan kadınları da sömürü sektörüne dahil ettiler.
Kapitalist şirketler, gerçek amacı saklayıp yapay bir amaç oluşturarak
kadınları özgürlük adı altında sömürdüler.
Ne ilginçtir ki insana ve
insanlığa gereken değeri vermeyen kesimler, daha çok özgürlük naraları
atmaktadırlar. Mesela, ülkemizde kendi düşüncesi dışındaki düşüncelere hayat
hakkı vermeyen sol laik kesim, sakız çiğner gibi özgürlük kavramını çiğniyor.
Şapka takmadılar diye mazlum insanları asanları özgürlük havarisi diye
gösterdiler. Kendi partilerini tercih etmeyen halk kitlesini cahil olarak görüp
“İnkılapları kavramamışlar” deyip partilerini kapatabiliyorlar. Buna da
demokrasi, halkın özgürlüğü, iradesi diyorlar.
Başörtülü, sakallı ve namaz kılan
öğrencileri okula almayanlar, onları işten atanlar, her inanca saygılıyız,
deyip özgürlük mücadelesi diyerek halkı çıplaklığa, hayasızlığa
sürüklemektedirler.
Konu İslam olunca akıllarına
insanlık, özgürlük gelmeyenler; konu açık saçıklık, ahlaksızlık, onursuzluk
olunca ise "ÖZGÜRLÜK " diyorlar.
Kısacası kalplerinde ve
beyinlerinde geçen niyet şudur: “Benim gibi düşünüyorsan ve benim gibi
yaşıyorsan özgürsün; benim gibi düşünmüyor ve yaşamıyorsan özgür değilsin”
deyip kendilerini de özgürlüğün bekçisi ilan etmişler. Ne trajikomik bir sahne
ama!
2001 yılında Afganistan’a giren
ve 20 yıl boyunca kadın çocuk demeden insanları katleden Emperyalist sömürgeci
ABD’ye ses çıkarmayan yurdun insanı, yönetimi Taliban ele geçirince meydanlarda
kadın hakları naraları atarak büyük şeytana hizmet ettiklerinin farkında
değiller herhalde.
Değerli kardeşler!
Sizi Allah'a götürmeyen hiçbir
hareket, özgürlük için değildir. Bunu iyice idrak edelim. Asıl özgürlük,
kişinin Rabbine yönelmesidir. Onlarca efendiden tek efendiye, tek Rabb’e boyun
eğmektir.
Yazımızı Pakistanlı düşünür ve
şair olan Muhammed İkbal’in şu sözüyle bitirelim: “Sana ağır gelen o bir secde
var ya seni binlerce secdeden alıp kurtarır.”
Abdullah olmaya layık olmak
duasıyla...
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.