Euro

36,7272

Dolar

35,1895

Altın

2.968,28

  • Ekleme: 05.03.2021 17:00 Güncelleme: 05.03.2021 17:00

ÜNİVERSİTE (DEKİ TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ?)

Yaklaşık on yıl önce üniversiteyi bitirmiş, memlekete dönmüştüm. Ama gel gör ki okuduğum bölümü beğenmemiş, tekrar hazırlanmaya karar vermiştim. Hafta içi dershane, hafta sonu da halk kütüphanesine gidiyordum. Malûm o zamanlar üniversiteyi kazanmak şimdiki kadar kolay değildi.

Halk Kütüphanesi’nin karşısında bir büfe ve o büfeye bakan nur yüzlü, orta yaşlı bir amca vardı. Bazen ufak tefek ihtiyaçlarımız için bu büfeye giderdik. Yine bu büfeye gittiğim günlerin birinde bu amcamız kütüphaneye geliş amacımı sordu. Ben de bir kısaca orda bulunma amacımı anlattım. Amca sormaya devam etti: “Sen üniversite okuyan biri olarak bayanların üniversite okumasına nasıl bakıyorsun” diye bir soru yöneltti. Ben de soruya soru ile karşılık verdim. Amca sen kızına güveniyor musun, dedim. Adam, bu da sorulacak soru mu der gibi cevap verdi:” Tabii ki güveniyorum dedi.” Bu defa soru sorma sırası bendeydi.

Peki beni tanıyor musun?

-Tanımıyorum.

Bana güveniyor musun?

-Bir yere kadar.

Adamdan almak istediğim cevapları almıştım. Ben de lafı fazla uzatmadan, vermek istediğim cevabı verdim:

-Amca sen kızına istediğin kadar güven,  istediğin kadar da nasihat et. Hiç tanımadığın, bilmediğin ve güvenmediğin benim gibi binlerce kişinin arasına kızını gönderebilir misin, dedim. Adam vermek istediğim mesajı çok iyi almış olmalı ki, seni tebrik ediyorum deyiverdi. Gerçekten şaşırmıştım bu cevaba. Adam devamla şunları ekledi:”Senin gibi üniversite okumuş bir insanın bu düşüncede olduğunu görmek beni çok şaşırttı ve mutlu etti. İki kızım var İmam Hatip Lisesi’ne gidiyorlar. Okulları bittikten sonra göndermeyi düşünmüyorum.”dedi. Adam tehlikenin farkında olmalı ki böyle bir karar almış.

Geçenlerde bir arkadaşımla konuşurken yukarda bahsini ettiğim hadiseyi yazmayı düşündüğümü söyledim. O da yazıma katkıda bulunacak bir anısını anlattı. Bu öğretmen adayı arkadaşım da KPSS’ye hazırlanmak için memleketindeki merkez kütüphanesine gidip ders çalışıyormuş zamanında. O sıralar dikkatini üç bayan çekmiş. Bu bayanlar İslam’a uygun bir şekilde tesettürlüymüş. Arkadaşım ders çalışmaya her ara verdiğinde bu üç bayanı farklı farklı erkeklerle konuşurken görüyor, bu yetmiyormuş gibi sigara içip, okey de oynuyorlarmış. Ama hepsinden kötüsü sözde İslami eğitim görmüş, ilahiyat mezunuymuş üçü de. Durum ne kadar vahim değil mi? İlahiyat okuyanlar böyle ise varın gerisini siz düşünün…

Şimdi diyeceksiniz ki:”Kardeşim kızlar okul okumasın mı? Benim kızım asla kötü bir şey yapmaz. Edebiyle okulunu bitirip gelen yok mu?     İlla ki vardır. Ama ben hem Doğuda hem de Batı da binlerce öğrencinin eğitim aldığı üniversitelerde altı yıl okuyan biri olarak, çok azına şahit oldum maalesef.  Biz ki İslami hassasiyetten dolayı bayan-erkek iç içe oturmayı dahi uygun görmüyoruz. Mevzu okumak olunca neden değerlerimizden vazgeçiyoruz.

Üniversite ortamlarının, ahlaki yozlaşmalara sebep olduğunu anlamak için illa üniversite okumaya gerek yok. Çevremizde okuyanlara bakmak yeter. Şunu asla unutmamak lazım:” İnsanların bir çoğu yaptığı hatayı ve günahı ailesine anlatmaz. Hal böyle olunca aileler evlatlarının üniversitedeki yaşantısından bihaberler.

Üniversiteye yolladığımız evlatlarımızı -kız olsun erkek olsun- oralarda kendi hallerine bırakmayalım ki verdiğimiz emekler boşa gitmesin. Belirli aralıklarla durumlarından haberdar olalım. Nadir de olsa güzel örnekler de yok değil. Ailesinden aldığı güzel terbiyeyi benimsemiş ve çevresindekilere benimsetmiş kardeşlerimiz de var. Asıl amaçları Allah rızası olan, çevresindekilere hal ve kal diliyle doğruyu ve güzeli öğreten kardeşlerimiz... Onlara ve onları yetiştiren ailelerine selam olsun.

 

Yazarın Diğer Yazıları
Günün Yazıları

Çerez Politikası

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.