36,6882
35,1626
2.963,92
Devletler, ordular askeri ve maddi anlamda yenilgi alır,
hükümran oldukları topraklarda hâkimiyetlerini kaybeder, toprakları başka
güçler tarafından işgal edilir.
Eğer bu yenilgi ve hezimetler manevi anlamda da bir yenilgi
ve ümitsizliğe dönüşürse bu o güçler için bir bitiş ve yok oluştur.
Bu devlet ve güçler artık tarihte anılır, hatta isimleri
dahi anılmaz olur.
Tarih, bu güçlerle doludur.
Askeri yenilgi, işgal ve gerilemeler, manevi anlamda bir
hezimet, umutsuzluk ve yenilgiye dönüşmez ise bu bir bitiş değildir. Tam aksine
bir bilenme ve ilerde bir kutlu doğuma sebebiyet verecektir.
Ki sünnetullah gereği ‘yenilgi ve zafer günleri’ insanlar
arasında dönüp dolaşır.
İslam davasının müntesipleri olan Müslümanlar; düşmanlarıyla
sürekli mücadele etmiş, kimi zaman galip kimi zaman da maddi anlamda
mağlubiyetler yaşamıştır.
İslam’ın direnişçi ruh ve fikriyatı sürekli diri ve var
olagelmiştir. Hangi aşamada olursa olsun, Müslümanların kalbini sürekli canlı
ve diri tutmuş, ‘yok oldu, biti’ denen dönemlerde dahi küllerinden tekrar
doğmuştur.
Moğollar, Haçlılar ve son dönem Siyonist israil rejiminin
ümmeti tutsak ettiği dönemlerde dahi bu kurtuluş ve zafer umudu hep
olagelmiştir.
İslam düşmanlarını hayrette bırakan da budur. Nasıl oluyor
da İslam bu kadar kısa sürede Mekke-Medine’den neşv’ü nema bulup dönemin süper
güçleri olan Bizans ve Sasani imparatorluklarını tarihin karanlığına gömmüştür.
İslam alemini kasıp kavuran Moğol istilasından sonra nasıl
oluyor da yeni bir tecdid yaşanmıştır.
İslam coğrafyasını 200 yıl boyunca işgal ederek Kudüs dâhil
dört devlet kuran Haçlıların kısa bir süre sonra esamesi dahi okunmuyor.
Selahaddin denen bir yiğit, ortaya çıkarak 89 sene işgal
altında kalan Kudüs’ü tekrar özgürlüğüne kavuşturuyor ve Haçlıları geldikleri
topraklara geri gönderiyor?
İşte günümüzde abluka ve kuşatma altında olan küçücük Gazze,
işgal rejimi israil dâhil bütün destekçilerine meydan okuyabiliyor, 255 gündür
kahramanca direnişini sürdürebiliyor?
Bırakın HAMAS’ı bitirmeyi tam aksine her alanda güçlenmesini
sağladı. Artık modası geçti, bitti, denilerek lanse edilen İslam dini, Avrupa,
ABD dâhil, bütün dünyada yeni müntesipler kazanıyor.
İslam düşmanlarının kendi hesap ve analizlerine göre ‘bu
böyle olmamalıydı’ bu sonuç binde değil, belki milyonda ancak olabilecek bir
ihtimaldir. Ama milyonda bir beklenen bu ihtimal de gerçekleşiyor.
Bu gerçeği Siyonist rejimin sözde ordu sözcüsü Daniel Hagari,
de itiraf etmek zorunda kaldı.
Hagari, Siyonist Kanal 13 televizyonuna, “HAMAS'ı yok etme fikri halkın gözüne kum
atmaktır. HAMAS bir fikirdir, siyasi partidir. İnsanların kalplerinde kök
salmıştır. HAMAS'ı ortadan kaldırabileceğimizi düşünenler yanılıyor"
diyerek Siyonist elebaşı Netanyahu’yu kızdırdı.
Evet, Kudüs davası bir fikriyat ve akide meselesidir.
Hakk ile batılın, iman ile küfrün, mazlum ile zalimin
tarihten günümüze devam eden mücadelesidir.
Bu dava; kuşaklar boyu miras olarak günümüze ulaşmıştır.
HAMAS, bu fikriyatın günümüzdeki temsilcisidir.
Bu dava HAMAS ile başlamadı ve HAMAS'ın fiziki olarak
yenilgi ve bitmesiyle sona ermeyecektir.
İsimler, şahsiyetler fani ama dava bakidir. Bir ismin
bitmesiyle farklı isim ve hareketler bu davaya sahip çıkarak yoluna devam
edecektir.
Ne mutlu bu davayı omuzlayan yiğitlere…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.