36,6850
35,1541
2.968,80
Filistin deyince gözlerimin önünden direnişin önder isimleri
bir bir sinema şeridi gibi geçiyor: Şeyh Ahmet Yasin, Abdülaziz Rantisi, Halid
Meşal, Mahmut Zahar, Muhammed Deif, İsmail Ebu Şenneb, İsmail Heniye, Salah
Şahade, Yahya Ayaş, İzzeddin Kassam, Emin el Hüseyni… Aklıma ilk etapta gelen
isimler bunlar. Lakin siz bunlara Yahya Sinvar ve Ebu Ubeydeleri de ekleyebilirsiniz.
Onurun adını duymak isteyenler, direniş nedir diyenler bu
isimlere baksınlar. Rantisi’nin Şeyh Ahmet Yasin için “Bir ulusun içinde adam
adamın içinde bir ulustu” gibi iltifat dolu ve yiğitliği özetleyen ifadeyi
hiçbir veciz sözde bulamazsınız.
Hepsi vakarlı, onurlu, izzet sahibi, tavizsiz, dik duruşlu
bir direnişçi iken geride kalanlar onlardan aşağı mı kalacaklar? Aslanın
yavrusu da aslandır demişler, tıpkı armudun dibine düşmesi gibi.
Destan yazan bir direnişle o pısırık, korkak ve yüz karası
Arap liderlere direniş nasıl olurmuş gösteriyorlar biiznillah. Aksa Tufanıyla
unutulmaya ve dünya siyaset sahnesinde İbrahim anlaşmaları adı altında satın
alınacak Arap liderlerinin Filistin’i satmasına varan kötü süreç sonucunda şu
an değil Arap âleminin, dünyanın da desteği elde edildi.
Direnişin kazanımı yiğitlerin açtığı yolda yürümenin gururu
üzerine kuruludur. Korkmak yok bu yiğitlerin kitabında, durmak yok… Ne demişti
Şeyh Ahmet Yasin tutukluyken çıkarıldığı mahkemede: “Bu mahkeme kanuni olarak beni
yargılama hak ve yetkisine sahip değildir. Çünkü işgalciler tarafından
kurulmuştur. Gayrı meşru ve kanun dışıdır.” Ömür boyu hapis verip 15 yıl da
fazladan yazdılar. Sekiz yıl yattı ve yine taviz vermedi ve o mahkeme hâkimine
hitaben: “Dışarı çıkmam karşılığı karpuz yememi şart koşsan yine de kabul
etmem.” demişti onurla, gururla. Tedavi için gittiği Ürdün’den dönüşte en büyük
vasiyetini yaptı ve “Bu vatana sahip çıkma konusunda asla gevşeklik
göstermeyin” diye ömürlük bir vasiyette bulundu.
Hatırlıyorum da Filistin için evlatlarını şehit veren Ümmü
Nidal dişi aslanlardan biri olarak şunu söylemişti: “Oğlum değerlidir, ancak
dinim daha değerlidir.”
Emel ed-Durre oğlu Cemal’i şehid verirken: “Hamd olsun,
oğlum şehid oldu. Zaten şehit olmayı arzulardı.” demişti.
Bu soykırım sürecinde çocukların ve yetişkinlerin dilinden
hamd ve tevekkül zikirlerinin eksik olmadığını gördük. Önceki nesil iyi bir
miras bırakmış ki herkes bir teslimiyet içinde direnişin onurunu dünyaya
gösteriyor. Etrafta onca sırtlan ve çakal varken biz de bu aslanların cesaret
ve kahramanlıklarına şahidiz. Dedik ya aslanın yavrusu da aslandır.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.