36,7272
35,1895
2.968,28
Beklentilere
göre hak ettiği saygıyı görmese de öğretmenlik mesleği kutsal bir meslektir.
Hammaddesi insan olan bir mesleğin bundan daha iyi bir açıklaması olamaz. Eğitimcilerin
peygamber davasının yolcusu gibi algılanması bu yüzden olsa gerek.
Okulların
açılmasına kısa bir süre kala bu konunun ehemmiyetine vurgu yapmak gerektiğini
düşünüyorum. Biz eğitimciler mesleğimizi seçerken, bir çoğumuz severek ve
isteyerek bu mesleği seçtik. Bir
kısmımız da gelecek kaygısı ve garantili maaşı var diye bu alana yöneldik. Her
ne sebeple olursa olsun, seçtiğimiz meslek hatayı kabul etmeyecek kadar titiz
bir çalışma gerektirir
İşin
özünde insan varsa meselenin ciddiyeti artar. Bir makine icat edersiniz, eksikliklerini
kusurlarını zaman içinde giderirsiniz. Bir mobilya işinde, hatalar çok gözünüze
batmaz. Bir ev yaparsanız, kusurlarını telafi edersiniz. Ancak insan öyle
değildir. Önemsenmemiş, eğitimi eksik kalmış bir insanın, ilerideki yaşamında
yapacağı tüm hataların faturası bumerang gibi size geri döner, ailesine döner,
çocuklarına döner, topluma döner.
Sokaklarda
uyuşturucuya batmış, hırsızlık, gasp, cinayet suçu işlemiş, hatta terör
olaylarına karışmış bir çok insanın geçmişinde önemsenmemiş bir eğitim hayatı
olduğu yadsınamaz bir gerçektir.
Çocuğun
eğitiminde her ne kadar anne ve babanın rolü büyük ise de en nihayetinde anne
babaların eğitimine de öğretmen müdahalesi gerekir.
Bir
çocuk tohumdur. Geleceğin genç ve dinamik bir ferdir Sosyal çevresi olan iş
insanıdır. Annedir, babadır. komşudur. akrabadır. Hala, teyze, dayı ve amcadır.
Yanlış ellerde yetişmiş bir çocuk üstleneceği tüm bu rol modellerde; çevresine
sürekli olumsuzluk aşılar, sorun çıkartır. Katkı sunması beklenirken çevresinin bütün
enerjisini üzerine çeker bitirir. Devletin kolluk gücünü uğraştırır. Geriye
gözü yaşlı bir anne ve huzurun olmadığı bir aile bırakır. Öyle ki sorunlu bir
tek insan bir mahallenin huzurunu kaçırması işten bile değildir.
Bu
sebeptendir ki eğitimde feda edilecek bir tek fert bile yoktur. Bunu en iyi
bilmesi gerekenlerin başında öğretmenler gelir.
Bir
insanı yetiştirmek… Karşılığı dünyalardır. Bu meyanda peygamber efendimiz
(s.a.v.)İn Hz Ali(r.a.) hitaben dediği gibi;
(Allah'a yemin ederim ki, Cenab-ı Hakkın senin
aracılığınla bir tek kişiyi hidayete kavuşturması, en kıymetli dünya malından,
kırmızı develere sahip olmaktan daha iyidir.) [Buhari, Müslim]
Manevi
hazzının, maddi hazzından çok daha üstün
olduğu öğretmenlik mesleğinin para ve pulla ilişkisinin sürekli gündem olması,
maalesef meslektaşlarımız açısından inciticidir. Ancak maddi doyumu yetersiz
diye bu mesleğin ruhuna aykırı davranmak, cinayet işlemekle, eşdeğer olduğunu
meslektaşlarımıza hatırlatmak isterim.
Maaşı az veya saygınlığı yeterli
değil diye çocukların eğitimine kayıtsız kalmak, mesaisini boşa harcamak. En
başta söyleyeyim onarılamaz hasarlara yol açar Kul hakkına girer. Özellikle
masum ve günahsız yavruların günahını yüklenirsiniz ki bunu para ve pulla
telafi edemezsiniz.
Doğru
bir anlayışla inşa edilen, ahlaklı bir kişiliğin değerini maddiyatla ölçemezsiniz.
Öğretmenler sağlıklı bir toplumun inşasında bedenin kalbi mesabesindedir. Kalp
durursa beynin bir anlamı kalmaz Ceset çürür gider.
Madem Allah’a
imanımız var ve madem bu işin mükafatı ahirette verilecektir. İnsan
yetiştirmenin mükafatına eş değer başka bir amel var mıdır? Bu nedenledir ki
bilen, bilmeyenden üstündür. Bu sebeple Alimin mürekkebi şehitlerin kanından
efdaldir.
İşte bu yüzden biz öğretmenlerin derdi öyle bir derttir ki; içinde derman barındırır. Dermanı derdinde saklıdır.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.