36,7272
35,1895
2.968,28
Değerli okurlarım Liselere Geçiş Sınavı kısa adıyla LGS
sınavı 04 Haziran Pazar günü yapıldı. Sınava 1 Milyon 236 Bin Ortaokul 8. Sınıf
düzeyinde olan öğrencilerimiz başvuruda bulundu. Öğrencilerimiz, aldıkları
sınav puanları neticesinde, nitelikli okul dediğimiz proje bazlı okullara ve
mesleki liselere kayıt hakkı kazanmış olacaklar.
Evvela uzmanların ve sahada biz öğretmenlerin gözlemlediği yapılan
sınavın geçmiş yıllara göre zor olmadığı hatta kolay bile denebileceği
yönündedir. Öğrencilerimizin en çok zorlandığı ders Matematik olmuştur.
Matematikte görsel okuma, problem çözme ve dikkat becerisi iyi olan
öğrencilerimizin yüzü gülmüştür. Türkçe soruları, okuduğunu anlama ve yorumlama
gerektiren ve dikkat isteyen sorular iken, fen bilimleri biraz daha net ve
anlaşılır ne istendiği belli olan sorular olmuştur. Fen bilimleri sorularında
deney düzeneğini, bilimsel veri ve grafik analizini iyi yapan öğrencilerimiz ipi
göğüslemiştir. Sosyal Bilgilerde, hem bilgiyi ölçen hem kavramları doğru
yorumlama gerektiren sorular vardı. Yine bu sorular için analiz ve yorumlama
kabiliyetinin gelişmiş olması gerekliydi. Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi soruları
da hem bilgiyi ölçen, hem de bilgiyi yorumlayarak sonuca ulaşmayı hedefleyen
sorular baskındı. İngilizce soruları da daha çok günlük hayatla
ilişkilendirilmiş diyaloglar üzerinden hazırlanan sorulardı.
Hâsılı sınav bitti tüm öğrenci ve velilerimize geçmiş olsun.
Biraz olsun stres yükünden kurtulmuş olduk. Sınav için özetle yapılabilecek en
doğru yorum, artık, okuduğunu anlamanın bilimsel veri ve grafikleri doğru
okumanın, analiz ve yorumlamanın ön plana çıkmış olduğunu görüyor olmamızdır.
Sistem eski ezberci anlayıştan uzak, daha çok düşünen, yorumlayarak sonuca
ulaşan bireyler yetiştirmek istiyor.
Yirmi yıllık mesleki tecrübem, bu sorunun en büyük ilacının
çokça kitap okumaktan geçtiğini söylemektedir. Düşünce dünyasını geliştiren,
akıl çeperlerini zorlayan farklı düşünce ve fikir önermeleridir. Bu önermeler okuyucuya
hayata ve olaylara daha geniş ve sağlıklı pencereden bakma olanağını sunar.
Bunun için biz öğrencilerimize sürekli kitap okuma tavsiyesinde bulunuyoruz.
Kitap okumayı teşvik etmek için okullarda ve evlerimizde çeşitli etkinliklerde
bulunuyoruz.
Kitap okumanın önündeki en büyük engellerden birisinin de
akıllı telefon ve tabletlerin olduğunu biliyoruz. Değişen ve gelişen teknolojik
ilerlemenin önünde durulamaz durulmamalı. Ancak yetişkinlerin bile uyum
sağlamakta zorlandıkları bu akıllı cihazlar çocuklarımızın ellerinde birer
beyin öğütücü olma potansiyeli barındırdığı muhakkaktır. Neredeyse ilkokul
çağındaki yavrularımızın ellerinde bile, oyun ve eğlence amaçlı bu akıllı
telefon ve tabletler bulunuyor. Farkında olmadan çocuklarımızı bizler değil de
her türlü ahlaki değerlerden yoksun oyun programcıları ve seviyesiz ve uygunsuz
içerikler ile ürün reklamları yetiştirmiş oluyor. Bu nedenle anne babaların
kendileri de dâhil bu akıllı cihazlar hakkında bilinç sahibi olmaları
gerekiyor. Kitap okuma ve teknolojiyi uyumlu hale getirmeleri gerekiyor.
Sınavda herkesin akademik olarak başarılı olacağı bir durum
mümkün değildir. Ancak her öğrencimiz Allah’ın onlara lütfettiği kabiliyet ve
yetenekleri sayesinde başarılıdır ve özeldir. Öğrencilerin Yüzde 20 sinin
puanla yerleştiğini düşünürsek ki yaklaşık 250 bin öğrencimizin nitelikli okullara
yerleşmiş oluyor. Geriye kalan 950 bin öğrencimizi başarısız olduğunu söylemek
akıl karı değildir. Böyle bir bakış
açısı çok sakattır. Ülkemizin her alanda yetişmiş iş gücüne ihtiyacı vardır.
Hatta bu iş gücü açığının çoğunun mesleki yetenek gerektiren kalifiye eleman
azlığından kaynaklandığı görülecektir.
Hem anne hem babalar hem de öğrenciler ve dahi
öğretmenlerimiz Şunu unutmaması gerekir. Her çocuk özeldir. Her çocuk kendi
özellikleri ile değerlendirilir. Heba edecek bir tek ferdimiz dahi yoktur.
Yeter ki kabiliyet ve yeteneklerine göre onları hayata hazırlayalım.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.