36,7272
35,1895
2.968,28
-Baba; Ne olacak bu memleketin hali?
-Düzelecek oğlum. Allah her şeye kadirdir. Düzelecek
elbet ümitsiz olma.
-Baba; yağmur yağmıyor. Herhalde bu sene kıtlık
olacak.
-Yağmuru yağdıran Allah’tır. Kulların rızkına, o
kefildir. Yağacak inşaallah.
-Anne; çocuk bu hastalığı atlatamayacak.
-Atlatır atlatır. Şifa Allahtandır. Muhakkak o (Allah)
kullarına karşı çok merhametlidir.
-Anne, koltuk takımı eskidi. Beyaz eşyayı yenilemek
lazım. Nerden bulacağız o kadar parayı?
-Eskiden eşyamı vardı oğul? Buna da şükür hiç bulamayanlar
var. Yeter ki huzurun olsun.
-Baba; çocuk sınavlardan düşük not alıyor. Bu gidişle
adam olamayacak.
-Olur, oğul olur. Adam olmak sınavla değil ilim edep
ve terbiye ile olur. İyi bir insan olsunda gerisi gelir.
-Anne; hanımla sürekli tartışıyoruz. En ufak bir
yokluk nedir bilmiyor. Mutlu değiliz.
-Oğul, siz mutluluğu parada pulda ararsanız, mutlu
olamazsınız. Mutluluk içinizde, sevginizdedir. Birbirinizi severseniz kuru ekmekle
de mutlu olursunuz.
Geriye
dönüp baktığımızda babalarımızın annelerimizin kanaatleri, hayata bakışları ile
biz çocuklarının hayata bakışları arasında ne kadar da çok fark varmış. Hayatın
şiddetli fırtınaları o koca çınarları sarsamamış, onları umutsuzluğa
düşürememişken biz çocukları Çin malı oyuncaklar gibi en küçük bir ihtiyaç
eksikliğinde kıyameti kopartabiliyoruz. Yeni genç nesil evlenecek ya; A’dan Z’eye
eşyası tam olacak 5 tek bilezik yanında 1,5 Metrelik zincir olmazsa olmaz. Ha!
Unutmadan kızımız oğlanın anne babasıyla oturmayacak, onlara ayrı ev tutulacak.
Birde şöyle lüks bir düğün salonunda düğün yapılacak sonuçta milletin önünde
rezil olmamak var.
İyi, güzelde
değerli kardeşim. Bu hayat pahalılığında
(bu pahalılığın nedeni her ne olursa olsun) o kadar altını alacak kişinin
ocağına incir ağacı dikilmez mi? Yetmedi, ev eşyasında eksik bırakmıyorsun.
Üstüne, lüks düğün salonlarına lüzumsuz tonlarca para vereceksin. Bir de
kiraların asgari ücrete yaklaştığı bir zamanda, hanım kızımıza ayrı ev
tutacaksın. Oğlan babası bir daha belini doğrultabilir mi? Yirmi senelik
emeğini bir çocuğuna harcayacak, geri kalan çocuklarını yetimhaneye mi bırakacak?
Hem o
evlenen çiftlerde huzur kalır mı? O kadar borç yükü altında inim inim inleyen
oğlan, bunu sebebini kayınpederinde kaynanasında hatta eşinde görmez mi? Her
ah! çekişinde eşine duyduğu sevgi azalmaz mı? Bu durum pat iki sene sonra mahkeme kapılarında
boşanma davası ile sonuçlanmaz mı?
Çok
okumuş bilmişiz ya! Annelerimiz babalarımız da cahil(!) okumamış ya. Küllen
yalan. Onlar ciltler dolusu kitaplara bedel, hayatın anlamını anlamış, Dünyanın
geçiciliğine inanmış birer okuldur da biz onları anlayamamışız.
Mutluluğu,
eşyada değil manada ve sevgide. Zenginliği, açgözlülükte değil kanaatte. İlimden beklenen hayâ ve
edebi ariflerin meclislerinde öğrenmiş ve yaşamışlardır.
Çıt kırıldım, pat
üzüldüm, tak küstüm, şak boşandım. Bu şekilde hayatınız sürdürülebilir değil
bilesiniz. Şu, maddeye aşırı anlam yüklemeyi bırakın. Mobilyanız olmasa da
başınızı sokacak bir eviniz var. Beyaz eşyanız tam olmasa da buzdolabınız var.
Son model arabanız yoksa da aynı işi gören broadwayiniz var. Hastanelerde şifa
bekleyen binlerce dertli insan varken sizin sağlıklı çocuklarınız var. Eşiniz
babanız kardeşleriniz var. Her gün size dünyalara bedel gülücükler dağıtan
yavrularınız var.
ASLINDA
MUTLU OLMAK İÇİN NEDE ÇOK NEDENİNİZ VAR. Ama siz illede mutluluğu
parada pulda üç beş tahta parçasında arayacağım diyorsanız. Allah sizleri
mahkeme kapılarına düşürmesin yuvanız dağılmasın diye dua ederim. Azıcık
başınızı iki eliniz arasına alıp anne okuluna baba üniversitesine müracaat
etmenizi tavsiye ederim.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.