36,7272
35,1895
2.968,28
Öyle ya, 2020
felaketler yılı olarak literatüre geçti geçecek. Neymiş efendim. Bu sene, tüm
dünyayı kasıp kavuran covid 19 virüsü çıktı. Bundan daha büyük bir bela mı olur?
Depremler çoğaldı. Ekonomiler battı. Yağmurlar azaldı. Falan filan.
İnsanın geninde
azgınlık yapmak, diklenmek var ya ...
İşte o sebepten çok az şükreder,nimetin kıymetini bilmez.
Ya bu covid
canavarını insanın kendisi üretmişse ne demeli?
Bu konuda hiçte yabana atılmayacak kadar delil var. Zannedersem en son
ABD dışişleri bakanın kendisi, bizzat Covıd 19 Virüsünün WUHAN da bir
laboratuar ortamında üretildiğini beyan etti. İtalya milletvekilleri de virüsün
yapay olduğunu söyledi. El hasılı ister yapay olsun ister olmasın, insan, kendi başına
açtığı felaketleri haşa neredeyse Allahtan bilecek. Elbette her şey Allah'tandır.
Ancak Allah azze ve celle insanı fiilerinden sorumlu tutar. Fıtrata uygun hareket etmesini emreder. Dünyanın
dengesi ile bu kadar oynanırsa, ozan tabakası da delinir, İklim değişikliği de
meydana gelir, sel ve su baskınları da olur depremler de olur. Dünyanın sonunu insanın kendisi getirecek
böyle giderse...
İnsanın
şükredeceği yok dedik ya. Her şeyi, bulunduğu zaman içerisinde değerlendirir.
Daha kötüsünü akıl etmez,dinlemek istemez.
Mesela son 100 yüzyılda insanlığın başına gelen büyük felaketleri hiç
aklına getirmez. Sadece Birinci ve ikinci dünya savaşlarında asgari 60
milyondan fazla insan öldürüldü. Bakın ölmediler, bizzat insan, bir başka insan
tarafından öldürüldü. Milyonlarca ailenin
ocağına ateş düştü. Şehirler ve ülkeler yıkıldı. Yakın zaman Rusya'sın da 5
milyona yakın insan açlıktan kırıldı. Son 15 yıl içerisinde İslam topraklarında
milyonlarca insan öldü. Sürüldü. Yersiz ve yurtsuz duruma düştü.
Kırk yıl öncesi
babalarımız, dedelerimiz ekmek
kuyruklarında, ilaç kuyruklarında, tüp ve gaz yağı kuyruklarında ömür tüketti.
Şimdi bunları bilmeden düşünmeden bol keseden sallayıp yaşadığımız 2020 yılını
felaketler yılı olarak söylemek şükürsüzlüktür nankörlüktür. Kurban olduğum Allah'ımın
zoruna gider de bir sonraki yılda, bu yılı mum ile ararız da o zaman aklımız
başımıza gelir. Tüm olumsuzluklara rağmen virüs insanları evsiz yurtsuz
bırakmadı. Bir İspanya vebası gibi dünya nüfusunu kırıp geçmedi.
Akletmediğimiz
temel sorun şudur ki; İnsanın başına her ne geliyorsa,kendi elinin yaptıkları
sonucu geliyor. Mesela sadece Türkiye'de
bir gıda şirketi tarafından yapılan araştırmaya göre, yıllık 280 Milyar liralık
gıda israf ediliyor. Bu yaklaşık 87 Milyon Türkiye Nüfusunun Tüm mutfak
masrafına denk geliyor. Veya şöyle söyleyelim 109 Milyon çocuğun yıllık eğitim
masrafına karşılayabiliyor. Yine Birleşmiş Milletler Gıda Örgütü (FAO) her yıl
üretilen gıdanın yaklaşık üçte biri yeterince değerlendirilemediğini belirterek bu
da, tüm dünyada 1, 3 Trilyon dolarlık gıdanın israfı manasına geldiğini
söylüyor. Bu, gıda israfının da dünya
karbon salınımının yüzde sekizine tekabül etiğini belirtelim. Yani çöpe atılan
bu gıda, bir milyar aracın egzoz dumanından daha fazla ozon tabakasına zarar veriyor.
Şimdi Allah Zülcelal,
nimeti burnumuzdan getirmeyipte ne yapsın. Bunca aç insan varken heba olan bu
nimetin hesabı sorulmaz mı zannederiz. İnsanın hırsı, azgınlığı olmasa bu dünya
herkese yeter. Hatta bir o kadar nüfusu şimdiki imkanlarla rahat rahat besler.
Söyleyeceklerimi
rabbimin kelamıyla bitirmek istiyorum.
Başınıza gelen
herhangi bir musibet kendi ellerinizin yaptığı işler yüzündendir. O, yine de çoğunu
affeder. (Şura 30)
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.