36,7272
35,1895
2.968,28
Yaşadığımız sorunların ve
konjonktürün keyfiyeti ne olursa olsun, Gazze asla gündemimizden düşmemeli;
hatta ikinci sıraya bile inmemelidir. Zira Gazze’de şartlar her geçen gün daha
da ağırlaşmaktadır. Gazze, dünyanın en büyük hapishanesinden dünyanın en
büyük mezarlığına doğru evirilmektedir. Bütün insanlığın gözleri önünde
Gazze toplu bir kabristan haline gelmektedir. Neredeyse toprağının her
tarafından şehit naaşları fışkırmaktadır. Durumun daha da kötüleşmesine ve
fehametine paralel olarak, Müslümanların gayretlerinin ve fedakârlıklarının
artması gerekirken, yavaş yavaş işlenen vahşet kanıksanmış gibi görünüyor. Oysa
bu vahşete mani olmak adına, sürekli vites yükseltmek ve bedel ödeme iradesini
daha kararlı bir şekilde uygulamak gerekir. Denenmiş yöntemlerle iktifa etmek;
hatta bu yöntemlerden bile geri adım atmak akıl; dirayet ve onurlu bir iş
değildir. Denenmiş yöntemlerin yanı sıra, daima düşmanı caydıracak yeni
yöntemler sahaya sürmek gerekir. Gazzelilerin ödemiş olduğu bedelin bir kısmını
diğer Müslümanlar da ödemelidir. Bu zaruret ve mesuliyetin gereği sahada net
bir şekilde pratize edilmelidir.
İnsanlık ailesi, Siyonist
katillerin Gazze bahanesi ile insanlığı ateşe sürüklediğini görmelidir.
Gazze’de soykırım işleyen terör çetesi, bu defa gözünü Lübnan’a dikmiştir. Söz
konusu bu gelişme, bir kez daha gösterdi ki; hiçbir ülke, halk ve millet
Siyonistlerden yana bir emniyet içerisinde değildir. Siyonizm herkesin ortak
düşmanıdır. Siyonizm’e karşı ortak bir pakt oluşturulmalıdır. “Kendi
yumurtasını pişirmek için komşusunun evini ateşe verme” felsefesine sahip olan
bir zihniyet, herkes için tehlikelidir. Eğer Gazze gündemden düşerse
Siyonistler, soykırımlarını daha pervasız bir şekilde işler. İnsanlık kalesi
olan Gazze’nin düşmesi; Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa davasının düşmesi
demektir. Zira Gazze, Filistin davasının kolu ve kanadıdır. Siyonistlerin
burada kazanacakları galibiyet, tüm insanlığa karşı; bilhassa İslam ümmetine
karşı kazanılmış bir galibiyet olacaktır. İşte o saatten sonra; toprakları, Nil
ile Fırat arasında bulunan ülkeler sıranın kendilerine gelmesini beklesinler.
İşte durum bu denli ciddidir, bir hayat-memat meselesidir. Bugün, ön cephede
terör örgütü israil ile savaşanlara destek veremeyenler, yarın israil ile
bizatihi savaşmak zorunda kalacaklardır. Bugün İslam ümmetinin aslanlarına
sahip çıkmayanlar, yarın Siyonist köpeklere yem olacaktır. Bu mesele
siyaseten de olsa herkesi direkt olarak ilgilendirmektedir. Yani Siyonizm, tüm
Müslümanların ortak düşmanıdır.
Gazze’de mazlum yavrularımız;
açlıktan, hastalıktan ve soğuktan can vermektedir. Ey Ümmet-i Muhammed, onlar
bizim evlatlarımızdır. Soğuktan titreyen ve su basmış çadırlar içinde suyun ve
çamurun içinde yatan, yatmaya çalışan evlatlarımızın görüntüleri sizin için
hiçbir şey ifade etmiyor mu? Ey yaşadığını zanneden yürüyen ölüler, kendinize
gelmeniz için daha ne olmasını bekliyorsunuz? On binlerce kardeşimiz bombalarla
paramparça oldu; kalan milyonlarca kardeşimiz ise açlıktan, hastalıktan ve
soğuktan imha edilmek isteniyor. Gazze’de milyonlar açlıkla boğuşurken, Refah
sınır kapısının Mısır tarafında binlerce TIR yardım malzemesi beklemektedir. O
TIR’ları Gazze’ye sokamayan bir ümmete, insanlığa, devletlere ve idarecilere
yazıklar olsun.
Gazze’yi asla gündemden
düşürmeyelim.
Gazze’yi unutan kalpler kurusun.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.