Ey Türkler, ey Kürtler, ey Araplar, ey Farslar; sizler komşu olmuşsunuz, kardeş olmuşsunuz, iç içe girmişsiniz. Aynı dinin mensubu olarak, aynı camilerde beraber namaz kılıyorsunuz. Sorunlarınızı kendi aranızda halletmeye çalışın. Başkalarını aranıza koyarak onların minneti altına girmeyin.

 Bizler Yüzyıllardır iç içe yaşıyoruz. Birbirimizle evlendik. Dayı - yeğen olduk. Biz kendi aramızda yan yana gelerek kardeşçe yaşamayı öğrenmeliyiz. Başkalarının teşvikleriyle, arabuluculuklarıyla değil. Avrupalılar yüzyıllarca birbiriyle savaştı. Ama en sonunda aralarından sınırları bile kaldırdılar. Onlarca Avrupa devleti, bir devlet haline gelmiş. Onlar Avrupa Birliği'ni kurarken. Bizler şehir Devletleri kurmak için uğraşıyoruz. Onlar bütün sınırlarını bertaraf ederek birbirlerinin ekonomilerini güçlendirmek için uğraşırlarken, bizler aşiret Devletleri kurmaya çalışıyoruz. Bu bizim bencilliğimizi, zayıflığımızı ve ferasetten yoksun oluşumuzu göstermektedir. Eğer bizler Ümmet olarak birleşirsek, karşımızda değil Avrupa dünyanın bütün kıtaları bile duramaz.

Bütün yer altı ve yerüstü Madenler bizde mevcuttur. Onun dışında hiç kimsede bulunmayan bir mücevher bizde var. Allah'ın kitabı ve O’nun resulü Hz Muhammed (sav) sünneti. Biz bu iki kaynağımıza beraberce sarılırsak hiçbir güç bizi durduramaz. Başka güçlere muhtaç olmayacak. Amerika'nın ve Rusya'nın kontrolünde olmayacak. O zaman Müslümanlar çok güçlü olacaklar. Dünyada sözleri geçerli olacak. Eğer Müslümanlar Kur'an ve Sünnet çerçevesinde yan yana gelirlerse, dünyada barışı, huzuru sağlayacaklar. İslam'ın hakim olduğu bir dünyada barış, huzur ve selamet gerçekleşecektir. Diğer taraftan bizler aynı bölgenin insanları olarak, sorunlarımızı kendi aramızda çözmeliyiz. Köyümüzde iki kardeş arasında bir dargınlık meydana gelmiş. Bunların akrabaları, dostları kendi aralarında konuşmuşlar. Demişler ki, biz gidip bu iki kardeşi barıştıralım. Onların aralarını bulalım. Toplanmışlar. Büyük kardeşin evine gitmişler.

 Meseleyi ona açmışlar. Aranızdaki bu dargınlığı kaldırmak istiyoruz. Büyük kardeş gelen dostlara, akrabalara demiş ki, siz burada biraz oturun. Ben geliyorum. Bunlar beklemişler. Adam gelmeyince, küçük kardeşin evine gitmişler. Bakmışlar ki adam kendi kardeşinin evinde oturmuş ve kışlık yemişlerden önündedir. Bunlar büyük kardeşe, biz senin evine geldik sen bizi bıraktın buraya geldin. Büyük kardeş diyor ki, siz bizim dostlarımızsınız. Bizim akrabalarımızsınız. Bizim iyiliğimizi istiyorsunuz. Bugün siz, bizi barıştırırsanız ki, biz kardeşiz. Aramızda bir şey yok. Ufak bir dalgınlık olmuş. Yani ben kardeşimin evine geldim, kardeşim benim evime geldi, ben ondan özür diledim, o benden özür diledi önemli değil ki, o yüzden ben kardeşimin evine geldim. Siz bizi barıştırırsanız, yarın bizim ile sizin aramızda bir sıkıntı olursa, bunu bizim yüzümüze vuracaksınız.

  Bu bölgenin insanları olarak başkalarının aramıza girmesine, bizi barıştırmalarına fırsat vermeyelim. Bizler sınırlarımızı kaldırmalıyız. Bizler birbirimize kucak açmalıyız. Avrupa'da I. Dünya Savaşı, 2. Dünya Savaşı, yüzyıl savaşı olmuş. Milyonlarca insan birbirlerinden öldürmüşler. Ama bugün kimse o günleri gündeme bile almıyor. Sınırlarını bile kaldırdılar. Bizlerin arasında ne olmuş ki. Çok basit bir şekilde yan yana gelebiliriz. Birbirimize elimizi uzatabiliriz.     

Hele özellikle Kürtler ve Türkler hiçbir ırk, bu iki ırk kadar iç içe girmemiş. Türkiye'de şurası Kürt bölgesidir şurası Türk bölgesidir diye bir şey kalmamış.  İki ırk bütün şehirlerde komşu olarak yaşıyorlar. Birbirlerinden evlenmişler. Çocukları var. Nasıl bir çocuk kendi dayısını veya kendi dedesini vurabilir. O yüzden bizim aramızda böyle büyük bir sorun yoktur. Yeter ki şefkatli bir şekilde birbirimize sarılalım. Yeter ki liderler birbirlerine sarılsınlar. Aralarındaki bu sıkıntıları kaldırsınlar ve küçük şehir Devletleri kurma fikrinden vazgeçsinler.

 Bizler şehir devletleri, site devletleri kurmak için değil, devletleri birleştirmek için mücadele etmeliyiz. Ulus devletlerin dönemi bitmiş. Güçlerimizi birleştirip dünyada huzurun olmasını sağlamaya çalışmalıyız. Eğer Araplar, Türkler, farslar ve Kürtler el ele verseler, emin olun dünyada huzur ve selamet oluşur.