35,9979
34,5383
3.005,99
Gerçekten büyük bir tehlike
neslimizi bekliyor. Bu tehlikeyi bertaraf etmek için çok acil önlemler
alınmalıdır. Bu büyük tehlike çocuklarımızın ve kadınlarımızın geleceği ile
ilgilidir. Gözlerimizin önünde çocuklarımız bu büyük tehlikenin içine
girmektedirler. Bir an önce Elimizi onlara uzatalım. Etrafımıza baktığımızda
edepten, ahlaktan gün geçtikçe uzaklaşan bir nesil geliyor. Bugün bozulan bu
nesil belki bize zarar vermez ama çocuklarımıza, torunlarımıza ve gelecek olan
nesillerimize büyük zararlar verecek.
Geçmişteki toplumların
çökmesine ve ilerlemesine sebep olan en önemli unsurların başında ahlak, edep
ve haya gelmektedir. Bunlardan yoksun olan insanlar ve nesiller sadece kendi
nefislerini, şehvetlerini düşünür hale gelirler. Toplumun içinde bulunduğu
sıkıntıları hiçbir zaman göz önüne almazlar. Şu anda toplumuz öyle bir duruma
doğru ilerliyor ki yetişen gençliğin kafasında oluşan tek gerçek, şehvettir.
Ben şehvetimi nasıl tatmin ederim düşüncesidir. Tabi bu sorun çok büyük köklü
çözümler ile çözülebilir. Günü birlik politikalarla, günü birlik çarelerle bu
sorun çözülmez. Başta yetkili olanların bu sorunu kökten çözmeleri için her
yönüyle toplumu İMAN sahibi kılmaya çalışmaları gerekir. Tabii bunun
için herkesi dolaşmaları, herkesin fikrini alıp onları ikna etmeleri ve bunun
üzerine toplumu oluşturan etkenleri tespit etmeleri lazımdır.
Önce üniversitelerde
köklü değişikliklerin oluşması lazımdır. Üniversitedeki gençliğin daha akıllı,
toplumun faydasını düşünen, zevkinin peşinde koşmayan ahlaklı, hayalı,
terbiyeli ve imanlı bir duruma getirilmesi lazımdır. Çünkü üniversitede yetişen
şahıslar toplumun yöneticileri, idarecileri ve eğitimcileri oluyorlar. Eli
kimin elinde olduğu bilinmeyen bir öğretmen nasıl ahlaklı bir toplum, hayali
bir toplum yetiştirebilir. Din dersine giren öğretmen namaz kılmıyorsa, din
dersine giren öğretmen edepli ve hayalı değilse, nasıl hayalı bir nesil
yetiştirir. Doktor, mühendis ve idarecilerin tek derdi para kazanmaksa, paranın
dışında hiçbir dertleri yoksa, toplumu düzene koyup ıslah etme noktasında bir
çaba içine girmiyorlarsa, bunların toplumu düzeltme noktasında bir faydaları
olmaz. Hatta toplumu bozmada ileri giderler. Diğer taraftan toplumumuzu
hayasızlaştıran, karma eğitimin de bir an önce sona erdirilmesi gerekir. Çünkü
karma eğitim neslimizi İlkokuldan itibaren birbirine karıştırdıkları için
aralarındaki haya perdesini ortadan kaldırmaktadır. Haya çok önemlidir. Hadiste
deniyor ki ‘’ Haya ve iman beraberdir.’’ Ve ‘’ Haya, imandandır.’’ Haya gidince
imanda gider. İman ve haya olmayan bir nesilde ise sadece para
kazanma hırsı ve şehvet peşinden koşma bilinci gelişir. Dolayısıyla lise,
Ortaokul ve ilkokuldaki öğretmenlerinde bu bilinçle yetiştirilmeleri gerekir ki
bu öğrencilere iyi bir eğitim versinler. Bu neslin bozulmasına engel olacak
olan tek şey iman ve hayadır. İman ve hayası olan gençlik hiçbir zaman topluma
zarar vermez. Başkasına zarar vermez. Başkasını kendi nefsi için kullanmaz.
Basın ve yayın
neslimizi uçuruma doğru götürüyor. Bilinçli bir şekilde toplumu bozan
programlar, diziler yapılmaktadır. İnsanları fuhşa özendirecek şekilde magazin
programları ballandırılarak yapılmaktadır. Hangi sanatçı hangi sanatçı ile
beraber olmuş. Hangi sanatçıyla nerede keyfini sürmüş, hangi sanatçı çıplak
olarak denize girmiş. Hangi sanatçı bu çıplaklığı sayesinde ne kadar para
kazanmış diye programlar ve filmler yapmaktadırlar. Dolayısıyla hangi
televizyon programı açılsa, gençleri, kadınları ahlaksızlığa iten
programlardır. Evet Kıymetli kardeşlerim: Eğer bu dünyada çocuğumuz emekleyerek
yanan sobaya doğru gidiyorsa nasıl yerimizden fırlayarak, bütün çabamızla onu
yanan sobadan uzaklaştırmaya çalışıyoruz. Lütfen bu gençlerimiz gözümüzün
önünde cehennem ateşine doğru ilerliyorlar. Giyimleriyle, yaşamlarıyla ile her
şeyleriyle o tarafa doğru gidiyorlar ve biz onlara engel olmayıp destek
oluyoruz. Kızımız bizden kot pantolon istiyor, hemen en dar kot pantolonu
alıyoruz. Çocukturlar, gençtirler kendileri için faydalı ve zararlı olanları
tam olarak bilmezler. Evet anne babalar Bizim sorumluluğumuz sadece
çocuklarımızı dünyaya getirmek değildir. Bir hadiste ‘’kimin üç kız kardeşi
veya üç kızı varsa, bunları güzelce terbiye ederse ve onlara iyi davranırsa
cennete gider. 2 tane de olsa gider.
Bu tehlikenin adımlarına
kulak verelim ve ona göre tedbirimizi alalım. Yoksa yarın çok geç olabilir.
Bizim çocuklarımız büyük bir bataklığın içine girerlerse onları çıkarmaya
çalışırken, biz de bataklığa batacağız. Azgın sel sularına kapılan çocuklarını
kurtarmaya çalışan anne babalar da suyun içinde
boğuluyorlar. Onlar o bataklığa girmeden, o sel
sularına kapılmadan önce onlara güzel bir ahlak, terbiye ve haram olandan uzak
durmayı öğretelim. Tehlike çok büyük. Neslimiz Alevli ateşe doğru gidiyor.
Hadiste belirtildiği gibi ‘’bir topluluğa idareci olanlar onlara nasihat ederek
onları korumuyorsa cennetin kokusu dahi onlara gitmez.’’ Yani biz
çocuklarımızı, neslimizi muhafaza etmeyerek ya da etmediğimizde bizim
kurtulacağımızı sanıyorsak aldanıyorsunuz.
Allah bize güzel bir
bilinç versin