36,3934
34,4751
2.952,97
Kıymetli
evlatlarım bir babanın en önemli görevi çocuklarını bu dünya gemisinden doğru
bir şekilde cennete götürmektir. Eğer bir baba evlatlarının cennete gitmesine
vesile olacak bir İslami yaşantı ve güzel bir ahlak vermişse, görevini yerine
getirmiştir. Onun için başta siz evlatlarıma sonrada bütün evlatlara bazı
tavsiyelerde bulunmak istiyorum.
Hayatınızın
hiç bir döneminde namaz kılmayan insanları kendinize dost ve rehber edinmeyin.
Onlara nasihat edin. Onlarla gezebilirsiniz. Ama kendi başınıza lider yapmayın.
Namaz kılmayan şahıslar sizin oyunuzu almasınlar. İster muhtarlıkta, sınıf
başkanlığında, belediye başkanlığında, milletvekilliğinde isterse de
Cumhurbaşkanlığında olsun, oyunuz namaz kılmayan adama gitmesin.
"
Muhakkak sizin veliniz Allahtır. Allahın Resuludur. İman edip Namazını ayağa
kaldıran, zekat veren ve ruku edenlerdir." Maide 55
Allah
ve Resulü kayıtsız şartsız bizim velimizdirler. Yani bizim adımıza her türlü
kararı alma hakkına sahiptirler. Ondan sonra iman edenler velimiz olabilirler.
Ama onların şartları vardır. Onların namazlarını ayağa kaldırmaları gerekir.
Yani namazları bir duvar gibi etraflarını saracak. Onlarla günah arasında duvar
görevi görecek, namazları onları haramdan korumuş olacak. Günaha dalan iman
edenler müslümanlara lider olamaz. Lider dediğin halkını günahtan koruyandır.
Günaha dalanlar halkı nasıl koruyacak. Halkı dünya sevgisine yöneltemez.
Zenginlik içinde yüzemez. Halk gibi yaşamalıdır. Zekatlarını verirler. Ve onlar
ruku ederler. Yani namazlarında devamlıdırlar. Velinin anlamı, bizim hakkımızda
karar alabilendir. Milletvekilleri bizim hakkımızda karar alıyor. Yani konumu
ne olursa olsun ayetin belirttiği şartları taşımıyorsa oyumuzu ona vermemiz günahtır.
Yaptıkları şeylerde ortağız.
Resulullahın
(sav) hadisleri söz konusu olduğunda hadisler hakkında ileri geri konuşan
insanların sözlerinin etkisinde kalmayın. Ondan gelen en zayıf hadis bile
başkalarının en güzel sözünden daha üstündür. Hadisleri eleştiren insanları
arkadaş edinmeyin. Onların arkadaşlıkları zarar verir. Biz Peygamberimizden
gelen her şeyi kabul ederiz. Yapabildiklerimizi yaparız.
Sahabelerin
kusurları olsa bile bizim onları eleştirmeye hakkımız yoktur. Biz kim oluyoruz
ki onları eleştirelim. Biri bizim gezdiğimiz arkadaşımızı eleştirirse velev
onun kusurları olsa bile bizim hoşumuza gitmez. İnsanların en hayırlısı olan
Peygamberimiz, arkadaşlarının, damatlarının, kayınpederlerinin ve eşlerinin
eleştirilmesine sessiz kalmaz. Onları eleştirenleri alkışlamaz. Bu duruma
üzülür. Onu üzmek doğru mudur?
Peygamberimizin
(sav) arkadaşlarını, sahabelerini, eşlerini eleştirenleri arkadaş edinmeyin.
Sahabelerin kendi aralarındaki savaş ve çatışmalarda taraf değiliz. Onların
zamanında yaşamadık. " Onlar geçmiş bir ümmettir. Onların kazandıkları
kendilerine yazılacak, ve sizin kazandıklarınız size yazılacak. Onların
yaptıkları sizden sorulmaz." Bakara 141. Biz onların yaptıklarından
sorgulanmayız. Onlarda bizim yaptıklarımızdan sorgulanmazlar. Onların kendi
aralarındaki meseleleri gündeme getirerek hiçbir çözüm olmayacağı gibi
müslümanlar arasında çatışma ve düşmanlıkların oluşmasını sağlayarak fitne
ortamını oluştururuz." Fitne öldürmekten daha kötüdür. " Bakara 191
Sürekli
insanların yaptıklarını eleştirenleri de arkadaş edinmeyin. Onlar kıskanç ve
hastalıklı insanlardır. Size hastalıklarını bulaştırırlar. Olgun ve ahlaklı
insanlarla oturup kalkın.
Alimlerimizi
eleştirenleri de arkadaş edinmeyin. O alimler ki uzun yıllar biz istifade
edelim diye uykusuz kalarak kitaplar yazarak bize yardımcı olmuşlar. Bugün bir
şeyler biliyorsak onların sebebiyledir. Dolayısıyla onları eleştiren şahıslar
sizinle arkadaş olamayacak kadar basittirler. Basit insanları arkadaş
edinmeyin.
Allahın dinini toplumlarda
anlatan Peygamber varislerini eleştirmek, sabah namazına kalkmakta bile
zorlanan insanların haddi değildir. Müminler geçmiş Müslümanları iyilik ile
anarlar.