36,3785
34,4843
2.950,15
Belediyeler, belediye
sınırları içinde yaşayan vatandaşa hizmet etmek için kurulmuştur. Belediyenin
asıl görevi vatandaşı memnun etmektir. Halk, belediye başkanını kendisine
hizmet etsin diye mi seçiyor? Yoksa başka amaçları mı var. Oy verirken hangi
amaçla oy veriyoruz? Onu sorgulamamız lazımdır.
Önce
kriterlerimizi ve kaygılarımızı belirlemeliyiz. Biz, yöneticilerimizi, belediye
başkanımızı ve meclis üyelerimizi seçerken neyi amaçlıyoruz. Halkın menfeatini
mi yoksa şahsımızı mı düşünüyoruz?
Seçim
zamanında adaylar, yanımıza geldiklerinde biz onlardan ne istiyoruz? Oğlumu işe
koyacaksın. Bana ihale vereceksin. Benim isteklerimi yerine getireceksin. Her
şahıs, adaydan iş isterse bu istek yerine getirilebilir mi? Hayır. Aday bunu
yerine getiremeyeceğini bildiği halde tamam diyor. Yani halkı kandırıyor. Halka
yalan söylüyor. Söz veriyor. Sözünü yerine getiremiyor. Söz verdiğinde yerine
getirmez. Emanete hiyanet eder. Bunlar kimin özellikleridir? Hepimiz biliyoruz.
Bu özellikler kendisinde olandan ne beklenir! Veya ne bekliyorsunuz?
O
zaman biz seçmen olarak önce kendimizi sorgulayalım. Belediye başkanından ne
bekliyoruz. Çocuklarımızı işe koymayı mı yoksa hizmet mi? Hizmet için toplu
olarak veya fert olarak kaç sefer belediye başkanına gittik! Peki şahsi işimiz
için ne yaptık? Yöneticilerimizin dürüst ve hizmet ehli olması için biz dürüst
olmalıyız. “Nasılsanız öyle yönetilirsiniz.” Yani toplum olarak dürüst değiliz.
Hangi esnaftan, alınmamış bir milyonluk malın faturası istenirse vermez. % 1
vermem, haramdır der. Diğeri tamam KDV bana kalsa yeterlidir der. Bu
esnaf dürüstlük ve hizmet istiyor. Hizmet için gelen parayı faturalandırdın.
Biri parayı senin faturandan yedi. Memura teklif et bir paket sigara
veya bir yemeğe resmi işlemleri hazırlar, yani ahreti çok ucuza satıyoruz. Ben
halkın malını kimseye yedirtmem diyen idareciye, başta akrabaları, esnaf ve
müteaahitler düşman olur. Derse geç giren öğretmen uyarılırsa idareye tavır
alır. Bedavaya ek ders yazılırsa sevinir.
Her
şeyden önce adaylarımızı belirlerken ölçülerimiz olmalı. Belediye
başkan adayı ve meclis üyeleri müteahit olmayacak. Bunlar iş hayatlarında
hırsızlık yapmışlardır. Yol yapmışlardır. 20 cm olması gerek beton asfaltı 6 cm
kalınlığında toprak yola dökmüşler. Bina yapmışlar. Çimentodan, demirden,
boyadan, kapıdan çalmışlardır. En kötü malzemeyi kullanmışlar. Hesap yaparken
en iyi malzemenin fiyatını hesaplamış, yaparken en kötü malzemeyi kullanmış.
Bunlar halka haindirler. Bunlar hizmet ehli değil, çalma ve kandırma
ehlidirler. Bunlar kasanın başına geçseler kasaya boşaltırlar.
Bunlar
büyük esnaflardan da olmayacaklar. Bunların işi ihalelere girmektir. İhaleler
rüşvetle döner.
Belediye
başkan adayı, dürüst, etrafı dürüst, ailesi dürüst, haramdan kaçan, maaşı ile
geçimini yapan olmalı. Bulunamıyorsa buna yakın olmalı.
Belediye
meclis üyeleri: 5 imam, 5 öğretmen, 5 muhtar, 5 esnaftan seçilmeli. Memurlar
memurluklarına devam etmelidir. Alınacak işçiler ya sınavla ya da kura ile alınmalıdır.
Son
olarak şunu söyleyeyim: belediyenin aslı görevi halka hizmet etmeli ve şehri
modern, yaşayabilecek hale getirmeye çalışmalıdır. Yani belediye başkanı
yapması gerekenleri yaparken ben hizmet ediyorum diyemez. Zaten işi odur. İşi
olmadığı halde neler yapmış. O şehrin zenginlerini bir araya getirip fabrika mı
açtırmış? Üniversiteye giden öğrencilerine harçlık mı vermiş. Üniversiteye
servis mi göndermiş? Taziye evlerine yemek mi göndermiş? Planlı – proğramlı
siteler yapıp ucuz fiyata halka ev mi satmış?
Belediye
başkanı, görevleri arasında olmayan hizmetleri halka yapmışsa başarılıdır. Ama
yapması gerekeni yaparken övünüyorsa yanlıştır. Daha öncekiler bir şey
yapmadıkları için bunların ki önem kazanıyor.
Dürüst olalım ki dürüstler
bizi yönetsin. Yalancı ve hırsız olursak yalancı ve hırsızlar bizi yönetir.
Dürüstlerle beraber olalım