36,4003
34,4780
2.955,05
Ömer
bin Abdülaziz (717-720) yılları arasında Emevi devletinde halife olduğu zaman
ilk iş olarak hanımı Fatıma binti abdülmelikin mücevherlerini ondan alıp
beytülmala koymak oldu. Bunların halka ait olduğunu söyledi. Ayrıca saraydaki
köle ve cariyeleri azat etti. Saraydaki israfı önledi.
Ümmetimden iki sınıf var ki,
onlar salaha ererse insanlar da salaha erer: amirler( yöneticiler) ve fakihler
( alimler). Kenzul ummal 6/30
Toplumları sevk
ve idare edenler, idareciler ve bilginlerdir. İki sınıf bozulduğu zaman
devlette ve toplumda büyük sıkıntı ve felaketler olur. Bu iki sınıf geçim
derdine düşseler halkı unuturlar. Sadece kendi dertlerine düşerler. Hele
alimler idarecilerin kontrolüne girdikleri yerlerde ise toplum raydan çıkar.
İdarecileri uyaracak kimse kalmaz. İdareciler kendi çocuklarının ve eşlerinin
ellerinde birer kukla haline gelirler. Onların doymaz bilmez ihtiraslarıyla
perişan olurlar. Hem iktidarlarını hem de itibarlarını kaybederler. Bu son
zamanlarda itibarlarını kaybeden yöneticilerin çoğu çocuklarının skandalları
yüzündendir. Çocuklarını kirli ilişkilerden uzaklaştıramayan idareciler
koltuklarını kaybederler. Devletten menfaat elde etmek isteyen güçler bunlar
üzerinden rant sağlamaya çalışıyorlar. Babalar, çocuk ve eşlerine karşı zaaf
içindedirler. Batmanın eski belediye başkanı rahmetli Salih Gök başı boş
inekleri çiçeklere zarar veriyor diye toplattırıyor. İneği götürülen bir kadın
rahmetlinin eşine gidip dul olduğunu söyleyip yardım istiyormuş. Beş kilo
yoğurtta kendisiyle götürmüş. Hanımı, yoğurdunu geri götür. Başkan duysa başıma
döker, ama yetimlerinin hatırı için ineğinin bırakılması için söyleyeceğim.
Demiş. Akşam başkana söylediği zaman, başkan: tamam ineği bıraktıracağım ama
seni de boşarım. Demiş. Hanımı, ne ineği bırak ne de beni boşa ve bundan sonra
senin hiç bir işine karışmam. demiş. Bu gerçek bir olaydır. Bizzat oğlundan
duydum.
Eğer
idareciler, devletin işleyişinden çocuklarını ve eşlerini uzaklaştırsalar
devlet kurtulur. Kadınlar kendi çocuklarının pisliklerini gizlemek için
uğraşırlar. Açığa çıktığı zaman ise korumak için kocalarına baskı yaparlar.
Nerede o kocalar, nerede kocasına itaat edecek Fatıma binti abdülmelik gibi
eşler. Çoğu idarecilerin eşleri ve çocukları bedavadan ihalelerin ortakları
oluyorlar. Yıllar önce bir şehre gittim. Dediler ki, bakanın kardeşi bir araba
satış bayiliğini aldırmak karşılığında ortak yapılmış. Demek ki o bayilik
herkese verilmiyormuş. Bu en basit olandır. Milletvekili veya bakan olmadan
önce sıradan bir hayat sürüp, makam sahibi olduktan sonra çocukları ile büyük
servetlere sahip olanları nereden kazandınız kanunu ile sorgulansalar ve
sonradan haksızca kazanılana el konulsa devlette kurtulur. Halkta kurtulur.
" insanlar
yöneticilerinin dini üzere olur." acluni 2/ 311
Halk, idarecilerine bakar.
İdareci hırsızsa, halkta hırsız oluyor. Şu anda halkın elinden gelse ne bulsa
götürür. Niye? Yöneticilerin elleri halkın cebinden çıkmıyor. Vergi limiti adı
altında memura yapılan zamlar geri alınıyor. Elektrik faturaları bıktırmış.
Kilowatı 40 kuruştan 72 kuruşa çıkarıldı. Halkın feryadını duyan yok. "
Siz nasılsanız öyle yönetilirsiniz."" Allah her dönemin hükümdarını
halkın kalbine göre gönderir. Onları düzeltmek isterse ( yani onlar iyi olmak
istiyorsalar.) Salih birini, helak etmek isterse kötü birini hükümdar olarak
gönderir."İsra 16.
Toplumdaki
kötülüklerin, haksızlıkların ve yolsuzlukların sorumlusu olarak sadece
yöneticileri ve aydınları görmek yanlıştır. Kötü gidişattan herkes sorumludur.
Bunda genel olarak herkesin az yada çok payı vardır. İyileşmenin ve düzelmenin
şerefi de hem yönetenlere, hem de yönetilenlere aittir. O yöneticiler toplumun
içinden çıkan insanlardır. " Davranışları sebebiyle zalimlerin bir kısmını
diğer kısmına yönetici yaparız." en'am 129. Kötü toplumun yöneticisi kötü
olur. Hırsız toplumun yöneticisi de hırsız olur.
Bir
dostum diyordu : Hasankeyfteki bir akrabama, ben belediye başkan adayınız
olursam bana oy verir misin? Dedi ki, ben sana oy vermem. Sen," adalet,
hukuk, eşitlik" diyorsun. Bunlar benim işime yaramaz. Sen bana hiç bir
fayda vermezsin. O yüzden sana oy vermem. Dedi. Halk ve İdareciler hep beraber
hırsızlık ve haksız kazanç elde etmekten vazgeçmelidirler. Yani bizler bu
insanları istiyoruz. Ama bize alternatif olarak sunulan adaylarda mevcut
olanların kopyasıdırlar. Onlar da biraz biz yiyelim çabası içindedirler. Bize
hizmet etmek için bağırmıyorlar. Onlar da soyundan uzak kaldıkları için yanıp
tutuşuyorlar. Sistem iyi insanları bize sunmuyor. Bütün adaylar birbirine
benzerler.
İdareciler,
toplumun cebinden ellerini çekip haksız kazanç elde eden
yöneticilerin çocuklarının haksız kazançlarını sorgulayıp hazineye
koysalar ekonomi düzelir. Herkes maaşı ile geçinmeye çalışmalıdır. Başkalarının
sırtından lüks yaşamayı terk etmelidir.
Bu saydıklarımız ancak Allah
korkusu kalplere yerleşirse gerçekleşir. Kalbinde Allah korkusu olmayan
insanlar haksızlıktan vazgeçmezler. Ahirette hesap vereceklerine
inanmayanlar hangi değerden dolayı halkın cebinden ellerini çekerler.
Şu anda alternatif olarak
sunulanlar daha önceden idarecilik yapıp halka hiç bir fayda sağlamamış
olanlardır. Yani alternatif olarak gösterilenler şu andakilerden daha kötü
değilseler daha iyi değillerdir. Bizim asıl sorunumuz: kendi idarecilerimizi
biz seçemiyoruz. Önümüze konulanlardan birini seçmek zorunda kalıyoruz. Onları
kim seçmişse onlara borçlu kalıyorlar ve onların dediğini yapıyorlar. Biz
boynumuzu bükerek onlarla görüşüyoruz. Onları seçtirenler ise onlara
emrediyorlar.