36,7272
35,1895
2.968,28
Mısırlı âlim Muhammed Mutevelli eş Şa’ravi şöyle der:
Ben, San Francisco’da iken bir müsteşrik bana sordu:
- Sizin Kur-an’ınızda bulunan şeylerin tamamı doğru mu?
Cevap verdim:
- Kesinlikle evet. Tekrar sordu:
- O halde Allah niçin kâfirlerin müminlere galip gelmesine
imkân veriyor? (Hâlbuki Kuran diyor ki: “Allah kâfirlerin müminlere galip
gelmesine asla imkân vermez.” Nisa: 141) Dedim ki:
- Çünkü bizler Müslüman’ız, mümin değiliz de ondan.
- Müminlerle Müslümanlar arasındaki fark nedir? Şeyh Şa’rafi
şöyle cevap verdi:
- Günümüzde Müslümanlar namaz, zekât, hac ve Ramazan orucu
gibi İslam’ın ibadet cinsinden bütün sembollerini yerine getiriyorlar fakat
onlar tam bir sıkıntı ve yokluk içindedirler! İlmi, iktisadi, sosyal ve askeri
sıkıntılar… Vs.
-Bu yokluk ve sıkıntıların sebebi nedir?
● Kuran’da geçen bir ayette şöyle denilir: “Göçebe Araplar
biz iman ettik, diyorlar. Onlara de ki: Siz iman etmediniz. Fakat Müslüman
olduk, deyin. Çünkü iman henüz kalplerinize girmedi.” (Hucurat 14). -Bana
sordu: O halde onlar niçin sıkıntı ve yokluk içindedirler?
- Bunu Kur’an-ı Kerim açıklıyor. Çünkü Müslümanlar müminler
merhalesine yükselemediler. Şunları iyi düşün:
● Onlar gerçek mümin olsalardı Allah onlara mutlaka yardım
ederdi. “Biz müminler yardım etmeyi üzerimize borç kıldık” (Rum 47). Eğer mümin
olsalardı diğer ümmetler ve halklar arasında daha önemli ve saygın bir konumda
olurlardı. “Gevşemeyin / yılgınlık göstermeyi ve üzüntüye kapılmayın. Eğer
(gerçekten) inanıyorsanız üstün gelecek olan sizsiniz.” Eğer mümin olsalardı
Allah Teâlâ diğer milletlerin onların üzerinde herhangi bir hâkimiyet
kurmalarına izin vermezdi. “Allah kâfirlerin müminlere galip gelmesine asla
imkân vermez.” Nisa: 141) Eğer mümin olsalardı Allah Teâlâ onları bu hor ve
hakir durumda bırakmazdı. “Allah müminleri içinde bulunduğunuz durumda
bırakacak değildir.” (Âli İmran: 189). Eğer mümin olsalardı Allah Teâlâ her
durumda onlarla beraber olurdu. “Muhakkak ki Allah müminlerle beraberdir.”
(Enfal:19). Fakat onlar Müslümanlık aşamasında kaldılar, müminlik aşamasına
yükselemediler. Allah Teâlâ buyuruyor ki: “Onların çoğu mümin değildirler.”
O halde müminler kimlerdir? Buna da Kur’an-ı Kerim şöyle
cevap veriyor; Onlar: “Günahlarından uzaklaşan tövbekârlar, ibadetlerine devam
eden âbidler, Allah’a hamd edenler, lezzetlerden uzaklaşarak oruç tutan
zahitler, rükû ve secdeleriyle Rablerine boyun eğenler, iyiliği emredip,
kötülüğü engelleyenler ve Allah’ın belirlediği sınırları aşmayanlardır.” (Tevbe
112)
Yani Allah Teâlâ zaferi galibiyeti, hâkimiyeti ve yüksek bir
durumda bulunmayı müminlere vaat etmiştir, Müslümanlara değil.
Müslüman ile mümin arasındaki farkı mukayese etme adına
biraz daha tefekkür etmemiz gerektiğini hatırlatmak istedim.
Günahlarından uzaklaşan, ibadetlerine devam eden, iyiliği emredip, kötülüğü engelleyen ve Allah’ın belirlediği sınırları aşmayan müminlerden olabilmek duasıyla iyi bir hafta dilerim.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.