36,7272
35,1895
2.968,28
Hazreti Peygamber bir hadislerinde; “Nikâh benim
sünnetimdir. Kim benim sünnetimle amel etmezse, benden değildir. Evleniniz zira
ben, diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim. Kimin maddi
imkânı varsa, hemen evlensin...” Başka bir hadislerinde de “Kim evlenirse
imanın yarısını tamamlamış olur; kalan diğer yarısı hakkında ise Allah’tan
korksun.”
Evlilik aile olmayı aile olmak da toplumun özü, sevginin en
güçlü halini oluşturuyor. Evli bir çift için yuva; bir kaleyi andırırken, eşler;
yaslandıkları sapa sağlam dağları temsil ediyor. Bunun meyvesi olan çocukları da
hayata bağlanmanın en güçlü dayanağı, varlıkları olarak ifade edebiliriz.
Evlilik müessesesini oluşturmak için eş/dost haberdar edilip
konu komşuya duyurulmasıyla ilan edilen merasime düğün denilir.
Baharın gelmesiyle başlayan düğün mevsimi, yaz vaktinde ise
zirveyi buluyor. Gerek havanın güzel oluşu gerek de tatil zamanı olması birçok
gencin yuva kurması için uygun zemin oluşturuyor.
Hz. Peygamberin sünneti olan evliliğe atılan ilk adımda, her
iki aile de çocuklarının mürüvvetini görecekleri/gördükleri için müthiş şekilde
heyecanlı ve sevinçlidirler. Herkesin kendi anlatımıyla “kırk yılda bir” ya da
“her gün çocuğum mu evleniyor?” ifadelerin sonucunda özgürlük sınırlarını
zorlayıp başkalarının hakkına girmeye hatta daha fazlasına da sebebiyet
verebiliyorlar.
Düğün arifesi/günündeki coşku ve tatlı telaşın tarifi
imkansızdır. Herkes bunu kabul ediyor. Hatta çevresinde mutlu insanları görünce,
(tanımadığı halde) onların mutluluğuyla bahtiyar olan nice insanlar vardır
memleketimizde... Ama yapılan gereksiz abartıyı (buna kendi düğününde
abartanlar da dahil) kimsenin kabulleneceğini düşünmüyorum.
Şimdi de yazıma konu olmuş ihtiyaca gelmek istiyorum.
LÜTFEN! SİZİN MUTLULUĞUNUZ, BAŞKASININ KÂBUSU OLMASIN...
Kendi düğünümüzde eğlenirken başkasının bedduasını alacak
hareketler yapmayalım.
“Düğünde rast gele açılan ateş sonrasında 3 kişi hayatını
kaybetti.”
“Yorgun mermi can aldı” ya da “yorgun mermi kâbusu oldu,
artık hep yatalak kalacak...”
“Düğün magandaları mahalle içinde uzun namlulu silahlarla
havaya ateş açtı, o esnada balkonlara çıkan çocuklara şans eseri mermi isabet etmedi...”
“Düğün konvoyundaki arabanın camlarından sarkan şehir
magandaları etrafa rastgele ateş etti.”
“Karayolunda ve alt geçitlerde yolu kapatıp tabancalarla
ateş açtılar. Bu da yetmiyormuş gibi damadın etrafında drift atıp trafiği
dumana boğdular.”
Gece 12:00’den sonra rastgele sıkılan silahlar ve patlatılan
havai fişekler kesinlikle sevinç gösterisi değil, bunaltma seanslarıdır.
Bu halk bırakın bunları yaşamayı duymaktan bıktı artık. Tüm
yetkili organlar, titizlikle bu işe bir el atmalı, çözüme kavuşturma yolunda
elini taşın altına koymalıdır.
Özellikle, şehrimiz vekillerinden özel istirhamımızdır.
Mecliste bu işin çözümü için yasal düzenlemeleri biran önce geçirip caydırıcı müeyyideler
yoluna gidilmelidir.
Daha güzel yarınlarda görüşmek üzere esen kalın...
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.