Ümmet ve Gazze’nin Durumu!

Abone Ol

Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennem ateşinden kurtuluş olan, bereketleri ve hayırları içinde barındıran Ramazan Ayı’nı neredeyse ortaladık. Lakin Gazze Şeridi ve Batı Şeria başta olmak üzere ümmet coğrafyasına yönelik saldırılar ve vahşet karşısında Ramazan sevincini tam yaşayamıyoruz.

Her yıl Ramazan ayı geldiğinde ülkemizde İslam’a ve Müslümanlara yönelik saldırılar ve algı operasyonlarına şahid oluyorduk. Terör rejimi de her yıl Ramazan ayında bilinçli olarak saldırılarını artırıp Ramazan ayını adeta ümmete zehir etmek için hiçbir fırsatı kaçırmazdı. 

Ateşkes sağlanmışsa da Gazze ve Batı Şeria’da saldırılar ve ağır insani kriz devam ediyor. Bunun için Gazze’yi unutmadan işgalci ürünlere boykot ve Ramazan’ın ruhuna uygun olarak Gazze’ye destek ve dayanışmaya devam etmeliyiz.

Terör rejimi, Lübnan ve Gazze’de ateşkes anlaşması imzalamasına rağmen her zaman yaptığı gibi anlaşmanın hükümlerini yerine getirmiyor. Bununla birlikte saldırı ve cinayetlerine aralıksız devam ediyor. 19 Ocak da Gazze’de yürürlüğe giren ateşkes ve esir takası anlaşmasından bu yana yüzlerce kez ihlalde bulunan israil terör örgütü (İTÖ)’nün sivillere yönelik saldırılarında 123 sivil şehid edildi ve yüzlercesi yaralandı.   

Gazze Şeridinde yaşanan abluka ve saldırılar karşısında insani kriz de gittikçe derinleşiyor. İTÖ anlaşmaya rağmen yardım tırlarının girişlerini engelliyor. Geçtiğimiz pazar günü HAMAS, Gazze’de insani felakete karşı acil eylem çağrısında bulundu. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Savaş suçlusu Netanyahu, uyguladığı barbarca abluka ve kuşatmanın tüm sonuçlarından doğrudan sorumludur ve Gazze’de esir tutulan askerlerine bile kayıtsız kalmaktadır. Arap ülkeleri ve Birleşmiş Milletler’i, Gazze halkına karşı yürütülen aç bırakma ve kuşatma suçunu derhal durdurmak için acilen harekete geçmeye, insanlığa karşı işlenen bu suçlardan sorumlu faşist savaş suçlularını yargı önüne çıkarmaya çağırıyoruz.”

Gazze’de durum bu iken Batı Şeria’da özellikle Cenin ve Tulkarim’de İTÖ, dünyanın gözü önünde kuşatma ve vahşi saldırı ve cinayetler işlemeye devam ediyor. İTÖ, saldırı ve baskınları ile Batı Şeria halkının evlerini terk etmesi ve bölgeyi boşaltmaya çalışıyor.

İTÖ’nün saldırgan ve yayılmacı politikası sadece Gazze Şeridi ve Batı Şeria ile sınırlı değil tabi. Lübnan’da cinayetlerine devam eden İTÖ, Suriye’de de mevcut durumdan faydalanarak işgalini genişletmek istiyor. “Arz-ı Mev’ud” projesinin gerçeklemesi için İslam coğrafyasının her tarafının kaos, kargaşa, iç savaş ile enerjisini tüketmesini arzuluyorlar ve bunun için her türlü argümanı kullanıyorlar.

Müslümanlar ve bölge halkları olarak bizler, bu oyun ve planlara karşı uyanık ve tetikte olmamız elzemdir. İTÖ ve siyonist-emperyalistler ne bizim ne hiçbir bölge halkının dostu değil, olmadı, olmayacaktır. Onların tek derdi “Büyük israil Projesi”ni hayata geçirmektir. Bunu gerçekleştirmek için dost görünüp kullanıyorlar. Yoksa kendilerinden başka kimseye dost olmazlar.

İslam ülkelerinin Trump’ın Gazze planına karşı çıkması ve İTÖ’nün yayılmacı politikası tehlikesine karşı, Türkiye, Ürdün, Irak, Lübnan ve Suriye tarafından hafta sonu Ürdün'de düzenlenen “Beşli Güvenlik Zirvesi”nde, bölge ülkelerinin insiyatif alması elbette önemlidir. Bu iradenin tüm İslam ülkelerini kapsayacak şekilde bir güç birliğine dönmesi zaruret halini çoktan almıştır.

Selam ve dua ile…