Paranın Büyük Bölümü Azınlıkta Toplandı
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) güncel verileri, Türkiye’de gelir ve servet eşitsizliğinin ne denli derinleştiğini gözler önüne serdi. Bankalardaki toplam mevduatın yüzde 78’i sadece 2,1 milyon hesapta toplanırken, 10 bin TL ve altında bakiyesi bulunan 166 milyon hesabın toplam mevduattaki payı yüzde 1’in bile altına düştü. Uzmanlara göre bu durum, toplumun büyük kısmının finansal sistem dışında kalmasına ve zenginliğin küçük bir azınlıkta toplanmasına neden oluyor.
166 Milyon Hesapta Ortalama 799 TL
2025 verilerine göre, 10 bin TL’nin altında bakiyesi olan 166 milyon hesapta toplam sadece 132,7 milyar TL bulunuyor. Bu da ortalama hesap bakiyesinin yalnızca 799 TL olduğunu ortaya koyuyor. Buna karşın 1 milyon TL’nin üzerinde bakiyesi bulunan 2,2 milyon hesabın toplamı ise 16,2 trilyon TL’ye ulaştı. Böylece yüksek bakiyeli hesapların kişi başına düşen ortalama mevduatı 7,2 milyon TL olarak hesaplandı.

Her Ay 400 Milyar TL Faiz Geliri Alıyorlar
Bu servet yoğunlaşması sadece birikim açısından değil, gelir eşitsizliği açısından da çarpıcı sonuçlar doğuruyor. Bankalardaki toplam mevduatın büyük kısmını elinde tutan yaklaşık 2,1 milyon kişi, her ay yaklaşık 400 milyar TL faiz geliri elde ediyor. Bu da kişi başına aylık ortalama 291 bin TL faiz anlamına geliyor.
GSYH’nın %14,6’sı En Zengin %1’lik Kesime
Gelir eşitsizliği, yalnızca bankacılık sektöründe değil, makro ekonomik verilerde de kendisini gösteriyor. Türkiye’de en zengin %1’lik kesim, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın %14,6’sını alırken, bu oran Avrupa’da Türkiye’yi takip eden Bulgaristan’da sadece %7,4. TÜİK’in verilerine göre, en zengin %10’luk kesim, ülkedeki her 100 liranın 39,2 lirasını kazanırken, en yoksul %20’lik kesim yalnızca 6,3 lirada kalıyor.
Yoksulluk Sınırındaki Yaşlılar Artıyor
Derin Yoksulluk Ağı’nın araştırmasına göre, 9 milyondan fazla 65 yaş üstü vatandaş, temel ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çekiyor. 2024 yılı itibariyle yaşlı nüfusun %23,3’ü yoksulluk veya sosyal dışlanma riskiyle karşı karşıya. Üstelik bu oran, Avrupa Birliği istatistik ofisi Eurostat’a göre %28,8 ile daha da yüksek. Maaş artışları ve sosyal yardımlar, büyükşehirlerdeki yüksek kiralar ve enflasyon nedeniyle yetersiz kalıyor.

60 Yaş Üstü 28 Bin Kişi İŞKUR’da İş Bekliyor
Ekonomik yetersizlik, yaşlı nüfusu da aktif iş yaşamına zorluyor. Yılın ilk altı ayında 60 yaş üzeri 9.442 kişi İŞKUR aracılığıyla işe yerleştirilirken, 28 bin yaşlı da iş aramak için kayıtlı durumda. Türkiye, OECD ülkeleri arasında yaşlı yoksulluğunun en yüksek olduğu 5. ülke konumunda.
Yaşlı Bakımı İçin Tesis Sayısı Yetersiz
1,5 milyona yakın yaşlı birey bakım ihtiyacı içindeyken, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın verilerine göre yalnızca 505 bakım kuruluşu bulunuyor ve bu tesislerde kalan yaşlı sayısı sadece 30 bin 668. Geriye kalan milyonlarca yaşlı, ya ailesinin desteğiyle ya da tek başına yaşam mücadelesi veriyor.
Dolar Milyonerleri Rekor Kırdı
Birleşmiş Milletler’e bağlı UBS’in 2025 Küresel Servet Raporu’na göre, Türkiye dolar milyoneri sayısını en hızlı artıran ülke oldu. 2024’te 61 bin olan dolar milyoneri sayısı, 2025’te 68 bine ulaştı. Buna rağmen ülke genelinde yetişkin başına düşen servet %14 azaldı. Zengin azınlık; döviz, altın, faiz ve gayrimenkul gibi araçlarla kazancını katlarken, orta ve alt gelir grupları enflasyon ve borç baskısıyla daha da yoksullaştı.
Uzmanlar Ne Diyor?
Ekonomistler, bu tabloyu "servetin ve gelirin ciddi biçimde yukarıya doğru aktığı bir ekonomi" olarak yorumluyor. Türkiye'nin sermaye politikalarının ve faiz ortamının zengini daha zengin ettiği, orta ve alt gelir gruplarını ise yoksulluğa ittiği yönünde görüş birliği bulunuyor. Gelir dağılımındaki bu uçurumun, toplumsal huzursuzlukları ve ekonomik kırılganlığı derinleştireceği uyarısında bulunuluyor.





