Türkiye İstatistik Kurumu “İstatistiklerle Çocuk 2024” raporuna göre, 2024 yılı itibarıyla Türkiye’de 0-17 yaş aralığında tam 21 milyon 817 bin 61 çocuk bulunuyor. Bu rakam, Türkiye nüfusunun %25,5’ini oluşturuyor.
Cinsiyete göre dağılım incelendiğinde çocuk nüfusunun %51,3’ü erkek (11 milyon 392 bin 690), %48,7’si ise kız (10 milyon 813 bin 344) olarak belirlendi. Yaş gruplarına göre dağılımda ise en fazla çocuk %29,6 ile 5-9 yaş grubunda, en az ise %17,8 ile 15-17 yaş grubunda yer aldı.
Coğrafi dağılım açısından dikkat çeken bir diğer veri ise illere göre çocuk oranları oldu. Şanlıurfa %43,8 ile çocuk oranının en yüksek olduğu il olurken, Tunceli %16,4 ile en düşük çocuk oranına sahip il olarak kayda geçti. Türkiye, çocuk nüfusu oranında Avrupa Birliği (AB-27) ortalamasının çok üzerinde yer alıyor.
Sağlık alanındaki göstergeler ise bazı alanlarda ilerleme, bazı alanlarda ise gelişme ihtiyacını ortaya koydu. 2023 yılında her 1.000 canlı doğumda bebek ölüm hızı 10, beş yaş altı ölüm hızı ise 14,5 olarak gerçekleşti. Erkek bebeklerin ölüm oranı kız bebeklere göre daha yüksek çıktı. Aynı yıl içinde doğan bebek sayısı ise yaklaşık 958 bin 408 olarak açıklandı.
Raporda yer alan bir diğer önemli alan ise çocukların dijital teknoloji kullanımı oldu. 6-15 yaş aralığındaki çocukların %91,3’ü internet kullanıyor. Bu çocukların büyük bölümü interneti video izleme (%83,9), ödev ve çevrimiçi dersler (%74), oyun oynama (%66,1) ve sosyal medya (%50,3) için kullanıyor. Ayrıca çocukların %75’i cep telefonu, %72,6’sı ise bilgisayar kullanıyor.
Çocukların bilişim teknolojilerine erişim oranları oldukça yüksek olsa da sosyal medya kullanımı ve dijital oyunlara olan bağımlılık, uzmanlar tarafından dikkatle izlenmesi gereken konular arasında yer alıyor. Raporda, kız çocuklarının sosyal medya kullanımının %77,6’ya, erkek çocuklarının ise dijital oyun oynama oranının %81,4’e ulaştığı görülüyor.
Eğitim verileri de dikkat çekici. 2023/2024 eğitim öğretim yılında ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim seviyelerinde net okullaşma oranları %95’in üzerinde gerçekleşti. Ancak ortaöğretim tamamlama oranı %81,2 ile ilköğretimin altında kaldı. Bu durum, lise çağındaki çocuklar için eğitime devamın hâlâ geliştirilmesi gerektiğini gösteriyor.
Ayrıca, çocuk yoksunluğu konusunda da çeşitli göstergeler sunuldu. Hanehalkı anketlerine göre, bazı çocukların günde en az bir kez taze meyve-sebze tüketememe, dışarıda oynanacak oyuncaklara sahip olamama, okul gezilerine katılamama gibi temel yoksunluklarla karşı karşıya olduğu belirlendi. Bu durum, maddi yetersizliklerin çocukların sosyal yaşamlarına doğrudan etki ettiğini gösteriyor.
Sağlık durumlarına bakıldığında ise 0-15 yaş aralığındaki çocukların %94,5’inin genel sağlık durumu “çok iyi” ya da “iyi” olarak değerlendirildi. Ancak sağlık durumu “kötü” veya “çok kötü” olarak tanımlanan çocukların önemli bir kısmında en az 6 aydır süregelen bir sağlık sorunu nedeniyle günlük faaliyetlerde kısıtlılık yaşandığı tespit edildi.
TÜİK’in raporu, çocuklara yönelik sosyal, ekonomik ve eğitsel politikaların geliştirilmesinde yol gösterici olmayı amaçlıyor. Veriler, Türkiye’nin genç nüfus potansiyelini koruduğunu gösterirken, çocukların fırsat eşitliği içinde sağlıklı, güvenli ve mutlu bir şekilde büyüyebilmeleri için kamu kurumları, aileler ve sivil toplum kuruluşlarına önemli görevler düştüğünü ortaya koyuyor.




