HDP ve türevleri bölge illerinde en ufak bir
taciz ve tecavüz şüphesi bile olsa hemen taraftarlarını sokaklara döker, namus
ve iffet havarisi kesilir. Olayı araştırmaz bile… Konunun söylentisi bile onun
için yeterlidir. O kadar güzel cümleler kurar ve o kadar duygusal sloganlar
geliştirir ki HDP, sanırsınız namus ve iffet abidesidirler. Darp edilen
kadınların, taciz ve tecavüze uğrayan insanların, ahlakın en büyük koruyucusu onlardır
sanırsınız.
Hâlbuki dertleri ahlak, namus, iffet, kadın
hakları değildir. Çünkü gece gündüz ahlaka düşmanlık yaparlar, namusu
küçümserler, biz kimsenin namusu değiliz diye sokaklara dökülürler. Tesettüre
düşmanlık yapar, örtüyle alay ederler, çıplaklık kültürünün, flörtün
yaygınlaşması için ellerinden geleni yaparlar. Nerede bir sapkın varsa, nerede
bir sapkınlık varsa eşitlik ve özgürlük adına onu savunurlar, eşcinsellerin,
diğer sapkınların arkasında kale gibi dururlar. Namus, iffet ve ahlakın kaynağı
olan dini değerleri gericilikle suçlarlar.
Bakmayın siz onların namus havarisi
kesildiklerine! En son Şırnak ve Batman’da yaşanan müessif hadiselerde yine HDP
meydandaydı. Ailelere danışmadan, onların onurlarını hiçe sayarak ve olayların
aslını araştırma gereği de duymayarak meydanlara döküldüler. Oysa çok daha
beteri, çok daha kötüsü bizzat onların milletvekilleri, liderleri tarafından
yapılınca görmezden gelirler, hasıraltı ederler, hatta adam kazanmak için
kızları kullanmaktan da hiç çekinmezler.
HDP milletvekillerinin ahlak ve namus
düşmanlığı, kadın düşmanlığı konusunda günah defterleri hayli kabarıktır.
HDP’yi yakından takip edenler ne demek istediğimi iyi bilirler. Biz gelelim son
iki olaya, dayakçı ve tecavüzcü milletvekillerine…
Biliyorsunuz bir müddet önce HDP milletvekili
Mansur Işık karısını darp etmekle gündeme gelmişti. Mesele ortaya çıkıncaya
kadar parti konuyu hasır etmeye çalışmış ancak dayak gündem olunca hakkında
soruşturma açmıştı.
Ve gelelim gündemi sarsan asıl olaya… Mardin Milletvekili Tuma
Çelik, iki sene önce kendi
partisinden evli, çocukları olan bir kadına,
kahvesine uyku ilacı koyduktan sonra tecavüz ediyor. Sonra da kadını
ölümle tehdit ederek susturuyor. Tabi kadının yuvasını da yıkıyor. Kadın yirmi
yedi yıllık eşinden boşanıyor, evini ve çocuklarını terk etmek zorunda kalıyor
ve yaşadığı şehirden ayrılıyor.
Buraya kadar tamam, bir adamın suçu, parti
duyunca onu istifaya zorladı zaten diyebilirsiniz. Ama kazın ayağı hiç de öyle
değil. Mağdur kadının Sabah Gazetesi
yazarı Şebnem Bursalı’ya verdiği bilgiler olayın HDP tarafından ilk günden beri
bilindiği ve örtbas edildiği yönünde. Kadın şunları söylüyor: “HDP Mardin
milletvekilleri Ebru Günay ve Pero Dündar'a anlattım yaşadıklarımı. İlk etapta
inandılar. Sonra 'Biz araştırıp gereğini yaparız, sen bu olayı kapat ve unut'
diyerek beni vazgeçirmeye çalıştılar.”
HDP laikçi, Batıcı, dini değerlere inanmayan,
namus anlayışı belli bir parti. Bu anlamda yaşanan olaylar normal. Bir yerde
ateş ve barut varsa patlama olma olasılığı her zaman var. Benim asıl üzerinde
durduğum konu HDP’nin ikiyüzlü, münafıkça politikasıdır.
Namus ve iffet düşmanlığında başı çeken HDP ve
türevleri dindar halkı kandırmak için namus ve ahlak havarisi kesilmeyi
bırakmak zorunda. Yoksa gördüğünüz gibi
çok gülünç duruma düşmekte, alay konusu olmaktadır. Namus ve iffeti savunmayı
namus ve iffet sahiplerine bırakın, siz içinizdeki skandallarla uğraşın. Önce
içinizdeki namus düşmanlarını temizleyin, sonra sıra halkın namusuna gelsin.
KENAR YAZISI
Namus ve iffet düşmanlığında başı çeken HDP ve
türevleri dindar halkı kandırmak için namus ve ahlak havarisi kesilmeyi
bırakmak zorunda. Yoksa gördüğünüz gibi
çok gülünç duruma düşmekte, alay konusu olmaktadır. Namus ve iffeti savunmayı
namus ve iffet sahiplerine bırakın, siz içinizdeki skandallarla uğraşın. Önce
içinizdeki namus düşmanlarını temizleyin, sonra sıra halkın namusuna gelsin.