Program, hafız Mehmet Sait Kılıç’ın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Ardından sözü alan İHH Batman Şube Başkanı Mehmet Latif Kaya, açılış konuşmasında Gazze'deki insanlık dramına ve direnişin dünya Müslümanları için taşıdığı büyük öneme vurgu yaparak, panelin amacını Gazze’den alınan dersleri hatırlatmak olarak açıkladı.
Gazze: Sadece Direniş Değil, Vicdanın Uyanışı
Panelin ana konuşmacısı, Siyer Vakfı Kurucusu, araştırmacı-yazar Muhammed Emin Yıldırım oldu. Yıldırım, konuşmasında Gazze'nin sadece askeri bir mücadele alanı olmadığını, aksine "ümmetin vicdanını yeniden aydınlatan bir meşale" olduğunu dile getirdi. Gazze’de yaşanan direnişin, Müslümanlar tarafından unutturulmuş inançların, akidelerin ve sorumlulukların yeniden hatırlanmasının sembolü haline geldiğini belirterek, tüm Müslümanları yeniden birlik, iman ve adalet bilincine dönmeye çağırdı.
Küresel Güçlerin Zihin İşgali Tehlikesi
Muhammed Emin Yıldırım, günümüz savaşının sadece topraklarda değil, asıl olarak zihinlerde yaşandığına dikkat çekti. "Küresel Güçler Zihinlerimizi İşgal Etti" başlığı altında yaptığı tespitte: “Yüzyıldır zihinlerimiz işgal altında. Önce düşüncelerimizi, sonra kalplerimizi aldılar. Bize sürekli ‘düşman güçlü, siz çaresizsiniz’ dediler. Ama Gazze bu efsaneyi yıktı” ifadelerini kullandı. Yıldırım, bu algı savaşını yenmenin yolunun imandan geçtiğini belirtti.
"Demir Kubbe" Efsanesi Çöktü: Ateşkesin Sırrı İmanlı Direniş
Gazze'nin 7 Ekim'de başlattığı Aksa Tufanı ile birlikte "yenilmez" sanılan Demir Kubbe efsanesinin yerle bir olduğunu söyleyen Yıldırım, ateşkesin nedenlerini siyasi bir bakış açısıyla yorumladı. "İsrail kazansaydı asla ateşkesi kabul etmezdi. Bugün masada oturuyorsa, bu Gazze’nin imanla direnişinin sonucudur" dedi. Bu durumun, teknolojik gücün karşısında imanın ve kararlılığın zaferini kanıtladığını ifade etti.
İsrail: Güçlü Değil, Korkak Bir Yapı
Yıldırım, konuşmasında bizzat tanık olduğu Sumud filosu anılarına değinerek, İsrail ordusunun dışarıdan göründüğü gibi güçlü olmadığını vurguladı. İsrail askerlerinin korkak ve yeteneksiz olduklarını belirterek, “Fotokopi çekmeyi bilmeyen, korkudan göz göze gelemeyen askerlerle karşılaştık. Güçleri sadece teknolojilerinden ibaret. İsrail korkak bir devlettir” tespitini yaptı. Direnişin topla tüfekle değil, iman ve adalet bilinciyle yürütüldüğünü yineledi.
Unutulan Velâ ve Berâ Akidesi Yeniden Hatırlanmalı
Ümmetin dağılmasının temel nedeni olarak Velâ ve Berâ Akidesi’nin unutulmasını gösteren Yıldırım, bu inanç esasının Müslümanların kiminle dost olacağını (Velâ) ve kimlere karşı duracağını (Berâ) belirlediğini hatırlattı. İsrail’le ticaret yapan milyonların varlığını eleştirerek, “Bu sadece bir ticaret değil; iman meselesidir” dedi. İsrail’in "Nil’den Fırat’a" değişmeyen stratejisine karşı Gazze’nin sessizliği bozduğunu dile getirdi.
Ümmet Kimliği, Tüm Aidiyetlerin Üstündedir
Gazze direnişinin birliğin önemini yeniden hatırlattığını ifade eden Yıldırım, Müslümanların Ümmet Kimliğini etnik, mezhepsel ve kurumsal aidiyetlerin üstünde tutması gerektiğini vurguladı. “Biz Ümmet-i Muhammed’iz. Bize izzet ve şeref olarak bu yeter. Hiçbir cemaat, dernek, vakıf ümmet kimliğinin önüne geçmemelidir” uyarısında bulunarak, "birlikten yoksunluğun izzetsizliğe yol açacağını" belirtti.
Konfor Alanlarından Çıkış ve İmanın Gücüyle Ayakta Durmak
Muhammed Emin Yıldırım, son olarak Müslüman gençlere ve topluma konfor alanlarından çıkma ve dijital dünyanın esiri olmama çağrısı yaptı. “Saatlerimizi internette tüketmek yerine bu ümmetin yaralarını sarmalıyız” dedi.
Konuşmasını şu güçlü ifadelerle tamamladı: “Gazze’nin aydınlattığı en büyük hakikat şudur: Unutulan iman yeniden hatırlandığında ümmet yeniden ayağa kalkar. Biz yeniden ümmet olmayı başarabilirsek, Allah’ın yardımı da yeniden üzerimize iner.”
