Siyaset sahnesinde yer alan insanların
kahir ekseriyetinin, vatandaşın dikkatini celp edebilmek ya da onları kendi
saflarına çekebilmek için yalan olduğu açıkça belli olan şeyleri çok rahatlıkla
söyleyebildiklerine dikkat çeken Yapıcıoğlu, HÜDA PAR olarak yapmayacakları
şeyleri söylemeyeceklerine vurgu yaptı.
Yapıcıoğlu, yerine getiremeyecekleri
vaatlerde bulunarak siyasetin itibarını düşüren siyasetçilerin aksine
yapacaklarını şöyle anlattı: "Siyasete yeni bir ses, yeni bir nefes, yeni
bir soluk getirelim; siyasete yeniden bir itibar kazandıralım dedik. Bu yüzden
biz, asla milletimize yalan söylemeyeceğiz, kimseyi kandırmayacağız, milletin
malına el uzatmayacağız. Biz iktidara geldiğimizde 'Şu hizmetleri yapacağız' diye
olur olmaz, gücümüzün yetip yetmeyeceği belli olmayan hizmetleri yapmak
konusunda çok cesur değiliz. Çünkü biz bir şey yapacağız dersek onu yapmak
zorundayız. Yapmayacağımız şeyi söylememeliyiz, siyasete biraz böyle
bakıyoruz."
"DOĞRU KİMDEN GELİRSE GELSİN DESTEK
OLURUZ, YANLIŞI KİM YAPARSA YAPSIN KARŞI ÇIKARIZ"
Siyasi yolculuklarında dürüstlükten ödün
vermediklerini, adaletsizliklerle de her zaman mücadele ettiklerini ifade eden
Yapıcıoğlu, "2012 yılında siyaset sahnesine çıktık. 'Dürüst siyaset gerçek
adalet' dedik. İnşallah dürüstlükten ödün vermedik, her alanda
adaletsizliklerle mücadele ederken, onlarla ilgili itirazlarımızı yükseltirken
de bir şeyin nasıl olması gerektiğini de söyledik. 'Yapılan şey yanlıştır'
demekle yetinmedik. Doğrusunun ne olması gerektiğini de söyledik. Bu tarz bir
siyasete belki çok kişi alışık değil ama inşallah yavaş yavaş alışacaklar.
Mesela bizim şöyle bir muhalefet anlayışımız var: Biz sadece yanlışa muhalefet
ederiz, biz bir muhalefet partisiyiz diye iktidarın doğru yaptığı şeylerde
itiraz etmedik, eleştirmedik, itiraz etmeyeceğiz, eleştirmeyeceğiz. Doğru
kimden gelirse gelsin destek oluruz, yanlışı kim yaparsa yapsın karşı çıkarız.
Böyle bir siyaset anlayışımız var." şeklinde konuştu.
"BİZİM TERCİHİMİZ ISLAH EDİLMİŞ BAŞKANLIK
SİSTEMİ"
Başkanlık ve Parlamenter Sistem ile
ilgili sorulan bir soruyu yanıtlayan Yapıcıoğlu, tercihlerinin ıslah edilmiş
başkanlık sisteminden yana olduğunu söyledi.
Yapıcıoğlu, "Başkanlık Sistemi ve
Parlamenter Sistem bir tabu değildir. İkisi de mükemmel değildir. Her iki
sistemle alakalı da eksiklikler var. Her iki sistemin de bir diğerine göre
üstün olan tarafları var. Biz ilkesel olarak şunu diyoruz; Türkiye 70 yıla
yakın Parlamenter Sistem ile idare edildi. Bu 70 yıl içerisinde çok ciddi sıkıntılar
yaşandı. Örneğin 367 krizi… Bu krizden sonra cumhurbaşkanını halk seçecek diye
erken seçim yapıldı, bir anayasa değişikliği yapıldı. Halkın yüzde 69'u,
'Cumhurbaşkanını artık halk seçsin' dedi. Zaten cumhurbaşkanını artık halk
seçiyorsa ismi konulmamış olsa da bir 'Yarı Başkanlık Sistemi' vardı. Yani hem
Cumhurbaşkanını halk seçiyor hem başbakanı halk seçiyordu, böylece iki başlı
bir idare ortaya çıktı. Sonra 'Başkanlık sistemine geçelim' denildi. O da yine
mecliste bir çoğunlukla ve halkın onayıyla kabul edildi. Daha 1. dönem bitmeden
bu sistemi istemiyoruz demeye başladılar. E zaten referandum zamanında da
istememiştiniz, ama millet kabul etmişti onu ne yapacağız? Gerekçe olarak da
'sistem kötü uygulanıyor' diyorlar. 70 yıl Parlamenter Sistem uygulandı, o da
kötü uygulandı. Şimdi 3 yılda bu sistemin bu kadar defosu ortaya çıktı mı
gerçekten? Bu sistemde de sıkıntılı yönler var. Muhalefet yaptığı itirazlardan
bir kısmında haklıdır. Bence bunlar da giderilebilir. Biz diyoruz ki bizim
tercihimiz ıslah edilmiş Başkanlık Sistemi" dedi.




