Terör çetesi israil, kurulduğu günden beri, hiçbir zaman duracağı bir sınır belirlememiş, daima her fırsatı değerlendirip her boşluğu doldurmaya çalışmıştır. Güçsüz bulduğu tüm komşularının elindekini almaya çalışmıştır. Yani tabiatı ve varlığı, tüm bölge ülkeleri için büyük bir tehlikedir.
Şu anda İslam ülkeleri büyük bir kırılma ve zaaf yaşamaktadır. Bu zaaf, bölünmüşlük ve zayıflık; siyonistlerin iştahını kabartmıştır. Özellikle Trump'un başa geçmesi ve terör çetesi israil'e sınırsız destek sunması, israil'i daha da vahşiletirmiştir.
Hiçbir hukuk ve kural tanımayan israil, şimdi Lübnan ve Gazze'nin yanı sıra, Suriye'ye de göz dikmiştir.
Eğer terör çetesine "dur" denilmezse, kuşkusuz, bütün bölge ülkeleri bu yayılmacı politikalardan nasibini alacaktır. Hatta daima Amerika ve israil'in yanında yer alan Suudi Arabistan ve Ürdün de nasibini alacaktır. Özellikle toprakları geniş olan Suudi Arabistan, hem Amerika hem de israil'in dikkatini çekmekte ve iştahını kabartmaktadır.
Gazze'ye saldırılar yeni başladığı zaman, bu meselenin; Lübnan'a, akabinde Suriye'ye sıçrayacağını söylemiştik. Daha o zaman Gazze'nin bir savunma hattı olduğunu ve İslâm ümmetinin bu cephesinin mutlaka korunması gerektiğini belirtmiştik. Gelinen nokta itibariyle; Siyonistler dur durak bilmeden bir yandan bir program çerçevesinde bir yandan da "kervan yolda düzülür" misali, program dışında da önüne çıkan her fırsatı değerlendirmektedir.
Şunu net olarak görmek lazımdır:
Herhangi bir İslam ülkesinin güvenliği, diğer İslam ülkelerini yakından ilgilendirmektedir ve İslâm ülkelerinin kader birliği sözkonusudur. Tehditlere karşı beraberce tavır koymak hayati bir stratejidir.
Sözün burasında, "Sarı Öküz" vakasını hatırlamanın faydalı olduğunu düşünüyorum.
Emperyalist haydutlar, İslam beldelerinin her birisini hedefe koyarken, bahane bulma konusunda zorlanmayacaktır. Her birisi için ortaya atılan gerekçe, kurdun kuzuyu yemesi için atılan büyük bir palavradır. Eğer siz bu palavraya inanırsanız yahut seyirci kalırsanız, yarın sizin için de bir palavra uydurulur ve sizin seyirci kaldığınız gibi başkaları da size seyirci kalır. Böylelikle, tüm ülkeler; sırasıyla emperyalistlerin ve siyonistleri pençesine düşecektir.
Şu an Şam büyük bir tehdit altındadır. israil'in, Şam'ı işgal etme olasılığı vardır. Eğer bunda muvaffak olursa, Suriye diye bir devlet kalmaz ve Suriye'nin parçalanmasına giden yol açılır. Zaten israil'in, Dürziler ve YPG üzerinde hesap yaptığı herkesin malumudur.
Şam düşerse tüm bölge denklemleri alt üst olur. Tüm bölge ülkeleri kısa, orta ve uzun vadede bu yıkımdan nasibini fazlasıyla alır. İsrail'in önündeki kapılar sonuna kadar açılır. Bu yüzden diyoruz ki; Şam'ın korunması meselesi, sadece Suriye'nin değil; Türkiye, İran ve Irak başta olmak üzere, tüm bölge ülkelerinin meselesidir. Böyle bir durumda israil, Türkiye'ye komşu olur ve israil destekli YPG Türkiye için büyük bir tehdit olur. israil ve Amerika destekli bir YPG, Türkiye'nin on yıllarını alır.
Tam PKK sorunu çözüm aşamasında iken, her şey başa döner.
Şu zikrettiğimiz örnek muhtemel olasılıklardan sadece bir tanesidir.
Bu itibarla diyoruz ki;
Şu an israil ile savaşan tüm cephelere destek verilmeli, diğer yandan Şam'ın korunması için de bölgesel bir inisiyatif oluşturulmalıdır.