Batmanlılara seslenen Molla Enver Kılıçarslan, “Her şeyden önce Ramazan
ayını en önemli ibadet ayı görüp ibadetlerimizi ona göre ihlâsla ve samimiyetle
eda etmeliyiz. Kur'an ayı olması nedeniyle bu mübarek günlerde Kur'an
tilavetinin katbekat daha fazla sevaplandırıldığı bilincinde olup günde en az
bir cüz okuyup mukabelelere iştirak etmeliyiz. Özellikle gece ibadetlerine önem
vermeyi ihmal etmeyelim. Bu tür ibadetleri sadece Kadir gecesine has
kılmayalım. Ramazan ayı ibadet ayı olmakla birlikte bir de ilim ayıdır.
Okuduğumuz Kur'an'ın manasını da öğrenme adına çaba harcayalım. Bununla
birlikte Peygamber Efendimizin hadis-i şeriflerini de mütalaa edelim.” Dedi.
Ramazan ayında gizli Kadir Gecesine de değinen Kılıçarslan, “Ramazan ayı
içerisinde olup hangi günde olduğu bilinmeyen ve Yüce Allah tarafından gizlenen
bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi'ni bütün Ramazan ayı içinde arayalım,
her geceyi kadir gecesiymiş gibi değerlendirelim. Son on geceyi, özellikle de
tekli geceleri daha fazla değerlendirelim. Bu değerli ay içerisinde ihmal
etmememiz gereken bir diğer husus da duadır. Mademki bu ay Allah katında diğer
aylardan daha kıymetli ve daha değerlidir öyleyse Allah'ın rahmeti de dualara
olan icabeti de çok daha fazladır. Öyleyse bu ayda kendimize ve Müslümanlara
dua etmeyi ihmal etmeyelim.” İfadelerini kullandı.
Bu ay içerisinde yapılan ibadetlerden sadece Kur'an tilaveti değil diğer
ibadetlerin de sevabının diğer aylara göre çok daha fazla olduğunu vurgulayan
Kılıçarslan, “ Bu bakımdan bol bol zikir çekerek hadis-i şeriflerde varid olan
zikirlerden kendimize düzenli virdler edinmeliyiz. Ramazan boyunca camiyi
kendimize birer mesken edinmeli, cemaatle teravih namazını kılmalı ve cami
cemaatiyle iç içe olmalıyız. Camide bulunan yaşlılara hürmet etmeli kendi mahallemizde
bulunan çocukları cami ortamına çekmeliyiz. Bu ayda üzerinde durulması gereken
bir diğer mesele de zekât ve fıtır sadakalarıdır. Halkımız Allah'ın bir emri
olan zekâtı ehline vermeli ve verdiği kişileri iyice araştırmalıdır. Çünkü
bazen verilen bu zekât ve fıtırlar insanın yükünü/sorumluluğunu azaltmaktan
ziyade daha da fazlalaştırabiliyor.” Dedi.
Kılıçarslan son olarak şunları
söyledi: “Aile reisleri bu ay içerisinde kendi fertlerine karşı
sorumluluklarını tekrardan göz önünde bulundurmalıdır. Onların İslam'a ve
Müslümanlara karşı olan bağlılıklarının gerekliliklerini kendilerine
bildirmelidir. İslami Sivil Toplum Kuruluşlarının bu aya özel tertip ettiği
etkinliklere katılmalı ve gerekli hizmetlerde bizler de yer almalıyız. Orucun
sadece açlık ve susuzluktan ibaret olmadığını bilip öyle niyet getirmeliyiz. Ve
ramazan boyunca sağlığımıza dikkat ederek iftar ve sahurlarımızı düzenli ve
ölçülü bir şekilde yapmalıyız. Müslümanlar olarak ramazan ayı ile ilgili
eksikliklerimizden biride Ramazanı bir şenlik ve keyif ayı yapmamızdır.
Özellikle bazı illerde yerel yönetimlerin sözde hayır yapma adına ramazanı
anlamsızlaştıran etkinlikler yapması orucun asıl ruhuna zarar veriyor. Mümin
kardeşlerimizin bu hususta çok dikkatli olması gerekir. Kur'an-ı Kerim ve
hadis-i şeriflerde de varid olduğu gibi Allah'ı gazaplandıran amellerden biri
de israftır. Farklı ülkelerde bulunan kardeşlerimiz açlık ve susuzlukla imtihan
edildiği böyle bir zamanda rahat ve bolluk içerisinde olan bizlerin
fazlalıklarımızı israf etmemiz haramdır. Bu bakımdan bu hususa dikkat etmeli ve
kardeşlerimizi uyarmalıyız. Allah (celle celaluhu)'nun biz müminler için ölümü
ne zaman nerede takdir edeceği belli değildir. Bu bakımdan bu ramazanı son
ramazanmış gibi idrak edip ibadetlerimizi en güzel şekilde ifa etmeliyiz.” AHMET KÖLGE




