Mersin Yunus Emre Kültür Merkezi Konferans salonunda
düzenlenen kongre, İsmail Eroğlu'nun Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
Hakan Ayçoban'ın divan başkanlığında gerçekleşen kongreye
Parti Sözcüsü ve Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, Yeniden Refah Partisi İl
Başkanı Selahaddin Cengiz, Saadet Partisi İl Başkanı Mehmet Polat, Büyük Birlik
Partisi Mersin İl Başkanı Murat Tuncer, Toroslar Belediye Başkanı Atsız Afşın
Yılmaz, AGD Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Akmaz, Zaza Der Başkanı Cuma
Karaağaç, Çermikliler Derneği Başkanı Hüseyin Kahar, muhtarlar ve partililer
katıldı.
Divan Kurulunun oluşturulmasının ardından faaliyet ve mali
raporların sunumu yapıldı. Yönetim kurulu listeleri için verilen sürenin
ardından yapılan seçimde tek aday ve listeyle seçimi delegelerin hepsinin
oyuyla mevcut Başkan Tahirhan Uysal tekrar seçilerek güven tazeledi.
HÜDA PAR Mersin İl Başkan Vekili Zübeyir Akbaş'ın okuduğu
faaliyet raporu ve HÜDA PAR Mersin İl Başkanı Tahirhan Uysal'ın selamlama
konuşmasının ardından programa katılan Parti Sözcüsü ve Batman Milletvekili
Serkan Ramanlı, partililere hitapta bulundu.
"İslam coğrafyasında bu kadar kargaşa ve huzursuzluk varsa bunda bizim de payımız var"
Konuşmasında 14 Mayıs seçimlerinde AK Parti listelerinden
seçime girilmesi sürecindeki söylemlere dikkat çeken Ramanlı, "AK Partiye
'HÜDA PAR'la ittifak yapmayın, kaybettirir' diyenler kaybetti, bize 'AK
Partiyle ittifak yapmayın, Cumhurbaşkanını desteklemeyin' diyenler hezimete
uğradı. Demek ki HÜDA PAR kaybettirmez, kazandırır. İnşallah kazandırmaya da
devam edecektir. Kim ki bizi görmezden geliyorsa kendisi görünmez oluyor. 14 ve
28 Mayıs bunu çok net bir biçimde gösterdi. Mesele sadece seçim kazanmak değil,
mesele seçim kazandıktan sonra bu memlekete ne katacağımız, neyi
başaracağımızdır. İnşallah 4 vekille meclisteyiz ama sadece kendimizle değil
rakiplerimizle de hayırda yarışmak istiyoruz." dedi.
Kimseye düşman gözüyle bakmadıklarının altını çizen Ramanlı,
"Hepimiz Hazreti Adem'in çocuklarıyız, Rabbimizin yarattığı şerefli
mahluklarız. Misyonumuzu birbirimize hatırlatmakla mükellefiz. Elimizden
geldiğince, dilimiz döndüğünce memleketin hayrına çalışmaya devam edeceğiz.
Bizler, parçalanmış ve birbirine düşman edilmiş bir ümmet olarak bu insanlığın
birer ferdiyiz. Haseten İslam coğrafyasında bu kadar kargaşa ve huzursuzluk
varsa, yeryüzünde zalimler kol geziyorsa bunda bizim de payımız var.
Birbirimize kardeşlik elini uzatamadığımızdan, kol-kanat geremediğimizden
dolayı bunlar oluyor. İşte memleketimizde bu şekilde güçlerini sürdüler, zayıf
bıraktılar. 'Sen Kürt'sün' diyerek ötekileştirdiler, 'O Türk'tür, kardeşin
değildir' dediler ondan uzaklaştırdılar, Alevi-Sünni diye bizi ayrıştırdılar,
doğu-batılı diyerek birbirimize düşman ettiler. Konuştuğu dil hangi dil
mezhebi-meşrebi ne olursa olsun Müslüman kardeşimizdir." ifadelerini
kullandı.
"'Bu israil-Hamas savaşıdır' diyerek güçlerini bölmeye çalıştılar"
7 ekimden bu yana Gazze'de yaşanan soykırıma da dikkat çeken
Ramanlı, şunları söyledi:
"Siyonist çete çocukları, bebekleri, kadınları gözünü
kırpmadan parçalıyor. Okullarını bombalıyor, camilerini yıkıyor, hastanelerini
paramparça ediyor, ambulanslarına varıncaya kadar araçlarını imha ediyor. Bütün
bu olan bitene karşı 57 İslam ülkesinden doğru dürüst bir müdahale olmadı.
Hatta bazıları sesini dahi etmiyor, mazlumdan yana bir duruş sergilemiyor.
Bizler Müslümanlar olarak birlik ve dayanışma içerisinde olacağız da o Siyonistler
kardeşlerimizi katledecek, var mı böyle bir şey? Bizler bir olup birbirimize
destek verebilseydik, vahdet içerisinde olabilseydik o Siyonistler
kardeşlerimizi bu zulmü yapabilirler miydi? Kesinlikle yapamazlardı."
Filistin davasının yalnızlaştırılmasına yönelik yapılan algı
operasyonlarına da değinen Ramanlı, "Bu işi tahkim edebilmek için Kürtlere
ve Türklere 'bu israil-Arap savaşıdır, sizin burada işiniz yok' dediler. Bu kez
Araplara 'bu sadece Filistin ile israil arasındaki bir savaştır' dediler,
küçültme yaptılar ve en son Filistinlilere 'bu israil-Hamas savaşıdır' diyerek
güçlerini bölmeye çalıştılar. Fakat o kadar zalim bir şekilde Gazze'yi
bombaladılar ki bırakın İslam dünyasını, Arapları bütün dünya tek yumruk oldu.
Müslümanı-gayri müslimi, inananı-inanmayanı tüm halklar meydanlara döküldü. O
zalimlerin zulmü bütün insanlığı bir araya getirdi ama maalesef o insanlığın
vicdanı devletlerde yankı bulmadı. Ne bir devlet ne bir uluslararası kuruluş ne
de Birleşmiş Milletler Gazzeli kardeşlerimiz için kınını dahi kıpırdatmadı.
Yemenli kardeşlerimizi istisna olarak tutuyorum." şeklinde konuştu.
Ramanlı, "Gazze mezalimi başladığından beri hükümete
çağrı yapıyor 'elinizden ne geliyorsa yapın, somut adımlar atın' diyoruz.
Cumhurbaşkanında hükümetin de bizim kadar içinin yandığının farkındayız fakat
içinin yanması bu zulmü söndürmeye yetmiyor, zalime zalim olduğunu haykırmak
zulümden el çektirmiyor. O halde yapabileceğimiz kadarını yapmamız gerekiyor.
Türkiye olarak çaresiz, kimsesiz bir ülke değiliz. Siyonistlerle ilişkilerimiz
koparabilirdik, koparmadık; ticaretimiz askıya alabilirdik, almadık; kardeşlerimizi
ekmeğe-suya muhtaç eden o zalimlerin gıdasını göndermeyebilirdik, yapmadık.
Eğer zulmü durduracak bir gücümüz yoksa duamız vardır. Dua müminin
silahıdır." diye belirtti.