“Gökyüzündeki yıldızlara benzetilen ‘sahâbe’ (radıyallahu anhum), Nebi-i Serdar’ın (sallallahu aleyhi vesselem) İslâm davetine icabet eden, O’nun tedrisatından geçen ilk mümtaz topluluktur. Sahâbe, imansız hayatın beyhudeliğini bilen, Resûlullah’ın safında “Hayat, iman ve cihaddır” inancını kuşanan ilk cemaattir. Sahâbe’nin insanüstü olmadığını göz ardı etmeden, ancak şirk toplumu içinde hiçbir baskı ve kınamadan çekinmeden Allah yolunda canı, malı feda eden, Rabbani ve Rahmani mücadelenin de ilk temsilcileri olduklarından gerekli saygıyı, sevgiyi ve tanınmayı ziyadesiyle hak etmektedirler.
Haşr sûresi 8. ayette (ilk müminler hakkında) “… Allah’a ve Resulüne yardım eden sâdık/doğru müminler…” diye söz edilir. Tevbe sûresi 100. ayette ise “(İslam’a girmede ve hayırlı hizmetlerde) Öne geçen Muhacirler ve Ensar ile onlara iyilik ve güzellikle uyanlar (var ya); Allah onlardan hoşnut, onlar da O’ndan hoşnut olmuştur ve (Allah) onlara, altından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır.” müjdesi verilmiştir. Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesselem) ise davasının yarenlerini ve canfeda sahâbesini “insanlığın en hayırlı nesli” (Buhârî, Müslim), “ümmetin en hayırlıları” (Müsned), ve “cehennem ateşinin yakmayacağı kimseler” (Tirmizî) olarak nitelemiştir. Mesajın devamında:
Peygamber Sevdalıları Vakfı olarak, “örnek neslin örnek insanları” olan sahabeyi, her yıl, “Kasım Ayı, Sahâbe Ayı” diyerek “Yolumuzu Aydınlatan Yıldızlar Programı” kapsamında yâd ederek istifade etmeye çalışıyoruz. Bu yıl ise cahiliyenin kirletemediği, on altı yaşında İslam’ı kabul eden, Hz. Peygamber’in “Her peygamberin bir havârisi vardır, benim havârim de Zübeyr’dir” dediği, Zübeyir bin Avvâm (radiyalahu anh) ile Resûlallah’ın vefat eden ilk kızı, “iki hicret sahibi” lakaplı çilekeş iman eri Hz. Rukiyye (radiyalahu anha) ele alınacaktır.”
MUSTAFA KAYNAK
Editör: Editör