Yaşadığımız iletişim çağında yok olmaya yüz tutmuş okuma kültürünün devamı için, millet bahçeleri ve kıraathaneler ile ilgili Batman'da STK, yazar, kütüphane yetkilileri ve kitabevi sahipleri açıklamalarda bulundular.
Tolumda okuma alışkanlığının yok olmasının beraberinde getireceği sorunlar ve gençliğe okuma alışkanlığının nasıl kazandırılabileceğine değinen Batman Eğitimciler Cemiyeti Başkanı Kenan Çaplık, okuma alışkanlığının devlet politikası haline getirilmesi gerektiğini belirtti.
'OKUMA ALIŞKANLIĞI DEVLET POLİTİKASI HALİNE GETİRİLMELİ'
Gençliğe okuma alışkanlığının nasıl kazandırılabileceğine değinen Çaplık, okuma alışkanlığının olmaması toplumun kanayan yarası haline geldiğini söyledi.
Çaplık, 'Okuma alışkanlığı toplumumuzun kanayan bir yarasıdır. Özellikle son dönemlerde internetin oldukça yaygınlaşması ve cep telefonlarıyla beraber bütün fertlerin neredeyse interneti kendi cebinde bulabiliyor olması maalesef okuma alışkanlığını törpüleyen bir dezavantajda beraberinde getirdi. Ancak şu anda inanıyoruz, okumayan bir gençliğin toplumun kesinlikle istenen hedefe ulaşmayacağını biliyoruz. Dolayısıyla gençliğin okuma alışkanlığının kazandırılması noktasında ve sosyal medyada gömülüp kalmaması noktasında okuma alışkanlığının bir devlet politikası haline getirilmesi gerekmektedir.' şeklinde konuştu.
'OKUMAYAN BİR TOPLUMUN ÜRETEMEYEN, İDDİA SAHİBİ OLMAYANDIR'
Toplamda okuma alışkanlığının yok olmasının beraberinde getireceği sorun ve sıkıntılara da değinen Çaplık, şunları söyledi: 'Bugün toplumumuzun tamamen okuma alışkanlığını devre dışı bırakılmasının bir neticesi olsa gerek bugün artık insanların gerek toplumsal hayatlarında, gerek ticari hayatlarında ve gerekse birçok alana baktığımızda bunun sıkıntılarını iliklerimize kadar hissediyoruz. Zira okumayan bir toplumun üretemeyen, bilim üretmeyen, gerçekten iddia sahibi olmayan bir toplum olduğunu görüyoruz. Bugün okuyan toplumların başımızda neler evirip çevirdiklerini çok net bir şekilde görebiliyoruz. Gerek askeri, ekonomik, diplomasi ve farklı alanlarda toplumumuzun büyük bir baskı altında tutulduğunu ve toplumumuzla beraber okumayan diğer bütün toplumlarında bu baskıya maruz kaldıklarını üzülerek görmekteyiz. Bunun tek reçetesi okumaktır.'
'TEKNOLOJİK GELİŞMELER NE YAZIK Kİ EN BÜYÜK ZARARI KİTABA VE OKUMAYA VERDİ'
Teknolojinin en çok zararı kitap ve okumaya verdiğini belirten Yazar Sadullah Aydın ise okuyan ama faydalı bir okuma gerçekleştiren bir nesil inşa etmek zorunda olduklarını söyledi.
Aydın, 'Modern kültür, teknolojik gelişmeler yazık ki en büyük zararı kitaba ve okumaya verdi. Tüm vaktini sosyal medyada dolaşarak tüketen, saatlerini bilgisayar başında geçiren, başını akıllı telefonlardan kaldırmayan cahil, okumayan, sığ görüşlü, hazcı bir gençlik yetişti. Evet, toplumumuz, özellikle gençlerimiz okumuyor, kitaba ve bilgiye yabancı. Okuyan gençlerin de çoğu iletişim araçlarını yönlendiren sömürgeci kartellerin propaganda seline kapılarak içi boş popüler kitaplar okuyor. Okuyan, ama faydalı bir okuma gerçekleştiren bir nesil inşa etmek zorundayız. Anneler, babalar, eğitimciler, aydınlar, sorumluluk makamında olan insanlar olarak gençliği kitapla buluşturmak için ne gerekiyorsa yapmalıyız. Geleceğimiz buna bağlı. Kurtuluşumuz buna bağlı. Güçlü, özgür, bağımsız, kalkınmış bir toplum ve ülke olmanın yolu bilgili, bilinçli, sorumluluk sahibi bir gençliğin varlığıyla mümkündür ancak.' diye konuştu.
'İSLAM MİLLETLERİ ASIRLARCA DÜNYAYA BİLGİ, MEDENİYET VE SANAT İHRAÇ ETTİLER'
Çok okudukları için Müslümanların bir zamanlar tarihi yönlendiren insanlar olduğunu söyleyen Aydın konuşmasının devamında şunları dile getirdi: 'Tarihi onlar yazardı. İslam milletleri asırlarca dünyaya bilgi, medeniyet ve sanat ihraç ettiler. İnsanlığın ilmi, bilimsel ve ahlaki kalkınmasına büyük katkı sağladılar. Bunu İslam'ın oku emrine riayet ederek, okumaya ve ilme önem vererek yaptılar. Müslümanlar bilgiye olan düşkünlükleri sayesinde binlerce alim, filozof, bilim adamı, sanat adamı yetiştirdiler ve bin yıldan fazla dünyanın efendileri oldular. Müslümanlar ne yazık ki şu an dünyaya yön veren bir ümmet değil. Tarih yazmıyorlar. Dünyanın en perişan, edilgen, cahil ve değersiz halkları olmaya mahkûm olmuşlar. Güçlü milletler karşısında savunmasız ve çaresizdirler. Yine böyle oldu. Okumayı, bilgiyi bıraktıkları için. Oku diyen dinlerine sırtlarını döndükleri için. Bugün dünyada en az kitap okuyanlar Müslümanlar. Tekrar güçlü, özgür, egemen, müreffeh bir ümmet olmanın yolu kesinlikle kitaba ve okumaya dönüşten geçer. '
'KİTAP OKUMAYA TEŞVİK EDECEK PROJELER ÜRETİLMELİ'
Tüm Türkiye'de okuma oranlarının düşük olduğuna vurgu yapan kitabevi sahibi M. Veysi Güney de kitap okumayı teşvik edecek projeler üretilmesi gerektiğini belirterek şu ifadeler yer verdi: ' Şu an için kitap okuma kültürü kalmamış diyebiliriz. Normalde geçmişten günümüze gelen bir zenginliğimiz vardı. Bir kitap okuma geleneğimiz vardı. O gelenek maalesef bitti. Bu geleneği tekrar hayata geçirmek için öncellikle valiliğin, milli eğitimin ve hatta belediyeleri bu kapsama dahil ederek çok ciddi projeler üretilmelidir. En azından kitap okumayı cazibeli bir hale getirebilirler. Bunu başarmak çok zor bir durum değildir. Bu söylediklerim projelere dahil edilirse valiliğin, milli eğitimin ve belediyeler topluma kitap okuma günleri yapabilir. Bu projeleri gerçekleştirebilir. Kitap okuma kültürünün gelişimi için okul müfredatlarına dahil edilebilir. Daha birinci sınıftan başlamak kaydıyla müfredata dahil edilirse inşallah kitap okuma alışkanlığımız daha da gelişir. Kitap okuma gelişirse insanlarımız gelişir insanlar geliştikçe toplum gelişir.' AHMET KÖLGE





