Çocuklarda zaman zaman görülen öksürük, burun tıkanıklığı ve nefes darlığı gibi şikayetler basit bir soğuk algınlığı gibi düşünülse de, bu belirtiler bazen çok daha ciddi bir alerjik sürecin habercisi olabilir. Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Alerji ve İmmünoloji Kliniği Uzmanı Doç. Dr. Celal Özcan, özellikle on günden uzun süren öksürüğün alerjik bir tablonun parçası olabileceği uyarısında bulundu.
"Alerjik yürüyüş" her çocukta farklı belirtiyle ilerleyebilir
Alerjik hastalıkların genellikle bebeklik döneminde başladığını söyleyen Doç. Dr. Özcan, “Alerjik yürüyüş olarak adlandırılan süreçte bebeklikte egzama ile başlayan tablo, ilerleyen yaşlarda alerjik nezle ve astıma dönüşebilir” dedi. Özellikle ilk iki yaşta ortaya çıkan besin alerjilerinin, ilerleyen dönemde solunum yolu alerjilerine evrilebileceğini belirtti.
İlk belirtiler bebeklikte: Egzama ve besin alerjilerine dikkat
Doç. Dr. Özcan, alerjik hastalıkların genellikle yaşamın ilk aylarında başladığını vurgulayarak, "Bebeklik döneminde yanaklarda ve vücutta kaşıntılı kızarıklıklarla kendini gösteren atopik dermatit sık görülür. Ayrıca mukuslu veya kanlı dışkı, meme reddi, huzursuzluk gibi belirtiler de besin alerjilerinin habercisi olabilir" ifadelerini kullandı.
Alerji zamanla gelişebilir
Alerjinin yalnızca doğuştan gelen bir durum olmadığını vurgulayan Özcan, “Vücut bir maddeye önce duyarlanır, daha sonra alerji gelişebilir. Genetik yatkınlık varsa bu süreç hızlanabilir. Bu nedenle daha önce alerjik olmayan çocuklarda da zamanla alerji gelişebilir” dedi.
Yumurta ve süt başı çekiyor
Çocuklarda en sık alerji yapan besinlerin başında yumurta ve inek sütü geldiğini belirten Özcan, “İlerleyen dönemlerde kuruyemiş, ev tozu, polen, hayvan tüyü gibi solunum yolu alerjenleri de tabloya eklenebilir” diye konuştu.
Erken tanı hayat kurtarıyor
Özellikle sık solunum yolu enfeksiyonu geçiren ve hastaneye yatış gerektiren çocuklarda altta yatan alerjik bir durumun mutlaka araştırılması gerektiğini belirten Özcan, erken tanının alerjik hastalıkların kontrol altına alınmasında hayati önem taşıdığına dikkat çekti.
