Kur’an’a Neden Saldırıyorlar? (1)

Abone Ol

Mübarek üç aylara kavuşmanın sevincini buruk bir şekilde yaşıyoruz. Her yıl olduğu gibi kutlu mevsime ulaşınca İslam düşmanları her türlü çirkefçe düşmanlıklarını pervasızca uyguluyorlar. Müslümanların darmadağın olmasından cesaret alan İslam düşmanları kutsallarımıza saldırma küstahlıklarına devam ediyorlar. 2020 yılında Danimarka, Norveç ve İsveç’te başlayan yüce kitabımız Kur’an’a yönelik saldırılar yeni boyut kazandı.

İsveç devleti tüm tepkilere rağmen Danimarkalı İslam düşmanı sözde siyasetçi Rasmus Paludan'a, Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakma izni verdi ve Cumartesi günü bu alçak ve meşum fiili İsveç polisi koruması altında gerçekleştirdi. (ALLAH da onu ve ona yol verenleri de yaksın inşallah.)

İsveç devleti eliyle hem de Türkiye büyükelçiliği önünde bu alçaklığının yapılması hem ümmete hem de Türkiye devletine bir meydan okumadır. NATO üyeliği için Türkiye’ye muhtaç olan İsveç’in önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik provokatif eyleme izin vermesinin ardından arşı titretecek bir fiile izin vermesi gösteriyor ki, bu iş İsveç ile sınırlı değildir. İsveç, küresel emperyalizm ve dünya siyonizmini arkasına almadan buna cüret edebilecek bir güç ve potansiyele sahip değildir. Artık olay bir densizin yaptığı ferdi “ahmakça bir eylem” olmaktan ziyade, emperyalist devletler eliyle yürütülen bir projenin varlığını açıkça gösteriyor.

Yaptıkları düşmanlık ve alçakça fiil yetmezmiş gibi birde dünyayla alay edercesine İsveç Dışişleri Bakanı Billström, Kur'an yakma girişimini "ifade özgürlüğü" olarak tanımladı. Yetmedi başbakanları Kristersson da ifade özgürlüğü olarak tanımladı ve “Pek çok kişi için kutsal olan bir kitabı yakmak son derece saygısız bir davranıştır. Bugün Stockholm'de yaşananlardan rahatsız olan tüm Müslümanlara sempatimi(!) iletiyorum." Dedi. Elbet bir gün biz de sana ve senin gibi İslam düşmanlarına “sempatimizi” ileteceğiz inşallah.

Kendilerine ve emperyal düzenlerine yönelik en ufak bir eleştiride kimseye hayat hakkı tanımayanlar, konu İslam ve İslam’ın kutsallarına yönelik hakaret ve saldırılar olduğunda, “ifade özgürlüğü” balonuna sarılıyorlar. Malcom X’in dediği gibi: “İslam'a sövmekten başka fikri olmayanlar fikrin değil, İslam'a sövmenin hürriyetini arıyorlar.” 

Bu alçakça saldırılar karşısında her zaman olduğu gibi dünya çapında yapılan basın açıklamaları, protesto ve mitingler düzenledi. ​Diyanet İşleri Başkanlığı tavsiyesiyle de ülke genelinde tüm camilerde sabah namazında Kur’an okundu.

Başta Kur’an Nesli Platformu olmak üzere tüm duyarlı kesimler basın açıklamaları ile yüce kitabımıza yönelik saldırılar tel’in edildi. Ankara ve İstanbul’da İsveç büyükelçiliği ve konsolosluğu önünde kitlesel basın açıklamaları ile İsveç devleti kınandı.

Protestoların en büyüğü ve en anlamlısı Kur’an Nesli Platformu tarafından Batman’da gerçekleştirildi. Çevre il ve ilçelerden de katılımın olduğu ve halkın yoğun ilgi gösterdiği “Kur’an’a Sahip Çık” mitinginde mahşeri bir kalabalık katılarak Kur’an’ın söndürülemez bir nur olduğunu haykırdı… (Devam edecek…)