0

 

Batman Peygamber Sevdalıları Platformunun, geleneksel hale getirerek her yıl kutladığı ‘Kutlu Doğum Mevlidi’ büyük bir coşku ile idrak edildi. Bu sene ‘Vahdet ve Kardeşlik’  teması kutlu doğum etkinliklerinin ana konusuydu. Peygamber efendimizin bu konuya vermiş oldukları önem ve örnek uygulamaları anlatıldı. Evet, bu karanlık asırda ‘vahdet’e ve ‘kardeş’liğe ne kadar da muhtacız.

Kardeşliğin ana unsur olmadığı hiçbir toplum iflah olmamıştır. Kardeşliğin ön plana çıkmadığı hiçbir belde huzur görmemiştir. Kardeşliğin en belirleyici etken olmadığı hiçbir siyasal sistem insanlığa çare olamamıştır. Kardeşliğin samimi bir şekilde yaşanabildiği tek zemin de iman kardeşliğidir. İman kardeşliğinin ilk örneği de Ensar ve Muhacir kardeşliğidir. Bu örnek kardeşliğin mimarı da Peygamber Efendimizdir.

Kardeşliğin olmadığı yerde birlikten, vahdetten bahsedilemez. Vahdetin ana etken olmadığı toplumlarda ise kavgadan, kargaşadan başka bir şey sudur etmez. Vahdetin olmadığı beldelerde, parçalanmışlık, dağılmışlık ve azgın düşmana yem olmaktan başka çıkar yol kalmamaktadır. Vahdetten mahrumiyet, küfre kâhyalık etmek, kendisine düşmanlık besleyenlere hizmetkârlık etmek gibi bir zilletle karşı karşıya kalmaktadır.

Vahdetin sembolü de Peygamber Efendimizdir. Onun etrafında toplanan ilk topluluk ‘Asrı Saadeti’ oluşturdu. Bu saadet asrı iman kardeşliği üzerinde inşa edildi. İman kardeşliğinin üzerinde ise vahdet gerçekleşti. Bugün de hasretle gerçekleşmesini istediğimiz vahdet, tesis edilecek iman kardeşliğinin üzerinde oluşacaktır. Bunu gerçekleştirmenin tek yolu da Efendimizin bir sünneti olan Ensar ve Muhacir kardeşliğini yeniden tesis etmektir. Ondan sonra vahdetin kendiliğinden ortaya çıktığını göreceğiz.

İşte Batman’da gerçekleşen bu ‘Kutlu Doğum Mevlidi’, iman kardeşliğinin gerçekleşme zeminidir. Peygamber Efendimizin kutlu veladetini büyük bir heyecanla kutlayanlar, aslında Onun sünnetinin bir gereği olan iman kardeşliğinin ilk adımını atmış olmaktadırlar. Bu adım karşılıksız bir adımdır. Bu adım fedakârca atılmış bir adımdır. İnsanların Efendimize olan sevdalarından dolayı ve onun kutlu doğumunu vesile kılarak iman kardeşliğinin zeminini meydana getirmektedirler.

Mevlit alanını dolduran on binlerce insan, hep bir ağızdan Peygamber efendimiz üzerine getirdikleri salâvatlarla iman kardeşliklerini ilan ediyorlardı. Bir ağızdan, tek bir yürek gibi ve aynı ses tonuyla salâvatların söylenmesi, mevlit alanında ayrı manevi bir heyecan oluşturmaktaydı. Mevlidin okunduğu esnada insanların bir duygu seline kapılarak ağlaması ise kalplerinde taşıdıkları Muhammedi Sevdanın içtenliğini, derinliğini ve büyüklüğünü göstermekteydi.

Yapılan konuşmalarda, Peygamber efendimizin örnek yaşantısından ve kardeşliğe verdiği önemden bahsedildiğinde ise insanların derin bir tefekküre dalması, aslında ders alınması gereken tek mercinin de yine Efendimizin sünneti olduğu ortaya çıkmaktaydı. Vurgulanan kardeşlik reçetesinin, ancak iman kardeşliğiyle mümkün olabileceğini bütün bir kalabalık, başlarını sallayarak teyit etmekteydiler.

Peygamber efendimizin üzerinde söylenen ilahilerin eşliğinde, öbek öbek gençlerin halaya başlamaları ise, kutlu doğuma sevinmenin, gençler nezdinde ki muhteşem coşkusuydu. Marşlar eşliğinde gençlerin hep bir ağızdan; “Muhammed, Muhammed” demesi ise, Peygamber aşkının, gençlerce kelimelere dökülmesiydi. Halaylarda gençlerin marşlar eşliğinde heyecanla oynamaları, Muhammedi Sevdanın lisanı hal ile ifade edilmesiydi.

Gençlerin iki, üç katlı kuleler oluşturması ve en üste de ‘Tevhit Bayrağını’ sallamaları, aslında neye özlem duyduklarını tam olarak ortaya koymaktaydı. Özlemini duydukları zeminin, ancak Kelime-i Tevhidin yükseltilmesiyle mümkün olabileceğini göstermekteydiler. Mevlit alanında Tevhit bayraklarından başka, bayrak ta yoktu. İnsanları birbirine bağlayacak olan iman kardeşliğidir. İman kardeşliğinin sembolü de tevhittir. Tevhit bayrağını yükseltenler, ancak vahdeti oluşturabilirler. Sadece ‘Vahdet Zemininde’ ümmet ayağa kalkabilir.

Bayanların takdire şayan heyecanlarını, mevlit etkinliği boyunca tevhit bayraklarını büyük bir azim ve kararlılıkla sallamalarını anlatmamak ise haksızlık olur. Hele erkeklerden yaklaşık olarak iki kat daha fazla olmaları ise,’Muhammedi Sevdalarının’da daha büyük olduğunu aslında ispatlamaktadır. Yaşlısıyla genciyle, kadınıyla erkeğiyle hep bir ağızdan ve büyük bir heyecanla salâvatlar söylenmesi, ‘Muhammedi Sedanın’ Batman’da yankılanmasına vesile oldu.

On binleri bir araya getirmek, tek bir nefeste, tek bir sesle salâvat getirmek, ancak ‘Muhammedi Sevdanın’ kalplerde oluşturduğu heyecanla mümkün olabilir. Bu heyecanı Batman yaşadı. Her bir mahallesinden, her bir sokağında, her bir evinden insanların özellikle de çocukların ‘La İlahe İllallah Muhammed Resulallah’ bandajlarını başlarına bağlamaları, neredeyse her bir insanın tevhit bayrağını eline alıp mevlit alanına doğru heyecanlı bir şekilde koşuşturması görülmeye değerdi.

 Çok sayıda araç sahibinin mahallelerden insanları, ücretsiz bir şekilde mevlit alanına taşıması ‘Bu güzel Sevdanın’ bütün toplum kesimlerine yerleştiğinin işaretiydi. Yayan olarak ve araçlarla insanlar ‘Bu kutlu sevdayı’ kitlesel olarak yaşamak için adeta sel gibi mevlit alanına aktılar. Mevlit bittiğinde, büyük bir vakarla insanların evlerine dönmesi ise manevi olarak ne kadar güzel donandıklarının da bir göstergesiydi.

 

 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *