0

 

Artık zırhlı ambulansların kullanıldığı bir döneme girdik. Bölgemizde sürdürülmeye çalışılan kaos ortamının bir ayağı da, ambulansların hedef seçilmesidir. Hastaların ve çatışma ortamında yaralananların ilk tedavisinin içerisinde yapıldığı ve hastaneye yetiştirmek için ilk aklımıza gelen ambulanslardır. Fakat son zamanlarda özellikle ambulanslar hedef seçilerek, silahlarla tarandı, Molotof atılarak yakıldı.

Daha önce Irak’ta, zırhlı ambulansların kullanıldığına dair bir haber okumuştum, fakat çok tuhaf bulmuştum. Hastaları ve yaralıları taşıyan bir ambulans nasıl zırhlı olabilir? Ambulansı hedef alabilecek kadar zıvanadan çıkan bir eylem olabilir mi? Bu hangi anlayıştır ki, hasta ve yaralı taşıyan bir araç ateş altına alınır ve içindekiler ‘hasta ve yaralı halleriyle öldürmek istenir’ diye düşünmüştüm.

Fakat bölgemizde de zırhlı ambulansların kullanılmasına başlanması hastalara, yaralılara ve aslında insanlığa bakış açımızın geldiği noktayı bize göstermesi açısından ibret vericidir. Savaş dönemlerinde dahi hastalara, yaşlılara, kadınlara ve çocuklara karışılmaması bütün hukuk sistemlerinde ortak görüştür. Bu kuralı çiğneyen her kim olursa olsun, insanlık nezdinde, insanlık suçu işlemiş olarak kabul edilir ve daime lanet ile anılır.

Yaşadığımız süreçte, ilk olarak ambulanslar kundaklanmaya başlandı. Yeteri tepki ortaya konulmadığı için Molotoflarla tamamen yakılarak kullanılamaz hale getirilmeye devam edildi. Tepkisiz kalan bütün bu aşağılık eylemlerden tümden cesaret alan komünist çete mensupları, hastaların içerisinde bulunduğu ambulansları yayılım ateşine tutarak, bu halka içlerinde taşıdıkları kin ve nefretlerini ortaya koydular.

Çözüm süreci ile kısmi bir rahatlama meydana gelmişti. Bundan sonrası ‘çok daha iyi olacak’ şeklinde iyi niyet temennileri herkes tarafından dile getiriliyordu. Ancak bu süreci doğru okuyan bazı aklıselim çevreler, bu silah ve mühimmat depolanmasından, aslında fırtına öncesi sessizlik olduğunu ısrarla vurgulamaya çalışıyorlardı. Ancak seslerini bir türlü ilgili mercilere duyuramadılar. 6-7 Ekim vahşet kalkışmasında ilk provalarını yaptılar.

Daha sonra bekledikleri zamanın geldiğini, tüm hazırlıkları tamamladıklarını düşündüler. Ve gelecek olan ‘emri’ beklemeye başladılar. Efendileri Adana konsolosluğundan gelip, teftiş ve denetimden sonra çatışmaya başlamalarının emrini verip gitti. Giderken de çatışmayı olabildiğince büyütmelerini, ilkin bir birkaç ilçeyi kapsayacak şekilde, daha sonra bütün bölgeyi en kanlı hele getirecek şekilde çatışmayı her tarafa yaymaya çalışmalarını direktifini de vermeyi ihmal etmedi.

Zaten kural tanımazlıkta ün yapmış olan komünist çete mensupları, ‘dindar Kürt halkına ne kadar çok zarar verebiliriz’ yaklaşımıyla her türlü şiddeti, vahşeti, talanı, katliamı bu mazlum halka yaşattılar. Son olarak Silopi, Nusaybin, Cizre ve Sur’da bilinçli bir şekilde toptan bir yıkım ve toplu bir göçü devreye koyarak mazlum halkın bir bütün olarak evsiz barksız kalması, kendi yurdunda mülteci durumuna düşürülmesi yani toptan bir cezalandırmaya gidilmesi hedeflenmiştir.

İşte bütün bu hengâmede hastaları taşıyan ambulansların saldırıya uğraması, aslında şiddetin en üst noktaya çıkarılması gayretidir. Zaten kazılan çukurlarla, bu çukurlara yerleştirilen patlayıcılarla halka hayat olabildiğince daraltılmış, hastalarını taşımak için bu süreçte çağırdığı ambulanslar da saldırıya uğramaya başlamıştır. Yani hasta olsan bile, tedavi hakkın yoktur anlayışının komünistçe karşılığıdır. ‘Bana hizmet eder, her dediğimi yaparsan iyi, yapmazsan sadece sana ölmek var’ anlayışını Kürtlere dayatılmasıdır.

Bu çatışmalı süreçte, artan ambulans saldırıları ve ambulans görevlilerinin ölümlere varıncaya kadar saldırıya uğramaları, hedeflenen kaosun ne kadar büyük olduğunu bize göstermektedir. Çatışma bölgelerinde yaşayan mağdur hastaların, sorunsuz bir şekilde hastaneye ulaştırılması için ‘Zırhlı Ambulans’ dönemi başlamış oldu. Aslında bu haber bile vahşetin boyutlarını, insafsızlığın dehşetini ve halka dayatılan bilinçli kindarlığın boyutlarını bize göstermektedir.

Artık Kürtler mağdur hastalarını ‘Zırhlı ambulans’larla hastaneye kaldıracaklar. Hamile bayanlar ‘zırhlı ambulans’larla Kadın Doğum Hastanelerine götürülecekler. Yaşlılar ve çocuklar yolda kör bir kurşuna kurban gitmesinler diye ‘zırhlı ambulans’larla Acil Servise yetiştirecekler.

 

Zırhlı bir ambulansa bindirilen bir hastanın psikolojisiyle, zırhlı ambulansta hizmet veren sağlık personelinin ruh halini gözünüzün önüne getirin, aslında nasıl bir tablo ile karşı karşıya olduğumuz açığa çıkmaktadır. Ancak, zırhlı ambulansların girebildiği bir beldede yaşayan halkın mazlumiyetini düşünün, ne kadar acı değil mi?

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *