0

İslam Peygamberinin elçi olarak gönderildiği zamanda yaşayan köleler, kendilerinin köle olarak bir sıfat taşıdıklarının farkında idiler ve bu durumu da kabulleniyorlardı. Aslında insanlık tarihinde köleliğin, sadece belirli bir zümreye sınıfsal bir üstünlük sağlamaktan öte bir anlamı da yok, yani bir insanın köle olarak sınıflandırılması sadece bazılarına maddi bir kazanç sağlamaktan ibarettir.

Kendisine yapılan zulümleri çaresizlikten kabullenen, kendisini para karşılığı pazarlarda satan zalimlere karşı sesini çıkaramayan “Asrı Saadetin” köleleri aslında çok şanslı bir döneme denk gelmişlerdi. Çünkü vahyin daveti direkt onları muhatap alıyor, onlara sesleniyor ve “kurtulacaklarını ve yeryüzünün önderleri olacaklarını müjdeliyordu onlara. (Biz istiyorduk ki o yerde zayıflatılanlara lutfedelim, onları önderler yapalım, onları diğerlerinin yerine mirasçı kılalım.  (KASAS SURESİ 5.AYET)

            Bu girişten sonra asıl değinmek istediğim konu “çağdaş köleliktir” yani köle olarak yaşayıp fakat köle olduğunun farkına varamayan zavallıların olduğu bir kölelikten.

Böyle bir köleliğin içinde bulunan zamanımızın sözüm ona modern insanları, aslında yaşadıkları kölelik düzeninin, onları sadece insanlara karşı değil, yaşadığı tüm maddeye karşı da köle durumuna düşürdüğünün hala farkına varamamışlardır.

Özgürlük adına insanları fıtratlarından uzaklaştırıp, onları çağdaş köle durumuna getiren vahşi kapitalizm ve doğurduğu çocuğu komünizm, (daha sonraları isim ve şekil değiştirip demokrasi, milliyetçilik vb isimler adı altında) kendisine uyan tüm insanları birer çağdaş köle haline getirmiş, insanlığı da kölelik savaşının ortamına sürüklemiştir. Ama hal böyle iken asıl insanlığı kahreden olay günümüz insanlarının “madde” ye karşı köle konumuna getirildiklerinin farkına hala varamamış olmalarıdır, ayrıca bu durumu kabullenmeye de meyilli olmamalarıdır. (Yukarıda demiştik ya İslam Peygamberinin zamanındaki köleler, sadece efendilerine karşı bir köle olduklarını kabulleniyorlardı.)

Aslında çağımızın en büyük ve tehlikeli kölelik durumu da, insanların yaşamak istediği lüks hayat ve beraberinde insanı sürüklediği ahlaki ve ruhani çöküntüdür. Lükse dayalı bir hayatı insanın önündeki ulaşılması gereken en büyük hedef olarak sunan “çağdaş ve medeni kölelik düzenleri” insanı fıtrattan uzaklaştırmakla kalmamış, en üstün olan insanı en değersiz ve bayağı bir konuma indirmiştir.

Bunun sonucunda toplumda insani olan tüm değerler yok sayılmış, toplum ahlaksızlaştırılmış, dejenere edilmiş, insan da, insan olma şeref ve haysiyetini kaybetmiştir.

Ancak bu da yetmemiş olacak ki;

Çağdaş köle tacirleri insanları, birbirlerine karşı çağdaş bir kölelik hayatı yaşamaları için, tek bir hamle ile, toplumun yarısını diğer yarısının kölesi ve ortak kullanım alanı haline getirmek istemişlerdir. Ama maalesef köle durumuna dönüştürülen yarı kesim, hala çağdaşlık ve modernlik sarhoşluğu ile köle edinildiğinin farkına varamamış, bu modern köleliği de kazanılmış bir özgürlük zaferi olarak görmektedir.

Nasıl mı? Toplumun yarısını oluşturan kadınları “özgürlük” adı altında örtülerinden mahrum bırakmak, bunu sözde özgürlük adına yapmak, ama cahil veya inanmamış! konumunda olan bazı kesim Müslümanlar da eş kızlarını bunlara katarak, hem kendilerini, hem de toplumu cinsellik, lüks hayat, ihtişam, israf ve servetin kölesi haline getirmişlerdir.

 

Unutulmamalıdır ki gerçek özgürlük, açılmakla elde edilecek bir kazanç olsaydı, hayatta en kazançlı varlıkların hayvanlar olması gerekecekti. Değil mi? Yaaaaa!!!!!!!!!!!!

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *