0

 

                Yüzyılımızda insanlığın çektiği sıkıntıların bir nedeni de herkesin kendine demokrat, kendine müslüman, kendine özgürlükçü olması düşüncesindendir.

                Yanıbaşımızda bir olay meydana gelir, olaylarda zarar görenler bizden, yani ırkımızdan, dinimizden, cemaatimizden, köyümüzden değilse o olayı ve olayda zarar görenleri görmemezlikten geliriz. Ama olayın ucu bize dokundu mu basarız feryadı, ortalığı ayağa kaldırırız. Örnekleri çok ama en barizi, 6-8 Ekim 2014 olaylarına neden olan Kobanideki olaylardı. O dönemde meydana gelen olaylara duyarlı olmak, oradaki insanların maruz kaldığı zulümleri kamuoyuna duyurmak için başkalarına zarar vermeden eylem yapmakta sorun yok. Ama o olaylara benzer olayları günümüzde de yaşıyoruz. O zaman şehirleri yıkıp insanları hunharca katledenlerden hiçbir ses seda yok.

                Acaba Suriye’ye barış mı geldi, insan hakları ihlalleri mi bitti, artık kimse yerinden yurdundan edilmiyor, insanlar sokak ortasında çoluk çocuk yaşlı kadın demeden öldürülmüyor diye bakıyoruz da durum hiç de öyle değil. Ama ölenler kimsenin üzerinden siyaset yapacağı insanlar değil herhalde. Onlar Suriyeli olsalar da bizim ırkımızdan değiller, bizim dili konuşmuyorlar değil mi? Bu nedenler bizim onlara sahip çıkmamıza en büyük engel galiba.

                İşte İslam düşmanlığının, ırkçılık illetinin bizleri getirdiği en son nokta. Bizim menfaatlerimiz yerini bulsun da İslam coğrafyası tarumar olmuş ne gam. Bizim üzerimizden İslam coğrafyası kan deryasına dönmüş çok mu önemli. Yeter ki birilerinin yaşadığı yerin adı Kürdistan olsun öyle mi. Burada insan kalmış mı kalmamış mı önemli değil, bu topraklarda emperyalistler, haçlılar, İslam düşmanları Müslümanları katletsin o hiç önemli değil. Hatta aynı ırktan olduğu halde İslami düşünceye sahip olduğu için insanlar sürülsün, öldürülsün kime gam.

                Oya yüce Rabbimiz bize ancak Müslümanların dost olabileceklerini, müslümanların kafirleri dost edinmemeleri gerektiğini bildirmişti. Ne oldu da kafirlere dost olup da kardeşimize kurşun sıkıyoruz. Ne oldu da düşmanlıkları apaçık olanları baştacı ediyoruz da, aynı sokakta aynı mahallede aynı şehirde yaşadığımız insanları düşman belliyoruz. O da yetmezmiş gibi rahatlıkla kanlarını dökebiliyoruz.

                HDP/PKK cenahının ne kadar demokrat ve insan düşüncelerine saygılı olduğunu geçen hafta yaşanan bir olaydan bir kez daha anlamış olduk. Yıllardır aynı düşünmcede müzik yapan ses sanatçısı Çiyager’in en ufak eleştirisine dahi tahammül edemeyen zihniyet, Çiyager’i dövdürmek suretiyle yaralamıştır. Merak ediyorum, Çiyager onları öven şarkılar söylerken başkaları Onu dövseydi ne derlerdi. O zaman da böyle sessiz mi kalırlardı, yoksa basın açıklamaları, yürüyüşler, taş atma eylemleri mi yaparlardı? Yani onlara dokunulursa faşizim oluyor, onlar başkalarının hayat hakkına tecavüz ettiklerin de özgürlük oluyor. Onlar yakıp yıktıklarında hak oluyor, başkaları onları eleştirse canavarlık oluyor. İşte bu cenahın özgürlük, barış, demokrasi, insan hakları gibi kavramlardan anladıkları bu kadardır.

                Kendilerinin alçakça öldürdükleri insanların kıymeti yok, ama ölenler onlardansa şehit ve kahraman oluyor. Bu nasıl bir zihniyet ya Rabbi. Bu zihniyet bu topraklarda bu kadar neşvu nema bulmuş, gencimizi, ihtiyarımızı, okumuşumuzu, hatta mollalarımızı, cami hocalarımızı da bitirmiş haberimiz yok. Zalim yönetimler İslamın nurunu söndürmek için Müslümanları adım adım takip ederken, diğer zalimler de boş durmamışlar. Zalimler ittifakı ile İslam topraklarını ifsat etmek için ellerinden geleni yapmışlar.

                Lakin ne yapsalar boş. Her dönemde Allahın erleri mutlaka olacak, Allaha verdikleri ahidleri yerine getiren Allah dostları çıkacak, ne mal ne can, ne makam endişesi onları bu kutlu yollarından alıkoymayacaktır.

 

                Sevgili dostlar, Allahın vaadettiği mutlaka yerine gelecektir ama, bizler de akıp giden zamanda bir imtihanın içindeyiz. Dünya hayatının süsüne ve metaına aldanmadan Allahın dostlarından olabilirsek ne mutlu bizlere…

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *