SİZLERİ HEM ALLAH’A HEM HALKIMIZA ŞİKÂYET EDİYORUM!

“Vah vah vah memleketime “bir zamanlar bu sözleri ünlü bir iş adamı sarf etmişti. Sebebine gelince zamanın cumhurbaşkanı anayasa kitapçığını yine zamanın başbakanının önüne fırlatmış, neticede ülkede büyük bir ekonomik kriz yaşanmıştı.

Kanaatimce bugün memleketimizin daha doğrusu bölgemiz halkının içine düştüğü durum bu sözü daha çok hak ediyor.

Evet, bugün her birimiz vah vah vah memleketime, vah insanlarımızın başına gelenlere, getirenlere evinden barkından edilenlere diyoruz. Evleri başlarına yıkılanlara sofralarının başında roketlerle katıl edilenlere, evlerinden zorla çıkarılanlara. Bu çetin kış şartlarında canlarını kurtarmak için her şeylerini geride bırakıp beyaz bayraklarla yollara düşenlere. Kışın şiddetli soğuğunda sokakta ya da çadırlarda çoluk çocuk yaşam mücadelesi vermek zorunda bırakılanlara. Memleketinde mülteci hale düşürülenlere…

Evet bütün bu mazlum halkımıza hepimizin sadece vah vah demekle kalmayıp ağlayıp göz yaşı dökmesi lazım. Ama bu da onların dertlerine derman olmaya yetmediği için onların sıkıntılarını bir nebze olsun hafifletmek için yardım elini uzatması lazım. Bu en öncelikli insani ve İslami vazifemizdir. Özellikle bu çetin kış şartlarında onlara imkânlar dâhilinde gerekirse kalacakları bir ev ortamını sağlamamız gerekir. Karınlarını doyuracak ve ihtiyaçları olan üst baş bir şeyler temin edebiliriz. Evet, bu hususta bütün duyarlı insanlarımızı kendilerine en yakın bu mağdurlara sahip çıkmaya davet ediyorum.

Bu önemli çağrıdan sonra şimdi de bu insanlarımızı bu duruma düşürenleri de halkımıza ve Allaha şikâyet ediyorum. Kadınları, yaşlıları, çocukları ve tüm mazlumları suçsuz yere bu sıkıntılara gark edenleri sana şikâyet ediyorum ya rabbi. Halkımızı senin kulluğundan uzaklaştıranları sana şikâyet ediyorum ya rabbi. Evlatları anne babalarının kucağından alarak kirli emelleri için öldürtenleri sana şikâyet ediyorum ya rabbi.

Halkın kepenklerini zorla ve tehditle kapatanları, çoluk çocuğunun rızkını engelleyenleri, sokak ve caddelerinde çukur kazdırarak hayatlarını felç edenleri, bu insanların huzur ve güvenliğini tehlikeye atanları, bu mazlum halkı iki ateş arasında bırakarak milletin can ve mallarını tehlikeye atanları, canlarını kurtarmak için evini terk eden ve sokaklarda perişan olan bütün bu mazlum halka eziyet edenleri sana şikayet ediyorum ya rabbi. Bu halkın camilerini ateşe verenleri sana şikâyet ediyorum, minarelerdeki ezan seslerini kesenleri sana şikâyet ediyorum. Camileri ibadetsiz bırakanları sana şikâyet ediyorum ya rabbi.

Ey halkımız bu şikâyetleri sizlere de yapıyorum. Sizler de görün bu halka bütün bunları reva görenleri. Tanıyın bunları. Bu halkı fakir bırakanları görün bu halkı yurtlarından sürenleri görün. Bu bölgeyi yaşanmaz hale getirerek Kürtsüzleştirmek isteyenleri tanıyın. Birileri bu bölgeyi yaşanmaz hale getirerek hem İslamsızlaştırmak hem de Kürtsüzleştirerek efendilerini bu topraklara yerleştirmek istiyor. Bu tuzakları artık fark edin ve bu oyunu bozun.

Dün göz yumarak bu bölgenin insanlarını adeta korku ve sindirme ile teslim almak isteyenlere peşkeş çekerek bu halka zülüm ettiği için bu gün de “sizi teröristlerden kurtarıyorum sokağa çıkma yasakları ile açlığa sefalete maruz bırakan devlet, diğer taraftan halkı iki ateş arasında bırakarak evlerini başına yıkıyor. Canından ediyor, diğer taraftan kışın ortasında sokaklarda yaşam mücadele vermesine sebep oluyor. Bütün bunlardan dolay devleti de Allaha ve bu halka şikâyet ediyorum.

Ey devlet aç bıraktığın elektriksiz susuz soğukta donarak sokaklarda yaşamak zorunda bıraktığın bu mağdurlara sahip çık. Onlara ev temin et. Sıcak ve güvenilir mekânlar tesis et. Onları başkasının eline muhtaç etme. Hani hukuk devletisin sosyal devletsin. O zaman sosyal devlet olmanın gereğini yerine getir.

Halkımıza da tavsiyem Irak’tan Suriye’den, ders alın. cizreden, dargeitten, silvandan, surdan, nusaybinden ders alın; unutmayalım ki başkasının başına gelen musibetlerden ibret alamayanlar başkalarına ibret olurlar.