0

 

Papa’nın Katolik Hristiyan alemindeki yerinin öneminin iyice bilinmesi gerekir, aksi durumda onun ve daha önceki “Papa”ların Türkiye ziyaretlerinin önemi tam olarak kavranamaz.

Papalar “Vatikan” denilen ve bugünkü İtalya’nın sınırları içinde, nüfusu yaklaşık 1500 kişi, yüz ölçümü de 5 km2 olan bağımsız bir ülkede yaşamaktadırlar.

Nüfus ve alan bakımından bu kadar komik bir durumda olan Vatikan, nasıl oluyor da tüm Hristiyan Âlemine önderlik yapmaktadır? Papa da tüm Hristiyan liderlerine liderlik yapmaktadır ve sınırsız bir ekonomik bütçeye sahip olmaktadır.“Hatta tersten baktığımızda neden bu kadar geniş bir alana sahip olan bunca yeraltı ve yerüstü zenginliğine rağmen“İslam Alemi” böyle ortak bir lider çıkaramamaktadır.” 

Papaya bu kadar büyük bir görev yükleyen aslında Hristiyan Alemi değil, misyonerlik alemidir.

Yeryüzünün tüm misyonerlik faaliyetleri ve bu faaliyetlerde harcanacak paraların miktarı mutlaka Vatikan’ın ve Papa’nın onayından geçmek zorundadır. Ayrıca Vatikan her yıl, özellikle de geri bırakılmış, yeraltı ve yerüstü zenginlik kaynaklarının sömürülmesi kolay olan halkı Müslüman ülkelere daha fazla ağırlık vermekte ve buradaki faaliyetlerini hızlandırmaktadır.

Vatikan ve Papa halkı geri bırakılmış, iç savaşın içine itilmiş, İslam ülkelerinde faaliyet gösterirken, seçtiği elemanlarının “bazen Müslüman gibi görünmelerine, İslami değerleri bilen kişilerden oluşmalarına özen göstermektedir. Böylece faaliyet alanlarına “İslami bir kılıf da uydurmuş olmaktadır.

Papa ve onun temsil ettiği misyonerlik zihniyeti zahiren çok sevecen, güler yüzlü, insancıl, tüm inançlara saygılı, hoşgörülü ve alçak gönüllü bir portre çizerek, saf insanları kandırmayı kendilerine bir göreve olarak görürler. Ama maalesef bunu çok da güzel başarırlar.

Ayrıca bu misyonerler ziyaret ettikleri ülkelerin ilkönce kutsallarına karşı saygılı olduklarının imajını halka hissettirmeye çalışırlar. “Papa’ın Anıtkabir, Sultan Ahmet Camii ve Ayasofya gibi yerleri gezerek halka ne kadar sevecen olduğunu göstermesi gibi” Tabi saf ! halk da onlara inanır. (Ama Ayasofya’yı ziyaret ettikleri zaman içlerinde sakladıkları o kini dışarı kusmadan da edemiyorlar, hep şu hayal ile yaşıyorlar: Bir gün gelecek Ayasofya’yı ve çevresini, yani İstanbul’u gene Bizans’a katacağız.) Bazen de ne kadar barışçıl olduklarını göstermek için kendilerini insan sever olarak lanse ederler. Maalesef biz de onların bu görüntülerine inanırız!

Dedik ya Türkiye’den bir Papa geçti. Ama geçişi öyle kolay unutulacak bir durum değil, Geçerken Ortodoks Dünyasının Ruhani Lideri Bartelemeo’yu da ziyaret etmekten vazgeçmedi.

Ortodoksların ruhani liderlerini de ziyaret etmiş olması özellikle Türkiye için hayra alamet değildir. Acaba İslam Aleminin en büyük düşmanlarının başları olan bu iki sözüm ona “Ruhani lider” acaba kendi aralarında neler konuşmuşlardır?

Acaba Vatikan’ın Papası Papaz Bartelemeo’ya “hala Türkiye’de istediğimiz bölücü hamleleri yapamadınız, hala bu ülkede İslam’dan söz edenler var, onları bertaraf edemediniz, ezanı bu topraklarda susturamadınız mı diye serzenişte bulunmuş olabilir mi? Ya da daha tehlikesi “”Müslüman misyonerlere!!!!!!!”” elinizi daha çabuk tutun, bu İslami uyanıştan çabuk kurtulmamız gerektiğini mi telkin etmiştir? Ne dersiniz?

 

Ben şundan endişe ediyorum: Küfür aleminin liderinin bir ülkeyi ziyaret etmesini hayra yoramıyorum, hele bu ülke her şeye rağmen, içinde İslami esaslara geri dönmeyi isteyen büyük bir camia barındırıyorsa.....

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *