0

 

               Bildiğiniz üzere Hıristiyan Katolik âleminin ruhani lideri ve aynı zamanda Vatikan devlet başkanı olan Papa Francis kendisine tahsis edilen uçakla çeşitli temaslarda bulunmak üzere Türkiye’ye geldi. Üç günlük ziyaretinin ardından Türkiye’den ayrılan Papa Francis zihnimde “Hıristiyanların papası var da Müslümanların halifesi neden yok?” sorusunu bıraktı.

         Zihinlerin bir kenarında bu soru dururken, Papanın Hıristiyan âlemi üzerinde ne derece etkili olduğunu ve bu makamın ne sebeple oluştuğunu bir irdeleyelim. Belki böylece yukarıda sorduğum soruyla aslında ne demek istediğim daha iyi anlaşılmış olur.

        Milattan sonra 395’te Roma imparatorluğu Doğuda Konstantinopolis (İstanbul) ve Batı'da da Roma şehirleri başkent olmak üzere ikiye ayrılınca yozlaşmaya başlayan Hıristiyanlık güç ardına koşmaya başlayıp, Batılılar Roma'nın, Doğulular da Konstantinopolis’in(İstanbul)un dinsel merkez olması gerektiğini ileri sürmeye başladılar. Roma devletinin desteğiyle günden güne güçlenen Roma kilisesinin rahibi kendisinin elçi Petrus'un halefi olduğunu, kilisenin tek evrensel şefi ve papası (babası) olduğunu bildirerek, Konstantinopolis patriğinin de onun yetkisini kabul etmesi gerektiğini ileri sürünce doğu kiliseleri buna karşı çıkıp birbirlerini aforoz ettiler ve bu şekilde 1054'te Batı'da Roma Katolik ve Doğuda da Ortodoks kilisesi oluşmuş oldu. Şu an itibariyle dünyada bir milyarı aşkın Hıristiyan Katolik, ruhani liderleri olan Papa Francis’in “yanılmazlığına ve evrensel yetkisine” inanıp itaat etmektedirler. Dinsel merkezi İstanbul’da olan Ortodokslar ise ruhani liderleri olan Fener Rum Patriği Bartholomeos’a manevi olarak bağlıdırlar.

          Hıristiyan Katolik âlemi, Papa Francis’in kesinlikle “yanılmaz” olduğuna inandıkları için onun verdiği bütün mesajlar dünyanın dört bir tarafındaki Katolikler için büyük önem taşır ve bu mesaj onların dünyanın herhangi bir yerinde meydana gelen, ister dini ister siyasi olsun, bir olaya karşı ortak bir tavır takınmalarını ve dünyada tek bir sesle karşı veya taraf olmalarını sağlıyor. Ayrıca Papanın bu yetkisi Avrupalıları ne yobaz kılıyor ve ne de Avrupa’da laikliğe karşı bir güç olarak addediliyor. Buradan hareketle günümüz dünyasında Müslümanların tespih taneleri gibi dağıldığı şu zamanda bazı olaylara karşı ortak bir tavır takınmanın ne kadar elzem olduğu ve İslam âleminin tek bir çatı altında toplanmasının ne kadar hayatiyet arz ettiği görülecektir. Benim de “Müslümanların neden halifesi yok?” dememdeki kastım tam olarak budur. Yani ister ismi halife olsun ister başka bir şey olsun eğer hala Mısır konusunda, Suriye konusunda, Filistin konusunda veya İslam’ın ana esasları gibi hiçbir Müslüman’ın kolay kolay karşı çıkamayacağı bazı meselelerde İslam âlemini ortak bir paydada toplayan ve manevi olarak bağlayan bir güç bulunmuyorsa münferit olarak hareket etmenin hiçbir etkisinin olmayacağı ve dağılan bu tespih tanelerinin kolay kolay bir daha bir araya gelmeyeceğini bütün İslam dünyasının bilmesi gerek.

           Şu halde Müslüman devletlerin, kendilerinin aleyhlerine bile olsa İslam’a uymayan, İslam’la çelişen bazı siyasi konularda ortak bir mutabakat sağlamak adına kendilerinden feragat edip diğer Müslüman ülkelerle ortak bir tavır takınmaları kısa vadede olmasa bile uzun vadede kendilerine yarar sağlayacağı görülecektir. Tarih şahittir ki,

Ne zaman Müslümanlar İslam’a sarılmışlarsa dünyaya hükmetmişlerdir ve ne zaman İslamiyet’ten uzaklaşmışlarsa da güçsüzleşip tarih sahnesinden yok olup gitmişlerdir. 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *