0

 

Ferdi ailevi ve toplumsal olarak büyük huzursuzluklar içinde bocaladığımız bu zamanda her zamankinden daha çok peygamberimizin örnekliğine ve önderliğine ihtiyacımız vardır. İşte böyle bir zamanda peygamberimizin hayatını okumak ve öğrenmenin pek çok önemi olduğuna inanıyorum.

  Yüce Kur’ân’ın bize en güzel örnek olarak takdim ettiği Peygamberimizin hayatını öğrenmenin bizlere birçok faydası olacaktır:

İşte bu faydalardan birkaç örnek

1) Resûlullah’ın hayatını ne kadar güzel öğrenirsek, Allah’ı da o kadar güzel tanırız. Rabbimizi anlatmak isteyen bir kimsenin, her şeyden önce O’nu çok iyi tanıması, bilmesi ve sevmesi gerekir. İnsan, ancak bildiğini ve tanıdığını en güzel şekilde anlatabilir. Rabbimiz, kendisini bize, elçisine indirdiği vahiyle anlatmıştır. Yine Allah’ı sevmek için önce Peygamber’ini sevmek; Allah’a itaat edebilmek için önce Peygamber’ine itaat etmek gerekir. Bu sebeple O’nun hayatını, büyük bir ciddiyetle öğrenmeliyiz.

2) Siyer-i Nebi’yi öğrenmek, Kur’ân-ı Kerim’i anlamak ve aynı şekilde anlatabilmek demektir. Sevgili Peygamberimiz “Sizin en hayırlınız, Kur’ân-ı Kerim’i öğrenen ve öğreteninizdir.” buyuruyor. Allah’ın Kitabı’nı anlamanın en iyi yolu da Hz. Âişe (r.anha) annemizin “Yaşayan Kur’ân” olarak tavsif ettiği Peygamberimizin hayatını öğrenmekle mümkündür. Ayrıca Kur’ân-ı Kerim, Peygamberimizi (sas), Kitab’ı okuyan ve açıklayan bir“Beyyine” olarak takdim etmektedir.

3) İmanın altı esasından biri olan “Peygamberlere İman” konusunu da Kur’ân-ı Kerim’den sonra Resûlullah’tan öğrenebiliriz. Çünkü Peygamberler hakkında, bize en sağlıklı bilgiyi O aktarmaktadır.

4) Siyer-i Nebi’yi öğrenmek, İslâm’ı iyi öğrenmek demektir. Allah’ın bize olan emirlerini, bu emirlerin uygulama şekillerini, neleri kapsadığını ve nasıl yapılacağını tümüyle Sevgili Peygamberimizin hayatından öğrenebiliriz. Çünkü Rabbimiz, bize emirlerini vahiy yoluyla bildirmiş; bu esasların pratiğini de Peygamberimiz göstermiştir. Bunun için Siyer-i Nebi, ne kadar doğru okunursa, İslâm’ın anlaşılması ve yaşanması da o kadar kolay ve sağlıklı olacaktır.

5) Kâmil insan olabilmek için doğru örneği bulmak çok önemlidir. Yaşadığı hayat, Allah tarafından vahiyle kontrol altına alınmış bir kimsenin, model olarak benimsenmesi, insanlık için ortaya atılan bin teoriden daha hayırlıdır. “Beni

Rabbim en güzel şekilde terbiye etti.” buyuran bu kusursuz örnek, insanlık için ne kadar değerlidir. O’nun hayatının görmezden gelinmesi ise ne büyük bir kayıp… Kişilikli, ahlaklı ve Allah’ın râzı olduğu bir insan olmak isteyenler, bu kusursuz örneğin Sire’sini mutlaka öğrenmek zorundadırlar.

6) Siyer-i Nebi, ibret alınması gereken bir zaman dilimidir. Bütün insanlığın ihtiyaç duyduğu önemli tecrübelerin yanı sıra, inanç ve mücadele hikâyeleri de O ve O’nun arkadaşlarının hayatında mevcuttur. Bu konuda Sevgili Peygamberimiz, arkadaşlarını birer yıldıza benzeterek onlara tâbi olanların doğru yolu bulacaklarını bildirmiştir.

7) Toplumların ilerleyebilmesi için ahlaki ilkelerin esas alınması gerekir. Bütün insanlığa ölçü olacak prensipleri, Peygamberimizin hayatında bulabiliriz. Bir kısmını sıralayacak olursak:

a) O, bir araya gelmesi mümkün olmayan kişilikleri, etrafında toplayabilmiştir. Örnek olarak: Ebû Bekir, Hâlid b. Velid,  Ebû Zer, Bilâl (ra)… İnsanlığın güneşi olan Sevgili Peygamberimiz, yıldızlar konumunda olan hiçbir sahabesinin ışığını kesmemiş; onları toplumların öncüleri ve önderleri olarak yetiştirmiştir.

b) Devletin ve hukukun temelini atmıştır. İnsanlık bu konuda henüz O’nun ulaştığı seviyeye varamamıştır. Müslümanlar, hâlâ O’nun Medine’sine ulaşabilmek için gayret göstermektedir. “Ey Allah’ın kulları! Kardeş olunuz.”buyruğuyla insanları kardeşliğe çağırmıştır.

c) O, aile hukukunun esaslarını göstermiş, ailenin önemine vurgu yapmış, evlenmeyi teşvik etmiş, ana babaya hürmeti öğütlemiştir. O’nun hayatını okursak şunu çok iyi görürüz ki, sütanneye bile büyük bir sevgiyle bağlanmış; ona iyilikte kusur etmemiştir. Altmış yaşlarında bile, annesinin mezarı başında ağlamıştır.

d) Evrensel İslâm kardeşliğinin temellerini atarak ırk ayrımını ortadan kaldırmış, sevgiyi ön plana çıkarmıştır. Cennete gitmenin bu sevgiden geçtiğini buyurmuştur: “Siz iman etmeden cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmeden iman edemezsiniz. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi: Selamı aranızda yayınız.”.

Özetle şunları söyleyebiliriz ki, Siyer-i Nebi, daha iyi bir kul olmak, Kur’ân-ı Kerim’i anlamak, Rabbini tanımak, iman esaslarını kavramak, İslâm’ın uygulamalarını tam olarak yerine getirmek ve toplumsal yapıların en iyisini modellemek için mutlaka öğrenilmelidir. Bunun için de Siyer öğrenimini derslere dönüştürmek gerekir.. Çünkü kim olursak olalım ne işle meşgul bulunursak bulunalım, bizler için Resûlullah’ın hayatında hidayet, hayatımızın sıkıntılarını gideren ve umutsuzluklarımızı umuda dönüştüren, karanlıkları aydınlatan bir rahmet vardır. Böylece işlerimiz düzelir; sıkıntılarımız sona erer.

 

Unutmayalım ki, doğru bir yolda yürümek ancak dosdoğru bir rehberin ardında yürümekle mümkündür. 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *