0

 

”Her yıl 10 Muharrem tarihi geldiğinde kalbinde iman taşıyan her mümini bir hüzün ve bir keder kaplar. Zira 10 Muharrem, Sevgili Peygamberimizin (s.a.s) “Benim dünyadaki çiçeğim, reyhanım” dediği, “Cennet gençlerinin efendisi” olarak vasıflandırdığı, Hz. Ali, Hz. Fatıma’nın ciğerparesi, Hz. İmam Hüseyin Efendimizin ve de pek çoğu Ehli-İ Beyti’den olan 70 müminin Kerbelâ’da şehadete ulaştıkları tarihtir.

 Ben burada Kerbela’daki tarihi katliamın detayından ziyade bu menfur olayın sebeplerini ,Yezit zihniyeti ile Hüseyni duruşun günümüze yansımaları üzerinde durarak günümüz Yezit zihniyeti ve günümüz Hüseyni duruşu ortaya koymaya çalışacağım. Aksi takdirde Kerbeladan almamız gereken dersi çıkarmamış oluruz ki bir taraftan hz.Hüseyn ve ehli beytine ağlarken diğer taraftan zamanımızın Yezidileri ile bir olup zamanımızın Hüseyinlerine kılıç çekenlerden oluruz. Bu yüzden bu menfur olaya bakarken tarihteki Yezit bin Muaviye’yenin şahsına takılmadan Yezit zihniyetine dikkat etmek gerekir diyorum. Bunun için de Yezidin kişiliğini iyi okumak gerek.

YEZİDİN KİŞİLİĞİ VE DAVASI

Yezid,bencil, zevk düşkünü,şehvetperest,ayyaş,zorba ve kendisine boyun eğmeyen herkesi hain ilan eden ve onlara hayat hakkı tanımayan bir kişilik.En önemlisi de peygamber ve güzide sahabenin hakim kıldığı İslam’a sırt çeviren, onu ortadan kaldırmaya  çalışan bir şahsiyet. İslam hilafeti adı altında Müslümanların başına zorla geçmeye çalışan ve İslami’n kökünü kazımaya çalışan bir kişilik.

Buna mukabil hz.hüseyn ise peygamberin davasına malını,canını, evlad-u iyalini kurban etme pahasına İslam dininin prensiplerine sahip çıkmaya çalışan ,Müslümanları yezid gibi bir zalimin esaretinden korumaya çalışan özgürlük öncüsü.

İyi bilinmelidir ki, Hz. Hüseyin’in Kûfe’ye yürüyüşü hakkı haykırmak, baskıya ve zulme direnmek, hak ve adaletin tesis edilmesi içindir. Hz. Hüseyin’in konuşmaları ve mesajları dikkatle incelendiğinde tüm kaygısının İslam’ın ahlaki evrensel ilkeleri çerçevesinde, sadece Allah’ın rızasını kazanmak, Resul’ün örnekliği doğrultusunda hak ve adaleti tesis etmek olduğu görülmektedir. Hayatında en ufak bir riya, menfaat, hırs, dünyalık ve saltanat beklentisi bulunmayan Hz. Hüseyin, batıla ve zulme karşı gösterdiği tavrında doğru bir örnek olmuştur. Hz. Hüseyin zulme, zâlime, haksızlığa ve adaletsizliğe karşı çıkmış ve şahadetiyle zalimlere üstün gelmiştir. Kerbelâ hadisesinde Hz. Hüseyin ve arkadaşlarının uğruna can verdikleri yol, Hz. Muhammed Mustafa’nın (sas) yoludur. Kerbelâ’yı anlamak, Kerbelâ’yı yaşamak, hakka, hakikate, hürriyete ve adalete sevdalı olmak demektir. Haksızlık karşısında direnmenin adıdır Kerbelâ.

Bu günümüze bakarak kerbela ve hz.hüseyin’i okuduğumuzda göreceğiz ki zamanın geçmesiyle yezidlerin ismi değişmiş ancak yezidin zihniyeti olduğu gibi duruyor. Dün zulmün sahibi Yezid idi şimdi Beşşar olmuş Sisi olmuş,Abdullah olmuş,Azad olmuş,Özgür olmuş şu olmuş bu olmuş.Dünün yezidleri halkı zorla kendisine itaat etmeye zorluyordu, bu gün de aynı .Dün zülme boyun eğmeyenler hain ,işbirlikçi ilan ediliyordu bugün de. Dün Müslüman halkın evlatları içki, eğlence ve ahlaksızlığa sevk ediliyordu bugün de. Dün bu ceberut yönetime boyun eğmeyenler öldürülüyor, çoluk çocuklarıyla yaşlı ve kadınlarıyla çadırlarda yakılıyordu bugün de. Dolayısıyla dün bir tane kerbela vardı ama bugün islam coğrafyasının tamamı Müslümanlar için kerbela olmuştur. Zira bugün Mısırda Suriye’de, ırak’ta ve Diyarbakır da da zülme boyun eğmeyen ve İslam’a sahip çıkan Hüseyinler, Yasinler,Hasanlar,Cumalar ateşlerde yezidi zihniyetin varisleri tarafından yakılıyor.

 Bugün bizlere düşen Kerbelâ’yı doğru okumak ve doğru anlamaktır. Onu sadece tarihte yaşanmış bir kıssaya, bir mitolojiye, bir efsaneye dönüştürmemek; bu hadiseden dersler ve ibretler çıkarmaktır.

 

Kerbelâ, bize gücü elinde bulunduranların imandan, ahlâktan, faziletten ve insanlıktan uzaklaştıkları zaman güç uğruna, hiçbir değer tanımaksızın nasıl zalimleşebildiklerini göstermektedir. Onun için diyorum k;Kerbela’yı anlamak Hüseyince yaşamaktır. Kerbelâ, hakkın hatırını her şeyin üzerinde tutmaktır. Yürekleri hiçbir zaman sahra-i Kerbelâ’ya dönüştürmemektir. Kerbelâ’nın acısını yüreğinde hisseden hiçbir Müslüman, Kerbelâ şehitlerine bu zulmü reva gören Yezidler gibi düşünemez, Şemirler gibi davranamaz, Zülcevşenler gibi yaşayamaz. Hele hele Kerbela’nın kerb-u belasını bugüne asla taşıyamaz. Hz. Hüseyin’in en büyük gayesinin, kendisinden sonra yeni Kerbelalar yaşanmaması olduğunu bilir.

 

 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *