0

            

 

Son zamanlarda teknolojinin çoğalmasıyla, teknolojiyi kullanıp istifade etmek konuşmaya yeni yeni başlayan bebelere kadar gelmiştir. Bu çok güzel ve takdir edilmesi gereken bir konu ama aynı zamanda çocukların zihinlerini kullanma fonksiyonlarını kısa devre yapmasına, akıllarını çalıştırma gibi bir dertlerinin olmadığı izlenimlerini oluşturuyor. Gerek okumadan uzak internete yakın olma durumları olsun, gerekte sosyal aktiviteyi sadece sosyal medyayla sınırlı sanarak gerçek sosyallikten uzak bir yaşam şekli durumları olsun sıkıntılı günlerin habercisi konumundadır.

 

Çocuklarımızın bu seviyeye gelmesinin başlıca ve aynı zamanda tek sebebi de bizler teşkil ediyoruz. Bizlere bulaşmasınlar da ne yapıyorlarsa yapsınlar gibi kısır bir düşünceyle göz ağrılarımızı anlık yorgunluk, heves ve sıkıntılarımıza feda ediyoruz. Söyleme gelince çocuklarımızı hiçbir şeye değiştiremeyeceğimizi deklare ederken, zaman pratiğe gelince bambaşka birileri oluveriyoruz.

 

Çoğumuz; çocuklarımızı çok düşünerekten maddi imkânlar elvermediği halde en güzel ve en iyi okullara gönderiyoruz. Gittikleri okullarda sınavlarda 450 veya 500 net puan alan hocalar eşliğinde, kara tahta yerine akıllı tahta, defter yerine tabletlerde eğitim görmelerini takdirle karşılıyoruz. Belki, çocuğumuzun arkadaşlarını dersleri en iyi olan öğrenciler olmasını istiyor hatta teşvik ediyoruz. Belki çoğumuz; akşamları çok ders çalıştığı için geç yatan çocuğumuza kıyamayarak(!) sabah namazlarına kaldırmıyoruz…

 

Şuan birileri bana diyor ki; kim çocuğunun en iyi eğitimci tarafından eğitilmesini istemez ki! Kim çocuğunun arkadaşlarının haylaz, işe yaramaz olmasını ister ki! Gibi doğal sitemlerde bulunabilir. Bende bu gibi sitemli ağabeylere sitemle karşılık veriyorum. İnsan olmamız hasebiyle fıtratımızca istenilen, neslimizin devamının çok başarılı olma içgüdüleridir. Ama çocuğumuzu en iyi okullara gönderdiğimizi zannedip, okul yöneticilerinin kim olduklarını bilmeden, okul yöneticileri onlara zarar gelmesini engeller düşüncesinde olmadan. Çok başarılı öğretmenler tarafından çocuğum eğitiliyor deyip, sadece dünyevi başarılar elde eden ama dine hiç değer vermeyen hatta aşağılayan bir eğitimciye teslim etmeden gurur duyacağımız fidanlar yetiştirebiliriz.

 

Biz bunları göz ardı edersek, velev ki çocuğumuz profesör de olsa gurur duyacak değiliz. Çünkü dinle herhangi bir alakası olmayacağı için sadece yaka kartında prof. Yazacak, ama kimliğine baktığımızda kimliksiz ve şahsiyetsiz olacak. İnsanlıktan uzak, hayâsız bir hayat yaşayacağını ön görmemiz için de müneccim olmamız gerekmez herhalde.

           

Peki, o zaman ne yapacağız? Gibi haklı sorular yöneltebilirsiniz. Elbette eğitimcilerin iyi olması için seçici olacağız. Sadece iyi olması yetmez aynı zamanda ahlak ve dini konular üzerinde de yoğunlaşmalı eğitimci. Maalesef bu ülke insanı din kültürü dersine giren ateisti, fıkıh dersine giren sapık batı düşüncesine sahip fiskiyatı yayan şaklabanlar görmüştür. Onun için çok uyanık olmalı ebeveynler.

           

Şuan sizlerin eee iyi diyorsun da, hem kendi branşında hem de dini meselelerde uzman olan birini görebilecek miyiz?

           

Bunun da çaresini Diyanet İşleri Başkanlığı bulmuş. Nedir çare? Çocuk okuldan geldikten sonra camiye gidip imamdan ders alarak o eksiğini gidermiş olacak. Basından çıkan Batman İl Müftüsü imzalı habere göre ihtiyaç odaklı Kur-an kursu eğitimi okulun başlamasıyla (28.09.2015) faaliyete geçeceğidir. Sabahçı ve öğlenci öğrencileri de düşünen diyanet, sabah 07.00’den gece 23.00’e kadar istenildiği takdirde cami imamı tarafından ister fıkıh veya siyer, ister tecvit veya akait dersleri alınabilir. Ayrıca Müftü bey’in altını çizdiği önemli bir nokta da bu eğitime yaş sınırı olmadığı vurgusudur. Yani 7’den 70’e isteyen herkes sabah 07.00’den gece 23.00’e kadar Kur-an’ı Kerim eğitimini camide cami imamından alabilecek. (Batman İl Müftüsünün bildirisine göre cami imamının isteyen herkese ders vermesi zorunludur.)

           

            Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı, neslimizi kaybetmeden kazanabilmemiz için bu gibi paslaşmaları çokça yapmalıdırlar. Bu gibi çalışmalarından dolayı da kendilerini tebrik ediyorum.

            Geleceğimiz olan çocuklarımızı daha çok dikkate alarak, eğitimlerinin maksimum derecesine ulaşacağı günlerin yakın, okul önlerindeki serserilerin uzak olduğu günlerde buluşmak dileğiyle…

 

 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *