0

 

“–Nefsim kudret elinde bulunan Allah’a yemin ederim ki, birbirinize merhamet etmediğiniz müddetçe cennete giremezsiniz.”

Özelde ortadoğu da genelde bütün İslam coğrafyasında Müslümanlar arasında büyük fitnelerin yaşandığı Müslümanların birbirleriyle savaştığı günler yaşıyoruz. Her gün onlarca Müslüman katledilmekte, insanlar yerlerinden yurtlarından edilmekte, başka ülkelerde mülteci durumuna düşmekte ve neticede insanlığa sığmayacak muamelelere maruz kalmaktadırlar.

Artık her yerde kan her yerde gözyaşı her yerde felaket manzaralarını görmekte veya izlemekteyiz. Bütün bunlardan daha acısı ise bütün bu savaş ve katliamların Müslümanlar arasında yaşanıyor olması ve daha kötüsü de İslam adına yapılıyor olmasıdır. Yerli ve yabancı İslam düşmanları da bütün bunları yalan dolan iftira ile süsleyerek insanlara aktarmakta adeta yarış içine girmiş fırsat bu fırsat deyip İslam dinini toplum gözünde karalama yarışına girmişler. Gerek görsel medya imkânları ile gerekse yazılı basın yayın kalemşörleriyla şunu söylüyorlar. “işte görüyorsunuz İslam dini hayat dini olamaz.

Toplumları idare edemez. Baksanıza Müslümanlar nasılda canice birbirlerine bile hayat hakkı tanımıyorlar. Görmiyor musunuz Müslüman ülkelerden fitne eksik olmuyor. Nerde Müslüman bir ülke varsa orada kan gözyaşı talan ve savaş vardır. Baksanıza Müslümanların haline her yerde dilenci durumuna nasılda düşmüşler.

Öbür tarafta Avrupa’ya veya islamın hakim olmadığı diğer İslam ülkelerine bakın nasıl da müreffeh bir hayat yaşıyorlar huzur içindeler?” Gerçekten öylemidir? Sahi İslam şiddet dinimidir? Müslümanlar da terörist ve tekbirler eşliğinde birbirlerinin kellesini vuran katiller midir? Her kim böyle düşünüyorsa şüphesiz ki ya islam’dan bihaber bir cahil ya da bilebile İslam’a düşman olan bir nankördür.

Zira İslam topraklarında gördüğümüz vahşetlerin asıl müsebbipleri şüphesiz ki Amerika, İsrail ve diğer Avrupa ülkeleri olan şer güçlerdir.

Bugün Suriye olsun, Irak olsun, Mısır olsun, Libya olsun ve diğer ortadoğu ülkelerinin tamamı bu güne kadar diktatörlükle yönetilmediler mi? Onları yöneten firavunlar Avrupalıların piyonları değiller miydi? Bu ülkelerin hangi birisi İslam’la yönetildi de buna rağmen insanlar bu hale geldi?  Onun için diyorum ki ey bu fitneleri bahane ederek islam’a ve Müslümanlara dil uzatanlar! Bu katliamlar, bu vahşetler, bu çirkin manzaralar sizin eseriniz. Asıl ne zaman Müslümanlar bunu fark etse dinine dönse İslam’la kendine gelse asıl o zaman bu fitneler son bulacak bugün birbirlerinin kanına girenler tekrar kardeş olacaktır. Bunları kuru bir iddia olarak söylemiyorum. Şanlı İslam tarihi bunun örnekleriyle doludur.

İslam öncesi cahili toplumların hali ile İslam sonrası asrı saadetlerdeki insanlığın çıktığı zirve  ortadadır. İslam öz evlatlarına dahi merhametten mahrum cani ve katil ruhlu sözde insanlardan bırakın insanları, hayvanlara, ağaçlara hatta vahşi yaratıklara merhamet eden yüce şahsiyetleri ortaya çıkardığını herkes iyi biliyor. İnsanlıktan çıkmış bir toplumu dünyaya medeniyet hak ve adalet şefkat ve merhamet dersini veren bir hale getirdiğini, aklını ve vicdanını kayb etmemiş her insan, insanlığın huzur ve mutluluğunun ancak İslam’la mümkün olbileceğini kabul eder.

Bir iki örnek vererek sözlerime son vermek istiyorum. “–Nefsim kudret elinde bulunan Allah’a yemin ederim ki, birbirinize merhamet etmediğiniz müddetçe cennete giremezsiniz. ” Müminlerin, birbirlerine acımakta, birbirlerini sevmekte ve birbirlerine şefkat göstermekte bir vücut gibi olduklarını görürsün. Bu vücudum herhangi bir uzvu muzdarip olduğu takdirde, diğer kısımlarının da uykuları kaçar, ateşler içinde onun ıztırâbını duyarlar.” (Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Birr, 66)  “Hayvanlarınıza, onları yormadan güzelce binin ve (kullanmadığınız zaman da) güzel bir şekilde istirahat ettirin. Onları yollardaki ve sokaklardaki konuşmalarınız için kürsü edinmeyin (sırtlarında durarak sohbet etmeyin). Nice binilen hayvan vardır ki, sırtına binenden daha hayırlıdır ve Allah Tebâreke ve Teâlâ’yı ondan daha çok zikretmektedir.” (Ahmed, III, 439) (Komşusu açken tok yatan, mümin değildir.) [Buhari]  (Komşusu kötülüğünden emin olmayan kimse, mümin değildir.) [Buhari]  (Malına veya çoluk çocuğuna zarar verir korkusuyla komşusuna kapısını kapatan, onunla görüşmeyi kesen, mümin değildir.) [Harâiti]  (Kendisi için sevdiği şeyi, komşusu veya arkadaşı için sevmeyen mümin değildir.) [Müslim]

İşte dinimizin yetiştirmek istediği insan tipi ve islan oluşturduğu toplum. Bütün bunlara rağmen şiddette katliamlara imza atmada çocukları, kadınları ve masum insanları hunharca öldürmede Işid den geri kalmayan binlerce öldürdükleri insanları unutup bugün bile kendisine boyun eğmeyen kedisi gibi düşünmeyen kişi ve yapılara hayat hakkı tanımayan sözüm ona kesimlerin ve yandaş medya ve kalemşörlerinin 

Işid üzerinden bütün Müslümanlara fiili ve sözlü saldırıları iki yüzlülüklerini net bir şekilde ortaya koyuyor. Bir taraftan Işid’in saldırılarından şikayet edip diğer taraftan da  türlü yalan ve iftiralarla bütün Müslümanları Işid’çi işide destek veriyorlar diye toplumu birbirlerine kırdırtmaya çalışıyorlar. İslam’i şahsiyet ve camiaları hedef göstererek yalan ve iftiralarla linç ettirmek istiyorlar. Böylece bir taş ile iki kuş vurmaya çalışıyorlar.

 

Birincisi islamı toplumun gözünde kötü göstermek. İkincisi de dindar kesimle toplumu birbirinden kopararak toplumun alternatifsiz tek hamisi ve sahibi olarak gösterip toplumu kendilerine kul köle yapmaktır. Oyun bu. Dikkatli olmakta fayda vardır. Ne Işid’in. ne de hiç kimsenin İslam’i olmayan davranışlarını, Müslümanları tekfir, kendilerine boyun eğmeyenleri öldürme, kadın çocuk savunmasız insanları ırkı, dini, mezhebi ne olursa olsun haksız yere öldürmek, göçe zorlamak, bu tür gayri islamı girişimleri kabul etmemiz mümkün olmadığı gibi birilerini memnun etme uğruna günah işleyeni telin ve ya tekfir de etmek doğru değildir.  Sakın kimse Işid’i gözümüzün içine sokarak otuz yılı aşkındır yaptıkları hunharca katliamlarını bize unutturmaya kalkışmasın.   

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *