0

 

 

Bu aralar elimize gazetemizi aldığımızda, televizyonun karşısında haberleri izlediğimizde, internetten son dakika haberlerini tıkladığımızda en görmek istemediğimiz görüntü, söyleyiş ve ağıtlarla karşılaşıyoruz. Gerek devletin yanlış politikaları olsun gerekte pkk’nin uslanmaz tavırları olsun bu milleti verem etmiş durumdadır. Büyük insanlık sloganıyla yola çıkan hdp de barajı geçtikten sonra insanlığa hiçbir katkı yapmamış hatta insanlığı katletmiştir. Seçimden önce pkk’ye birileri silahı bıraktıracaksa bu şüphesiz hdp’dir söylemi, seçimden sonra kesinlikle pkk’ye silah bıraktıramayız söylemine dönüştü bay Demirtaş tarafından.

 

Yani daha önce devlet bizi özgürleştirmek(!), çağdaşlaştırmak(!) haklarımızı korumak(!) için öldürüyordu, şimdi de hdpkk bizi özgürleştirmek(!) için aynı taktiğe başvurarak öldürüyor. Allah aşkına bizler ölmeden, özgürleşemeyecek miyiz? Diye bir söz dolaşıyor Kürdistan semalarının boşluğunda.

 

Kimin kamyonu, tırı, aracı yakılıyor; Kürtlerin. Kimin aşı, işi, ticareti, canı sıkıntıya girip sekteye uğruyor; Kürtlerin. Kimin mal, can güvenliği yok Kürtlerin. Peki, Kürtlerin hakkını savunduğunu iddia edip bu kadar zulmü Kürtlere yapan pkk hangi akıla hizmet ediyor?

Aslında bir düşünür şu gerçeğe parmak basmış. “Bu savaşlar birbirini tanıyan ama birbirleriyle savaşmayan kişiler adına, birbirlerini tanımayan iki gurubun savaşıdır.” Ve ölmek her zaman mazluma, ağıtlar yakmak kimsesizlere düşüyor maalesef.

 

En iyi dostumuz konumunda olan, “insanlık” sekerat halindeyken bizler hiçbir şey yapmadan ölümünü bekleyecek değiliz. En güzel en iyi dostumuz olan insanlığı kurtarmak için ne gerekiyorsa yapmamız gerekir. Hiç kimse kimseyi tek çatı altında kendi fikir ve ideoloji dayatmalarını zorla dayatamaz. Buna ne hakkı ne de güç ve kuvveti vardır. O halde farklılığımızı Allah’ın ayetlerinden sayarak, renkliliğimizle kardeşçe yaşayalım. Yaşayalım ki kardeşliğimiz pekişsin, huzur ve saadeti en içten duygularımızla içimize çekip ferahlayalım.

 

Bizler insanlığı göz ardı etmediğimizde hep beraber göreceğimiz, dünyanın mihenk taşı olan insanlar düzelince, dünyanın hemen akabinde düzeleceğine şahitlik edeceğiz.

 

Müslümanların hemen hemen hepsi, az ya da çok siyer kitaplarını karıştırmış, bilgi sahibi olmuştur. Okuması olmayanlar da muhakkak ki ilim ehli bir zattan Asr-ı Saadeti dinlemişlerdir. Nasıl ki; Asr-ı Saadetten önce Mekke halkı zamanın en çağdaş, okumuş halkı olmasına rağmen onlar adına, insanlık namına hiçbir şey not etmemiştir tarih. İnsanlıktan hiçbir şekilde nasiplenmeyen müşriklerin yaptığı; kan, gözyaşı, kin, nefret ve hasetten başkası değildi. Ama nasıl ki İslamla şereflenip müşerref oldular o zaman aziz ve üstün oldular. İslamiyet’in bıraktığı eserine baktığımızda görüyoruz ki; kızlarını diri diri toprağa gömen milletten cenneti ayaklarının altına alma medeniyetine taşımıştır. Kaosun, ölümün, zulümün onlar için geride bırakılan bir çöplük olduğunu söylersek yeridir.

 

Şu anda bizlerde o zamanın sıkıntılarını çekiyoruz islamdan uzaklaşarak. Kaos ve gerilim had safhaya çıkmış ve geçiyorda. Kur-an’ın yüce emirlerini ve Resulullah’ın vazgeçilmez sünnetini arka plana attığımız için bu sıkıntılar gün be gün çoğalıyor. Hangi doktor ve hekime, hangi psikolog ve sosyologa gitsek derdimize çare bulamaz. İlla çaremiz Kur-an’ı Kerim ve sünneti seniyyededir. Bunlara sarılıp emir ve nehylerini dinlediğimizde göreceğiz ki en güzel günler bizleri bekliyor olacaktır.

 

 

Savaş ve kargaşadan uzak afiyet ve sıhhate düçar olmak, kardeşçe yaşamın uzak olmayan güzel günleri de görmek buluşmak dileğiyle…

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *