0

 

 

Bir önceki yazımda devlet ve PKK’nin savaşından dolayı mazlum halkın zarar gördüğünü ifade etmeye çalışmıştım.

Peki, bugün Kürdü ile Türkü ile Arabı ile ülkemizin her yanında yaşanılan acılarda sivil halk olarak hiç mi sorumluluğumuz yoktur. Elbette ki bu acı manzaraların yaşanmasında hepimizin payı ve günahı vardır. Vatandaşlar olarak günahımız var çünkü nemelazımcılık hastalığına müptela olduk. Çocuğumuz elimizden alındı sesimiz çıkmadı, kızımız iffetinden uzaklaştırıldı rahatsız olmadık. Yeni neslimiz dinine örf ve adetlerine düşman hale getirildi sesimiz çıkmadı. Neslimiz namazsız ibadetsiz yetiştirildi sebebini sormadık kısacası her zulme her yanlışa boyun eğdik. Bu gün bile her gün evlatlarımız ölüyor öldürülüyor. Göz göre göre bir savaşa sürükleniyoruz ama hala iki tarafa da, biz savaş istemiyoruz,evlatlarımızın ölmesini istemiyoruz,yollarımızın kesilmesini arabalarımızın dükkanlarımızın yakılmasını istemiyoruz,her saat televizyonlarda katliam haberlerini izlemek istemiyoruz,ülkemizin Suriye gibi,ırak gibi olmasını istemiyoruz,biz de başka memleketlere ülkelere sürülmek istemiyoruz,biz huzur içinde barış içinde bir hayat sürmek istiyoruz.”diyecek kadar ses çıkaramıyorsak elbette ki bu savaşta bizim de payımız vardır.

Âlimler, kanaat önderleri, aşiret büyükleri, stk’lar, sizler de bu savaşa karşı çıkmaz sesinizi gereği kadar çıkarma cesareti gösteremiyorsanız elbette sizler de bunun vebalinin altından kalkamazsınız

Bu savaşın ve şiddetin en büyük mağduru anneler, çocuklarınız için evlatlarınızın geleceği için sizler de sessiz kalmamalı ve hem devlete hem de PKK ye karşı cesurca çıkıp “bizim adımıza çıkıp evlatlarımızı öldürtmenizi istemiyoruz. Bu çocukları kirli hedeflerinize kurban etmeniz için büyütmedik.”diyerek cesurca haykırmasanız daha çok evlatlar kaybedersiniz.

Kanaatimce bu kirli savaşı durduracak en büyük güç halkın bizatihi kendisidir. Yeter ki halk kendisine zülüm eden iki kesime de tepkisini koymasını bilsin.

Seksen milletvekili ile hdp’yi meclise taşıyan siz değil misiniz? Yıllardır AKP’yi tek başına iktidara taşıyan siz değil misiniz? Bu gün de iktidardan indiren siz değil misiniz? Pkk’ye her türlü desteği vererek bu günlere getiren siz değil misiniz? Dolayısıyla ey halkım güç sizde vebal de sizindir. Bu gün bu acıyı sizler çektiğiniz gibi yarın Allah katında vebali de sizin olacaktır. Bakın yüce Allah bu hakikati nasıl ifade ediyor.“Başınıza gelen herhangi bir musibet ellerimizle işlediklerinizden ötürüdür. O, yine de çoğunu affeder. “Yeryüzünde O’nu âciz bırakamazsınız. Allah’tan başka bir dostunuz da, yardımcınız da yoktur.”(şura-30-31)

                Canınıza, malınıza gelen herhangi bir musibet, sadece sizlerin ellerinizle işlemiş olduğunuz günahlar yüzündendir. Evet, mallarımız ve canlarımız konusunda bize ulaşan musibetler, ellerimizle işlediklerimiz yüzündendir. Ama bizim ellerimizle işlediklerimizden pek çoğunu Allah affetmektedir. Ellerinizle işlediklerinizden pek çoğunu Allah görmezden geldiği, ciddiye almayıp affettiği için bunların cezasını size tattırmıyor. Eğer Rabbiniz size bu kadar merhametiyle muamele etmeyip de, yaptığınız her bir günah yüzünden hemen cezalandırılsaydınız, mutlaka hepiniz helâk olup giderdiniz. Kuran’ın başka yerlerinde bu hususu anlatan ayetler vardır.

                “Eğer Allah kazandıklarıyla insanları muâheze etmiş olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı kalmazdı. Lâkin Allah onları belli bir vakte kadar erteliyor.” (Fâtır 45)

                “Eğer Allah zulümleri yüzünden yerdekileri hesaba çekecek olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı mahluk kalmaz-dı.” Nahl-61

Evet, her geçen gün üzerimizde musibetler belalar artmakta. Bütün İslam coğrafyası kan ağlıyor. Müslüman’ım diyenler küfür güçleri ile el ele vermiş Müslüman kardeşinin canına kast ediyor. Dağlarımız şehirlerimiz kan ve barut kokuyor. Parçalanan bedenler Müslümanların bedeni yakılan yıkılan memleketler Müslümanların memleketleri. Ağlayan anneler Müslüman memleketlerinden sürülen. Paramparça olan aileler Müslüman. Öbür taraftan İslamsızlaştırılmak istenen memleketler ve İslamsız imansız bir hayata zorlanan insanlar yine Müslüman evlatları. İşin ilginç olanı bütün bunları yapan da Müslüman olduğunu iddia ediyorlar.

Yukarıdaki ayeti kerimelere baktığımızda anlıyoruz ki bütün bu yaşadığımız musibetlerin sebebi bizatihi bizleriz. Hatta Allah merhameti ile birçok günahımızı af etmemiş olsaydı belki de alıp verdiğimiz nefesi bile bizden alması gerekirdi.

Dolayısıyla bu fitneleri bitirecek, barış ve kardeşliğimizi tesis edecek ne çözüm süreçlerdir, ne ABD veya NATO ya da BM’dır. Bir an evvel aslımıza dönmemizdir. Yani İslam’ımıza Kuran’ımıza peygamberimize dönmemizdir. Dün nasıl ki insanlık vahye ve peygambere müracaatla bütün sorun ve sıkıntılarından kurtulduysa bugün de aynı metotla kurtulabilir.

 

Dolayısıyla bu halkı seven herkes biran evvel bu insanların gençlerini yaşlılarını kadınlarını kızlarını İslami bir anlayışa davet etmelidir bu topluma İslami bir hayatı kazandırmak için elinden geleni yapmalı ve kendilerini bu zulme duçar edenlere de dur demesini bilmelidir.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *