0

 

 

Son dönemlerde gerek ülke genelinde, gerekte Batman’ımızda olan hırsızlık vakaları bizleri bir hayli düşündürüyor. Her nereye gitsek, kimi görsek maalesef hırsızların mağduru olmuş durumdadır. Hakikaten de hırsızlık vakaları maksimum derecesini geride bırakmış, insanların insanlara güvenini minimuma indirgemiştir.

 

Bunun başlıca sorumluları, caydırıcı cezalar vermeyen hâkimler-savcılar ve kanunlardan hiç anlamadan kanunu dizayn edenlerdir. Dizayn ettikleri bu kanunları da körü körüne savunanlardır. Gariban ve mazlumlara aslan kesilen mahkeme salonlarındaki yetkililer, konu kamu düzenini bozanlara gelince dillerini yutmuş bülbülleri de geride bırakarak yetkili ve etkili konumları etkisizleştiriliyor.

 

Hâlbuki caydırıcı bir ceza verilseydi suç işleyenlere, kesinlikle hiç kimse tarafından meslek haline getirilmezdi. Mesela yüce yaratıcının hayat nizamı için bizlere uygun gördüğü şu Ayet-i Celile’nin üzerinden tefekkür edelim. Şöyle buyruluyor; “Hırsızlık yapan erkek ve hırsızlık yapan kadının, yaptıklarına karşı bir ceza, Allah’tan da bir azab/ibret olmak üzere ellerini kesin! Allah, üstün/mutlak galiptir, hikmet sahibidir.” (Maide 38)

 

Bir kişiye böyle caydırıcı ceza uygulansaydı eminim ki hiç kimse hırsızlık yapmaz hatta ve hatta yerde, kıyıda, köşede bulduklarını da yetkililere teslim edecek vaziyete gelirdi. Ama maalesef bunu uygulamak şöyle dursun, hırsızlık mağduru mal sahibi haksız duruma düşürülüyor.

 

Geçenlerde bir arkadaşımızın güvenlik kameraları önünde motoru çalınmıştı. Mağdur, ellerindeki kamere kayıtlarıyla polis karakolunun yolunu tutar. İfadesini verdikten sonra kamerada alenen görülen hırsızı kastederek memura diyor ki “bu görüntülerden bir şey çıkar mı? Hırsız yakalanır mı?” Sorusuna memurun cevabı ne durumda olduğumuzu açık bir şekilde ifade ediyor. ‘valla bir şeyler çıkar ama motorun çıkmayacağı kesin.!’ Bir başka memurun söylediği ise daha ilginç. O da şöyle diyor; ‘aslında bu hırsızın mıntıka alanı burası değil, başka bir mahalledir. Ama nasıl olmuşsa oraya gelip hırsızlık yapmış bize de tuhaf geliyor ‘ diyor. Ve hala o hırsız yakalanmamış, gerek kendi mıntıkasında! Gerekse de başka mıntıkada! Güzel güzel mesleğini icra ediyor.

 

Bu sadece ve sadece bir örnek, de gel de bazı polislerin hırsızlarla işbirliği yapıyor deme. Neresinden tutsan elinde kalıyor. Şüphe üzerine milleti yakalayabilen polislerin ellerinde, kapı gibi kamera kayıtları var. Hayde kayıtları bir kenara bırakalım ya diğerine ne demeli. Burası onun mıntıkası değil dediğine göre adamı tanıyorlar ama hala adaletin tecelli ettiği yok.

 

Bilmiyorum okuyucuların bu duruma bakış açısı nedir ama bu konu beni bir hayli düşündürüyor. Kendilerine hırsızlığı meslek yapmış bu zavallılar ne zamana kadar hem kendileri haram lokma yiyecek, hem de ailelerine yedireduracaklar. Madem bizler müslümanız niye Allah’ın belirlediği yolu kendimize destur etmiyoruz. Ne demişti Rab Teala Kitab-ı mubinde bizlere hitaben; “Ey insanlar! Yeryüzünde bulunan şeylerden helal ve temiz olanları yiyin ve şeytanın adımlarına tabii olmayın! Şüphesiz o, sizin için apaçık bir düşmandır.” (bakara 168)

 

Adaletten ümidim olmadığı için hırsızlık yapanlara sesleniyorum. Sayılı günler var önümüzde ve takvim yaprakları gibi bir bir sökülüyorlar. O çetin güne kalmadan, “İnsanların hesap (vakti) yaklaştı onlar ise gaflet içerisinde yüz çeviriyorlar.” Ayetine muhatap kalmadan tövbe edip hak ve hakikate kalbimizi açalım.

 

 

Son olarak şunu da belirtelim, Allah-u Teala buyuruyor ki; “Biz kıyamet günü için adalet terazilerini koyarız/kurarız. Bu itibarla hiçbir nefis hiçbir şeyle zulme uğramaz. Eğer bir hardal tanesi kadar (ameli) de olsa onu getiririz. Hesap görücüler olarak biz yeteriz.” (enbiya 47) Geç olmadan hakka tabii olmak ve hakka tabii kalmak dileğiyle…

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *