SULAR KESİLMİŞ, KİMİN UMURUNDA

                Batman’ın makus talihini yenmek kolay değil herhalde. Ya da makus talihini yenmeyi kimse istemiyor, ya da kimsenin umurunda değil.

                Baksanıza Yaz ayında, sıcaklığın neredeyse 45 dereceyi bulduğu bir günde Batman’da sular akmıyor. İnsanlar evlerinde yemek yapmak için su bulamıyor. En son çare olarak da ellerinde bidonlarla yolları kesmeye karar verdiler.

                Düşünün belediye yönetimi başka bir partide olsaydı durum ne olurdu. Sokağa çıkan üç-beş kişi mi olurdu yoksa bütün mahalle hep birlikte belediyeye mi yürürdü. Ya da Gezicileri çağırıp eylem mi yapılırdı. Ama sözkonusu belediye HDP’li olunca durum değişebiliyor. Çünkü zaten seçim döneminde hizmet yapmayacağını beyan etmişti. O halde suyun akmaması da normaldir. Ne olmuş yani, vatandaş bir hafta susuz kalsın, diğer mahalleden su taşısın, olmadı bahçesine kuyu kazsın.

                Sorun olan sadece suların akmaması mı? Keşke Batman’ı kasıp kavuran sorunlar yumağı sadece bununla bitseydi. Temizlik hak getire. Çöplerin toplanmasından sonra bile çöp bidonların yanı kirli kalıyor. Caddelerde tozdan geçilmiyor. Asfalt yollarda bile rahatlıkla toprak ve tozlu alana denk gelip sıcakla beraber güzel bir boyanabilirsiniz.

                Trafik sorunu mu dediniz? Allah sabır versin, arabasıyla çarşıya gidenlere. Gelişigüzel park edenlere hiç kimse ses çıkarmaz, zaten park alanı bulmak da mucize. Bu sorunu çözmek için de herhangi bir çaba gösterilmez. Sorunlar kat kat artar, en sonunda insanlar innallah eder, bu şehirde yaşamaktan. Sonra da her yerde yakınıp dururuz, neden insanımız Batman’dan göç ediyor, ya da neden yabancılar Batman’da durmuyor diye. Allah aşkına bu şehirde yaşamanın işkence çekmekten ne farkı var.

                Batmanlılar yakında yüksek atlama dalında olimpiyatlara giderlerse şaşırmayın. Her gün vizyon projenin bir tarafından diğer tarafına geçmek için orta refüjlerin üzerinden atlamak zorunda kalarak yüksek atlama için antreman yapmaktadırlar. El insaf, karşıdan karşıya geçmek isteyenlerin arasında hamile bayanlar, yaşlılar, çocuklar var. Bir de kırmızı ışığa yakalanmamak için her türlü riski göze alan sürücüler var. Ne edersiniz işte adı vizyon proje!

                Bununla beraber Elma sokak ve Alo Tevşo dediğimiz pazar yerleri var. Elma sokağına girip çıkmak gerçekten cesaret ister. Burun direkleriniz kırılmadan geçebilirseniz ne mutlu size. Peynir kokusuna eyvallah da, bu koku peynir kokusunu çoktan geçti. Denetimsizlikten kaynaklanan, başıboşluğun eseri olan bir koku var burada. Alo Tevşo ise yıllardan beri aynı manzaradan kurtulamadı. Hiç mi denetim yapılmaz, hiç mi esnaf düzen konusunda uyarılmaz. Herkes kendi başına buyruk. Yollar mı kapanmış, bayan mı geçmiş kimin umurunda. Temizlik ise sizlere ömür. Bir şehir ancak bu kadar kötü yönetilebilir. Bir şehir ancak bu kadar sahipsiz olabilir. Tabii Başkanlarımız dışarı ile ilgilenmekten Batman’ın sokaklarını gezmeye fırsat bulamıyorlar. Şehirlerini mamur hale getirmişler sıra başka yerleri kurtarmaya gelmiş. Yanlış anlaşılmasın başka yerlere de yardım edelim, etmesine edelim de bu Batman’ı da bu keşmekeşlikten kurtarmak için de biraz kafa yoralım.

                Herhalde boşuna kendimizi yıpratıyoruz. Böyle gelmiş böyle gider diye bir laf vardır ya, tam da bize göre. Öyle ya kimin umurunda suların akmaması, temizliğin yapılmaması, ya da halkın sağlığı. Nasılsa seçimde % 70 oy  garanti. Ne yapalım başa gelen çekilir mi diyelim, yoksa derin bir ‘Ah’ çekip içimize mi atalım.